Erişilebilirlik

'Herkesin Sorduğu Soru FED'in Bağımsız Davranıp Davranmayacağı'


'Herkesin Sorduğu Soru FED'in Bağımsız Davranıp Davranmayacağı'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:06:51 0:00

Amerikan ekonomisi önemli bir döneme giriyor. Kongre'nin açıkladığı ekonomik veriler ve Beyaz Saray’ın açıkladığı veriler arasındaki farklar yatırımcıları endişelendirirken, ABD Merkez Bankası'nın faiz arttırma politikasını değiştirmesi, yine piyasalar açısından tereduttlere yol açtı. Amerikan ekonomisinin içinde bulunduğu durum ve bu verilerle ilgili olarak Multivariate Yatırım şirketinin kurucu ortaklarından Max Wolff Aslı Pelit'in sorularını yanıtladı.

VOA TÜRKÇE: “Amerikan ekonomisi için son derece önemli olan bu günlerde bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Çok önemli veriler var: Kongre’nin açıkladığı ekonomik veriler, bütçe ve bir de tabii konuyla ilgili olarak Beyaz Saray’ın açıkladığı veriler var ki, oldukça farklı oldukları dikkat çekiyor. Bize bu konuyu aydınlatır mısınız? Nasıl bu kadar farklı iki yerde olabilir ekonomik veriler?”

MAX WOLFF: “Genellikle bu veriler birbirlerinden bu kadar farklı olmazlar. Bu bir ilk, ama maalesef kutlanması gereken bir ilk değil. Kongre Bütçe Ofisi en güvenilir kaynaklardan biridir. Hemen hemen bütün ekonomistler bu ofisten gelen bilgilere güvenir. Bu ofisten gelen Amerikan ekonomisinin büyüme oranı, kısaca CBO olarak bilinir ve akademisyenler tarafından gerçeğe en yakın tahmin sayılır. CBO bu sene ortalama %2 büyüme olacağını bildirdi. Evet belki mükemmel değil ama ekonomimizin olduğu yeri gösteriyor demek yanlış olmaz. Beyaz Saray ise sürpriz bir açıklama yaptı. Her ne kadar Beyaz Saray’dan gelen açıklamalar kimse için sürpriz olmasa da, öyle diyelim, Beyaz Saray’dan Kevin Hassett büyüme oranın ortalama %3 olacağını açıkladı. Bence bu çok saldırgan bir tahmin ve bundan böyle her yıl her şeyin tamamen planlara göre ve sonsuza kadar böyle gideceğini düşünerek yapılmış. İyimser olmak güzel ama ekonomik tahmin yapmak için ideal bir yaklaşım değil. Kısaca Trump yönetimi Amerikalılar’a ‘ilk yılda yaptığımız vergi kesintileri ve Donald Trump sayesinde ekonomideki tüm sorunları sonsuza kadar çözdük’ demeye getiriyor. Ekonomi her yıl beklentilerin üzerinde büyüyecek diyorlar, eğer öyleyse rekor bir üretim hacmine girmiş oluyoruz ki buna kimse inanmıyor veya daha büyük enflasyon baskısı hissedeceğiz ki bu da çok ciddi bir sorun çünkü Merkez Bankası FED enflasyon riskinin çok daha düşük olduğunu açıkladı, ama Beyaz Saray bunun daha yüksek olduğunu iddia ediyor.”

VOA TÜRKÇE: “FED’e değinmişken şunu sormak istiyorum: geçtiğimiz bir kaç toplantıda, sene başından beri faiz arttırma politikalarında ciddi bir değişim görüyoruz. Ekonomik verilerdeki değişiklikler ve Çin-Amerika arasındaki ticaret savaşı, FED tüm bunlara nasıl cevap verecek ve politikalarını nasıl değiştirecek?

MAX WOLFF: “Amerika Merkez Bankası’nın ikili görevi var, bu iki görevden biri, Amerikan yönetimi ve küresel anlamda da geçerli olan enflasyonu sabitlemek ve istihdamı arttırmak. Ancak Beyaz Saray’dan gelen anormal ve büyük baskı sonucu daha önce söz verdikleri uzun vadeli planlarını değiştirdiler. Bu planlardan biri, faiz oranını aşamalı olarak yükseltmek, diğeri de bilançoyu dengelemek. Faiz oranını yükseltme planlarından vazgeçmiş görünüyorlar ki bu da hisse piyasasına yükseliş olarak yansıdı, ama Amerikan bonoları henüz bu politikadan etkilenmiş görünmüyor, tam olarak inanmış değiller çünkü bu yeni düzenleme. Ama garip bir yerdeyiz, dünya son 40 yılda ilk kez Amerikan Merkez Bankası’nın bağımsızlığını sorgulamaya başladı. Daha önce de Amerikan tarihinde benzeri dönemler yasanmış olsa da bu, uzun zamandır görülmeyen bir durum ve uzun vadede Amerikan ekonomisine ciddi riskler olarak yansıyabilir. Simdi dikkat etmemiz gereken konu FED uzun vadede nasıl yönetilecek, aynı zamanda kısa vadede nasıl kararlar verecek? Kısa dönemde herkesin tahmini faiz oranlarının yükseltilmemesi olacaktı ve bu da oldu. 2019’da iki faiz artışı bekleniyordu, ama görünen o ki bu artışlar muhtemelen gerçekleşmeyecek. Heyecanla beklenen diğer konu da Amerika’nın bütçesini dengeleyebilecekler mi? Kısa bir not düşmekte yarar var, Amerika’nın 2008’de içine düştüğü kriz öncesinde FED’in bilançosu 800-900 milyar dolar arasında değişiyordu. Ama bu rakam 5 trilyona ulaştı, yani yaklaşık 7 kat arttı. Simdiyse 4 trilyon, ama hala çok yüksek. Gelen açıklamalar bu rakamı düşüreceklerine dairdi ama galiba o konuda da yavaşlayacaklar. Herkesin sorduğu soru FED’in Beyaz Saray’dan gelen baskıyla gerçekçi bir ekonomik plan yapıp yapamayacağı, kısacası FED’in bağımsız davranıp davranmayacağı.”

VOA TÜRKÇE: “Peki bu sorunun cevabı nedir sizce? FED Beyaz Saray’dan bağımsız olarak karar verecek durumda mı?”

MAX WOLFF: “Bence FED bir süre bağımsızlığını ispat etmek için çalışacak. Her şey kaybedilmiş değil, yani bağımsızlığını kaybetmiş değil ama bağımsızlığı bazı soru işaretleri yaratacak durumda. Siz de biliyorsunuz ki kamuoyunun güvenini kaybetmek çok kolaydır, ama kazanmak için çok daha fazla çabalamak gerekir. Bence FED tekrar bağımsızlığını kazanacaktır ama benim gördüğüm o yönde ilerlemediği. O yüzden tekrar ediyorum birinin güvenini kaybetmek çok hızlı, kazanmaksa oldukça zor bir süreçtir.”

VOA TÜRKÇE: “Güven dediniz. Seçim dönemine giriyoruz. Başkan Donald Trump tekrar seçilmek istiyor, ama ekonomi eskiye oranla sağlam görünmüyor, özellikle onun seçmen grubu, çelik üreticileri ve bazı sektörler Çin ve Amerika arasındaki savaştan kötü etkilendi. Nasıl düzeltecek sizce bu durumu? Çin’le bir anlaşma sağlanabilecek mi?”

MAX WOLFF: “Evet, sanırım bir süre sonra Çin’le Amerika arasında ticari bir anlaşma sağlanacaktır, ama şu ana kadar Başkan Trump hakkında öğrendiğimiz bir şey var, o da şu: Trump savaşı kazanmasa bile kendisini galip ilan etmekte uzman. Yanlışları için de başkalarını suçlamak yine onun sürekli yaptığı bir şey. Ve Amerika’da nüfusun büyük bir kısmı için bu yeterli. Önümüzdeki dönemde eksiklikleri için başkalarını suçlamayı hızlandıracak, gerçek olmasa da başarılarından bahsetmeyi sürdürecek ve bunları ekonomi düzelse de yapacak. Ekonomiye baktığımızda maaşların son bir kaç ayda yükseldiğini görüyoruz, bunu kullanacaktır. Ama aslında büyük sorun ülkenin içinde bulunduğu yılda 1 trilyona çıkan bütçe açığı. Bence biz kalp krizi geçirmeyen bir hastayı diriltmeye çalışarak ona daha büyük bir hasar verdik, ekonomik anlamda seçimlere doğru toparlayabilecek miyiz, birlikte göreceğiz.”

XS
SM
MD
LG