İngiltere'nin başkenti Londra’da aralarında bazı eski askerlerin de bulunduğu bir grup, bando eşliğinde İngiltere’nin Brüksel’le vardığı Brexit anlaşmasının Kuzey İrlanda Protokolü'nü protesto için yürüyüş düzenledi.
Birlik yanlısı protestocular eylemde ulusal egemenlik konusunun pazarlık konusu yapılmayacağı mesajını verdi. Hem hükümete hem de AB'ye hitaben, sembolik olarak verdikleri "askeri selamla" bu mesajlarını dile getiren eski askerler ile protestocu grup, Başbakanlık ve Parlamento binasının olduğu alanda yürüdü.
Beş yıl önce yapılan referandumda yüzde 51,5 oranıyla Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılığı seçen İngiliz halkının önemli bir kesimi, AB’yle imzalanan Brexit anlaşmasının parçasını oluşturan Kuzey İrlanda Protokolü'nü hala kabul edebilmiş değil.
16. Madde olarak anılan protokol, İngilizler'in kendi topraklarında yapılan ticarette AB’ye hesap vermesini gerektiriyor. Bunun nedeni, İngiltere’nin ana karasından Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda'ya gönderdiği malların AB üyesi olan İrlanda Cumhuriyeti’ne kaçak sokulabilme ihtimali.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere'yle Birlik yanlısı Protestanlar arasındaki çatışmaları sonlandıran ‘Hayırlı Cuma’ anlaşması uyarınca, İngiltere’yle İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziksel bir sınır bulunmuyor. AB, bu sınırın yokluğunun ticarette kaçak yaratabileceği ihtimaliyle Brexit anlaşmasına bir protokol koydurmuş, bu da İngiltere içinde egemenlik tartışmalarına neden olmuştu. Protokole göre, Kuzey İrlanda AB'nin Gümrük Birliği kurallarına bağlı olmaya devam ediyor ve Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticaret Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
‘Sosis Krizi’
İngiltere’de özellikle sağ görüşlü kesimin “Kuzey İrlanda’da yediğimiz sosisi de Brüksel’e mi bildireceğiz” sloganıyla dile getirdiği şikayet, İngiltere’de epey taraftar toplayan bir harekete dönüştü. Egemenlik gibi hassas bir konuda bu çevrelerden baskı gören hükümet de Brüksel’i yapılmış anlaşmayı yeniden gözden geçirmeye çağırınca durum İngiltere’nin uluslararası anlaşmalara karşı tavrını sorgulayan bir krize dönüştü.
Taviz verme ya da anlaşma maddesinin askıya alınması tehdidiyle karşı karşıya kalan AB, "ulusal kimlik" niteliği taşıyan şarküteri ürünlerine serbestlik vermeyi tartışırken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un karşı duruşuyla kendi içinde de bölünmüş durumda.
İngiliz sularında uzun yıllardır avlanan Fransız balıkçıların Brexit’le birlikte daralan av sahaları karşısında, bu balıkçıları tatmin eden bir anlaşma sağlayamayan Macron, İngilizler'e bir de bu tavizi kaptırmamaya kararlı görünüyor. İngiliz basınındaysa, Kuzey İrlanda Protokolü'nde verilmesi muhtemel görülen tavize işaret ederek AB’ye "diz çöktürüldüğü" şeklinde yorumlara rastlanıyor.