İran’a yönelik yaptırımlarla Amerika hedefine ulaşabilecek mi? Bunun bölgeye etkisi ne olacak? Bu sorular geçtiğimiz günlerde Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA’nın düzenlediği panelde tartışıldı. Washington’daki panelde, yaptırımlarla ilgili farklı görüşler dikkat çekti.
SETA adlı düşünce kuruluşunun Washington’da düzenlediği panelin konusu İran’a uygulanan yaptırımlar ve bunun bölge ülkelerine etkisiydi. Panelin konuşmacılarından İran Amerikan Konseyi’nin kurucusu Trita Parsi, yaptırımların beklenen etkiyi yapmadığını savundu: "İran ekonomisinde bir şey değişmedi. İran’ın petrol satışı sıfıra inmedi, devam ediyor. Hükümetin bunu idare edemeyeceği, ekonominin çökeceği algısı kırılmışa benziyor. Bu, İran halkı acı çekmiyor ya da ekonomik baskı altında değil anlamına gelmiyor. Amerika Başkanı Donald Trump’ın diplomasi fırsatını kaçırdığını belirten Parsi’ye göre Washington’un bundan sonraki adımının ne olacağı önemli. Önümüzdeki birkaç ay içinde Trump’ın politikasının başarısız olacağını tahmin ediyorum. Soru, Trump sonrasında ne yapacak? Onu bu politikaya sevk eden ülkeler özellikle Suudi Arabistan, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri, onların bir sonraki adımları ne olacak? Geçmişte onların Amerika’yı askeri harekata zorladığını biliyoruz. Şimdiki politikanın başarısız olması durumunda10 yıl önceki kartlarını mı oynayacaklar ya da daha farklı bir yöne mi gidecekler, göreceğiz."
Parsi bölgedeki herşeyden İran’ın sorumlu tutulduğunu belirterek, Suudi Arabistan’ın bölgedeki rolüne de dikkat çekti: "Amerika tabii ki Suudi hükümetiyle ilişki içinde olmalı. Sorun, şu andaki ilişkilerinin sağlıklı olmaması. El-Kaide’ye giden parayı önlemek için Suudiler’e ihtiyaç var. Bu para nereden geliyor? Tahran’dan mı geliyor? Bu para Suudi Arabistan’la müttefik olan ülkelerden ve Suudiler’in kendilerinden geliyor. Sağlıklı bir ilişki Suudiler’e bunu durdurması için baskı unsuru da olur. Bu 11 Eylül saldırılarından sonra olmalıydı, olmadı. 17 yıl geçti. Sonunda bunu düzeltmek için bir fırsat ortaya çıktı ama ben bunun değerlendirileceğini sanmıyorum."
Panelin bir diğer konuşmacısı Hudson Enstitüsü’nden Michael Pregent ise Parsi’den farklı olarak Tahran’ın yaptırımlara uzun süre fazla dayanamayacağı görüşünde: "Yaptırımlar 5 Kasım’da başladı ve daha fazlası gelecek. Yaptırımlar rejime zarar verecek. İran ekonomisi yatırım için daha az elverişli hale gelecek. Rejim burada hata yapamaz. Kazandıklarını sanıyorlar. Rejim 2 yıl yaşayabilir mi evet ama 6 yıl yaşayamaz. Yani Trump kazanırsa, 6 yıl Trump’ın başkanlığında yaşaması zor. Suudi veliaht prens Muhammed Bin Selman ise Trump kazanırsa 2020’ye kadar yaşayabilir."
İran’ın, Suriye, Yemen ve Afganistan’daki etkinliklerine dikkat çeken Pregent Amerika’nın yaptırımlar konusunda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeye ayrıcalık tanımasına da karşı çıktı: "Bu ayrıcalıklar nedeniyle yönetime eleştiriler var. Bu ayrıcalıklı ülkeler aracılığıyla günde 1.6 milyon varil petrol ihraç eden bir rejime zarar veremezsiniz. Ama bunlar geçici. Bu 8 ülkenin yarısı Amerika’nın kilit önemdeki müttefiki. Güney Kore, Japonya ve Tayvan. Rusya bu listede yer almıyor. Irak da ayrıcalık istiyor."
SETA’dan Kadir Üstün de yaptırımların bölgeye ve Türkiye’ye etkileri olduğunu söyledi, Amerika’nın yaptırım politikasıyla neyi hedeflediğinin belli olmadığını savundu: "Amerika İran’a daha fazla baskı yaptıkça bu bölgede daha fazla gerilime neden oluyor. Bölgesel ve Avrupalı ortaklarınız olmadan bu politika başarılı olmaz. Türkiye’nin yaptırımlara karşı olduğunu aynı zamanda İran’ın bölgesel politikalarına da karşı olduğunu görürsünüz. Obama ve Trump dönemlerinde İran’a yaptırım uygulandı. Ama asıl sorun ortada duruyor, Amerika’nın asıl amacı ne? Amaç rejim değişikliği mi? İran’a bölgede geri adım attırmak mı? Bu bölgesel bir konu mu? Politikasının amacı belli değil."
Avrupa Birliği İran’la varılan nükleer anlaşmayı Amerika’nın anlaşmadan çekilmesi ve yeniden yaptırım kararı almasına rağmen kurtarmaya çalışıyor. Bu çerçevede Brüksel, İran’la ticareti devam ettirebilme yolları arıyor. Bunun nasıl bir sonuç vereceğini, zaman gösterecek.