Kuzey Amerika’da öldürücü hava sıcaklıklarıyla yangınlar, Avrupa’da ve Çin’de seller, Sibirya’yla birlikte Türkiye dahil bazı Akdeniz ülkelerinde daha önce görülmemiş boyuttaki orman yangınları. Bütün bu gelişmeler iklim değişikliğinin geldiği boyutla ilgili endişeleri arttırıyor.
Küresel iklimdeki değişiklik artık dünyanın dört bir yanında daha fazla hissediliyor. Uzmanlar bir an önce kararlı şekilde harekete geçilmesi gerektiğini belirtiyor.
Amerika’nın batısında, California eyaletinde yangınlar yaz mevsiminin alışıldık görüntülerinden.
1 Temmuz, ülkede yangın sezonunun başladığı tarih olarak değerlendiriliyor.
Ancak 2021 önceki yıllara oranla biraz farklı. Yangınlar sadece California’da değil, aynı anda ülkenin tüm batı kesiminde, Oregon, Washington’un da dahil olduğu birçok eyalette etkisini gösterdi. Yangınlar Delaware eyaleti büyüklüğündeki alanı kül etti. Duman, ülkenin doğu kıyılarına kadar ulaştı.
Yangınlar sınırın karşı tarafında, ülke tarihinin en yüksek sıcaklıklarının yaşandığı Kanada’da da etkisini gösterdi.
Büyük Okyanus’un ortasındaki Hawaii eyaletinde durum farklı değildi. Eyalette rekor boyutta orman yangınları görüldü.
Binlerce kişi evlerinden tahliye edildi.
Sadece Kuzey Amerika değil, Avrupa, Akdeniz, Sibirya, Çin, dünyanın çeşitli bölgelerinde mevsime göre sıra dışı doğa olayları vardı.
Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde daha önce pek görülmeyen boyuttaki orman yangınlarıyla, Rusya’nın soğuğuyla ünlü Sibirya bölgesinde artan orman yangınları, Avrupa’da can kayıplarına neden olan seller… Aynı dönemde farklı iklim koşullarına artık daha sık rastlanıyor.
Uzmanlar son dönemde yaşananlarla ilgili olarak küresel iklim değişikliğinin geldiği boyuta dikkat çekiyor.
İklim uzmanı Mike Kendon, “Küresel temelde düşünecek olursak, son dönemde çok şiddetli meteorolojik olaylar yaşadık. Kanada’da 49,6’yla en yüksek sıcaklık ölçüldü. Gelişmelere bakıyoruz ve açıkçası şok edici. Öyle bir gelişme ki iklim sistemine insan etkisi olmadan açıklanamayacak bir durum. Bazı özel olayları iklim değişikliğiyle ilişkilendirmek zor olabilir elbette, ama yine de tahminler çok net. Özellikle sistemde daha sıcak enerji birikmesi ve atmosferin daha fazla suyu tutabilmesi, daha fazla fırtınayla karşılaşıyor olmamız, daha fazla olağandışı hava olayları, daha yoğun yağışlar, kuraklığın daha da artması ve deniz seviyelerinde tahminlerin üzerinde artışlar. Bunlar çok net” diyor.
Uzmanlar Türkiye’de can kayıplarına neden olan yangınlarda özellikle ısı yoğunluğuna dikkat çekiyor. Uydu verilerine göre Türkiye’deki yangınlardaki ısı yoğunluğu öncekilerin 4 katı.
Avrupa Birliği Kopernik Atmosfer Gözlem Servisi’nden Mark Parrington’a göre bu veriler son 19 yılla karşılaştırıldığında olağandışı. Parrington, Antalya ve Mersin’deki yangınların dumanlarının Kıbrıs’ta hissedildiğine dikkat çekiyor.
Türkiye’deki 60 yıllık sıcaklık rekoru Temmuz ayında 49.1 dereceyle Cizre’de kırıldı. Antalya’da normal sıcaklıkların 5-6 derece fazlası hissedildi.
İklim uzmanları uzun süredir Akdeniz’in insan etkisiyle artan sıcaklardan ve değişen yağmur oranlarından ağır bir şekilde etkileneceğini tahmin ediyor. Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliğiyle ilgili raporuna göre Avrupa’nın güneyinde de gelecekte orman yangınlarının artma riskine dikkat çekiliyor.
Avrupa’nın güneyinde bugünlerde de orman yangınları zaten etkili. Yunanistan’ın batısında köyler boşaltıldı. İtalya, Arnavutluk, Bulgaristan’da yangınlara karşı mücadele vardı. Eski kıtada birçok ülke için aşırı sıcaklık uyarısı yapıldı.
Uzmanlar yangınların etkili olduğu bölgelerde havanın aşırı sıcak ve kuru olduğuna dikkat çekiyor ve bir hatanın büyük felaketlere neden olabileceği uyarısı yapıyor.
Bristol Üniversitesi’nden Dann Mitchell Avrupa’nın güneyindeki sıcaklığın sürpriz olmadığını ve büyük ihtimalle insan kaynaklı iklim değişikliğinden kaynaklandığını belirtiyor.
Mitchell, en sıcak 10 yılın 2005’ten bu yana kaydedildiğine dikkat çekiyor ve bu yıl Kanada’yla Amerika’daki sıcaklıklara vurgu yapıyor.
Amerika’nın iklim değişikliğiyle mücadele temsilcisi John Kerry dünyanın bu sorunla mücadelede hızlanması gerektiği düşüncesinde.
Kerry, “Bir süre önce bazı ada devleti liderleriyle görüştüm, vatandaşlarını nereye taşıyacaklarını belirlemeye çalışıyorlar. Değişimler çok hızlı yaşanıyor. Uzmanlar 2018’de en kötü sonuçları engellemek için 12 yılımız olduğunu söyledi, 3 yılını boşa harcadık. Eğer bu on yılda yeterince emisyon azaltamazsak, 2050’ye kadar sıfıra ulaşmamız bu koşullarda imkansız. Hızlanmalıyız. Yaşam için son şans değil ama neden olduğu zararları ve dünyadaki değişiklikleri azaltmamız için son şans” ifadelerini kullanıyor.
Trump döneminde iklim değişikliğini nerdeyse görmezden gelen Amerikan yönetimi harcanan yılların hızlı şekilde telafisi peşinde gibi görünüyor.
Demokratlar bu konuda kararlı oldukları mesajlarını veriyor.
Senato Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, “Bu benzersiz bir fırsat. İklim krizinin kanıtlarıyla çevrelenmiş durumdayız. Batıdaki yangınlar, sıcaklıklar, seller. Nereye bakarsanız, küresel ısınma nedeniyle işler daha kötüye gidiyor. Corona çok kötüydü ama iklim konusunda hemen birkaç yıl içinde bir şey yapmazsak her yıl Corona’dan daha kötü olacak ve her yıl bir öncekinden de kötü olacak” diyor.
Schumer’in benzersiz fırsat olarak nitelediği, Biden yönetiminin öncelik verdiği altyapı paketleri. Paketlerde daha temiz bir çevre için önemli miktarda kaynaklar yer alıyor.
Bu mücadelede zafer için belki de sadece yönetimlerin değil, insanların farkındalık yaratma çabası da önemli görünüyor, tıpkı Londralı tırmanıcı George King Thompson gibi.
Thompson, “Bir hafta önce Stratford İstasyonu’ndaydım ve su bastığını gördüm. O anda iklim değişikliğiyle ilgili farkındalığı arttırmak istedim. Çünkü sadece bir hafta önce Londra çok sıcaktı. Yaşananlar iklim değişikliğinin uyarısı. Bu binaya tırmanmam umarım siyasi liderlerin hemen harekete geçmesinde etkili olur” sözleriyle amacını özetliyor.
Thompson’ın tırmanışı İngiltere’de siyasi liderleri bu konuda harekete geçirir mi bilinmez ama dünya liderleri iklim değişikliği konusunda hızlı ve kararlı şekilde adım atmazsa önümüzdeki yıllarda bu ve benzer haberlerin daha sık yapılması kaçınılmaz olacak gibi görünüyor.