“Uzun yıllar psikolojik şiddet yaşadım. Evliliğimi bitirmek istediğimdeyse karşı taraf bunu kabul etmedi. Bu aşamada 4-5 denemem oldu. Her seferinde özgüvenden tutun, maddi özgürlüğünüze kadar her yönden vurulabiliyorsunuz. Hep korktum, geri kaçtım. Ama adımlarımı ciddileştirdiğim zaman tam beş kez oturduğum yerde ‘bu iş bitmeyecek’ deyip yanımdaki kalorifer peteğine yumruk attı. O an ürktüğüm için sessiz kaldım, tepki veremedim. Biraz daha ileriye götürürsem o insanın, o yumrukları bana atacağını biliyordum.”
VOA Türkçe mikrofonuna bunları anlatan ve ismini paylaşmak istemeyen bir kadın, boşanma aşamasında eşinden şiddet görebileceğini düşündüğü için kendini savunmayı öğrenmek istedi. Bu isteğine, İzmir Çağrı Spor Kulübü’nün kadınların saldırılardan korunması amacıyla başlattığı yakın savunma eğitimleri cevap verdi. İçişleri Bakanlığı, İzmir Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü iş birliğinde hayata geçirilen bu kursta öğrendikleri sayesinde, tekrar özgüvene kavuştu: “Arkadaşım vesilesiyle bu kursu duydum. Kendimi güvende hissetmek istiyordum. Güvende hissetmediğimiz ve o korku hapishanesine girdiğimiz zaman zaten en kötü şiddetin bu olduğunu düşünüyorum. O güveni, buradaki çalışmalarımla kazandım. Kendimi savunabileceğime inandığım anda daha rahat etmeye başladım. En azından artık adımlarımı daha rahat atabiliyorum. ‘Yolda yürürken arkamdan mı geliyor, bir yerden çıkabilir mi?’ Bu anksiyetik duygular başlamıştı, bunlardan sıyrıldım.”
Aldığı eğitimden memnuniyetini dile getiren kadın“Eve kapanmayı düşünmüştüm. ‘Sadece çocuklarımı evde bakayım’ diyordum. Ama yok hayır; dışarıdayım, gezmeye de gidiyorum, eğlenmeye de gidiyorum. Korkmadan gidiyorum. Çünkü bir şey yapılsa bile en azından ben boşta değilim. Ben de bir şey yapabilirim. Kendimi savunabilirim. Her kadın kendini savunmayı bilmeli” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı desteğiyle ücretsiz kurs
Projeyi başlatan İzmir Çağrı Spor Kulübü Başkanı ve aynı zamanda milli hakem ve antrenör olan Ahmet Bereket, çalışmalarını iki yıldır sürdürdüklerini anlattı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bereket, “Şiddet mağduru olan kadınlar ve çocuklar için yakın savunma teknikleri aracılığıyla şiddetin önlenmesine yönelik bir proje geliştirdik. Geçen yılki çalışmamız çok verimli geçti. Bu sene, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü de projeyi destekleyince, ikincisini yapmaya karar verdik. Sokaklar artık çok farklı, şiddet sadece evde yaşanmıyor. Buradaki tek amacımız, başlarına herhangi olumsuz bir şey geldiğinde, en az zararla oradan nasıl uzak ulaşabilirler? Devletin resmi organları olaya el atana kadar veya vatandaşlarımızdan müdahale gelene kadar nasıl en az zararla kurtulabilirler? Basit tekniklerle bunların çalışmalarını yapmaya gayret ediyoruz” dedi.
Projeyi spor kulübü olarak gönüllülük temelinde yürüttüklerini belirten Bereket, tüm kadınların kurslardan ücretsiz faydalanabildiğini de söyledi: “Bizlerin kurs antrenörleri olarak bir ücret talebimiz olmuyor. Kursiyerlerin tüm malzemelerini de İçişleri Bakanlığı Sivil Toplum İlişkiler Genel Müdürlüğü karşılıyor. Devletin, malzeme karşılığı vermiş olduğu bütçeyle yürüyen bir proje. Kayıtlarımız sürekli devam ediyor. Kayıtlarımızı hiç kapatmıyoruz. Sayımız genelde 25'i buluyor, iki grup halinde çalışıyoruz”
“Emniyet, şiddet gören kadınları kursumuza yönlendiriyor”
Bereket, eğitimlere başta aile içi şiddete maruz kalan kadınlardan talep geldiğini söyledi: “Emniyet Müdürlüğü aile içi şiddeti önleme birimimizdeki şiddet gören bayanlardan, ağırlıkla talep geliyor. Daha dün Emniyet Müdürlüğü aile içi şiddeti önleme biriminden, üç tane kardeşimizin müracaatını aldık. Maalesef üzülerek görüyoruz ki bu şiddet olayı, her geçen gün daha da artıyor. O birime bu konu intikal ettiğinde, emniyet birimlerimiz artık direkt ‘bu konuyla ilgili çalışma var, katılmak ister misiniz’ diye kadınları buraya yönlendirmeye başlıyorlar”
Kadınların kendini savunmayı öğrenerek hayata tekrar aktif olarak katıldıklarını kaydeden Bereket dersler sırasında yaşadıklarını, “Örneğin bir hareket gösteriyoruz. 'Mesela saçından tuttu' diye örnek veriyoruz. Bunlar çok iyi örnekler değil ama dersimizin asıl ağırlığı bunlar. 'Saçından tuttu ve diğer eliyle şiddet gösteren kişi sana vurmaya kalktı’ dediğimiz an derste o an içine kapanarak ağlayan ablalarımızı görüyoruz, kardeşlerimizi görüyoruz. Bir anda dersi bırakıp soyunma odasına gidip ağlayanlara şahit oluyoruz. Bunlar tabii bizi çok üzüyor. Olmaması gereken şeyler. Ama bunu yenmek için de elimizden gelen her şeyi yapmaya gayret ediyoruz” dedi.
“Ben dik durmayı öğrendim”
Yalnızca aile içi şiddete maruz kalanlardan değil, kendini sokakta güvende hissetmediğini söyleyen başka kadınlardan da kursa yoğun talep var. Özel sektör çalışanı Aylin Özmen kursa iki yıldır katıldığını belirterek, “Ben dik durmayı öğrendim. Dik durduğunuz zaman bir yere girdiğinizde, sokakta yürüdüğünüzde ne yapacağınızı biliyorsunuz. Karşı taraftaki etkinin size nasıl gelirse gelsin nasıl korunacağınızı, çok basit bir şekilde nasıl gardınızı koyacağınızı öğreniyorsunuz. Şu anda karşıma kim gelirse gelsin, bana ve yanımda olan kişilere zarar veremeyeceğini size garanti edebilirim” dedi.
Ev kadını Yeliz Altıok da kursa başlama nedenini, “Yolda yürürken başıma ne geleceğini bilmiyordum. Sokaklar güvenli değil. Kendimi korumak adına, ailemi, çocuklarımı korumak adına buradayım” diye açıkladı. Altıok, “Geçen yıl da katıldım. Bu, ikinci yılım. Çok da severek geliyorum. Buraya katıldığımdan beri kendime olan özgüvenim bir kere değişti. Yolda daha güvenli ve daha rahat yürüyorum” dedi.
Üniversite öğrencisi Eslem Karip ise özellikle annesinin desteğiyle kursa başladığını ifade ederek “Bazı ortamlarda maalesef güvensiz hissettiğim için bu spora yönelmeyi tercih ettim. Bu sporu yapmayan arkadaşlarıma göre, kendimi daha güvende hissediyorum. Onların da bana güveni arttı bu konuda. Benim yanımda daha güvende hissettiklerini söylüyorlar” şeklinde konuştu.
“Herkes kanunları ve kuralları içerisinde kendini savunmayı öğrenmeli”
Tüm kadınlara kişisel savunma tekniklerini öğrenmesi için çağrıda bulunan kursun antrenörü Bereket, “Burada şahit olduk ki maalesef şiddet gören bir bayanın mutlaka çocuğu da şiddet görüyor. ‘Ben şiddet görüyorum ama çocuğum görmüyor’ çok az ve ender yaşanıyor. Şiddet bir yerde uygulanıyorsa, evin içindeki mutlaka diğer aile bireylerine de uygulanıyor. Bayanlara çağrımız gerçekten cesur olsunlar. Başlarına herhangi bir şey geldiğinde korkmasınlar. Devletin birimleri bu anlamda elinden gelen bütün çabayı sarf ediyor. Ama asıl çaba kendilerine ait. Devlet ücretsiz böyle bir kurs düzenlemiş ve bizlere görev vermiş. Salonumuzu tahsis etmiş. Buraya gelip bize müracaat etsinler. İlla şiddet mağdur olmak zorunda değil. Ama herkes sokakta bir şiddet mağduru olabilir. Herkes kanunları ve kuralları içerisinde kendini savunmayı öğrenmeli” dedi.
