İSTANBUL- ‘Süreç durmuş durumda. Hükümet ile HDP arasında yaklaşık 20 gündür herhangi bir temas yok. Çözüm süreci, İmralı’yla başladı, bitecekse oradaki görüşmeyle biter’ Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Abdullah Öcalan’la görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurduklarını söylerken ettiği bu cümle çözüm sürecinin vardığı noktayı gösteriyor.
Elbette bu duruma bir anda gelinmedi. Kürt siyasal hareketinde beklenti cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında sürecin hızlanmasıydı. Hükümetin bu konuda aktif davranmadığını gören sürecin iki temel dinamiğinden İmralı’da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, 30 Eylül’e kadar yol haritasının açıklanmasını istedi.
Hükümet talep konusunda yavaş davrandı
Ancak bu talebin karşılık görmemesi bir yana o süreçte IŞİD’in PKK’nın Suriye kolu olarak kabul edilen PYD’nin Suriye’de ilan ettiği üç kantondan Kobani’ye olan kuşatmasını arttırması ve Türkiye’nin o dönemde beklentileri karşılamaması sokak eylemlerine dönüştü.
6-7 Ekim günü zirveye çıkan olaylarda toplam 42 kişi hayatını kaybetti. AKP hükümeti bazı kentlerde sokağa çıkma yasağı ilan etti, uzun zaman sonra askeri birlikler kent merkezlerinde güvenlik sağladı. 9 Ekim’de Bingöl’de iki polis öldürüldü. Güvenlik güçleri takip sonucu bu ölümlerden sorumlu olduğu iddia edilen 4 PKK’lıyı öldürdü.
Akil İnsanlar Heyeti bu kez heyecan yaratmadı
Şiddetin artması üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu, 19 Ekim’de Akil İnsanlar Heyeti’ni devreye soktu. Ancak o da fazla bir umut yaratmadı. Akabinde Hakkari Yüksekova’da sivil kıyafetli üç asker, Diyarbakır’da eşiyle alışveriş eden bir astsubay, Bitlis’te bir korucu öldürüldü.
AKP hükümeti artan şiddetten HDP’yi sorumlu tuttu. Bu suçlamaların ardından 28 yaşındaki Emrah Akman adlı bir saldırgan, salı günü HDP Ankara il başkanlığında parti meclisi üyesi Ahmet Karataş’ı bıçakla yaralaması muhalefet partisinin hükümete ‘hedef gösteriyorsunuz’ tepkisi göstermesine yol açtı. Bu arada saldırgan üç saatte bulundu ve çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yüksekdağ: Hükümet partimizi hedef gösterdi
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, saldırının olduğu gün Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada, saldırıların organize edildiği merkezin siyasi iktidar olduğunu söyledi. Yüksekdağ, ‘bu siyasetin başı günlerdir bir savaş, bir kışkırtma diliyle konuşuyor. Yandaş medya halkların gözünün içine baka baka partimizi hedef haline getirdi, bugün umdukları şey gerçekleşti. Partimizi hedef gösterenler, bu saldırıyı beklemediklerini söylemesinler. Sokağa çıkma eleştirisi yapanlar, karanlık güçlerin şiddetini bizzat örgütlemiştir’ dedi.
Buldan: Devlet heyetiyle hükümet arasında uzlaşmazlık var
Yüksekdağ’ın bu açıklamasından bir gün sonra da Demirtaş’tan ‘süreç durdu’ açıklaması geldi. İmralı adasına giden HDP Müzakere Heyeti’nden Pervin Buldan’a göre, sürecin durmasının temel nedeni ‘devlet heyeti ve hükümet heyeti’ arasındaki görüşme farkı. Fırat Haber Ajansı’nda konuşan Buldan, ‘yol haritasını biz devlet heyetiyle yaptığımız görüşmede öğrenmiştik. Hükümet yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerde yol haritasına dair bir bildirim ya da bize gösterilen belge yoktu. Devlet heyetiyle hükümetin bazı konularda anlaşmadığı sinyallerini görüyorum’ dedi. Hükümetin somut ve pratik adımlar atmasını bekleyen HDP Grup Başkanvekili, süreci bozan tarafın Öcalan ve kendileri olmayacağının altını çizdi.
Akdoğan: HDP saldırısı provokasyon, sürecin sahibiyiz devam edecek
Çözüm sürecinin hükümetteki en aktif ismi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmayla tansiyonu düşürmeye çalıştı. HDP’li Karataş’a yapılan saldırıyı kınayan Akdoğan, bunun arka planında ne varsa, kim azmettirdiyse ya da tezgah kurduysa bunların da bulunması lazım. İçişleri Bakanlığı bu konuda son derece duyarlı. Bu bir provokasyondur. Bu provokasyonlara süreci kurban etmeyiz’ dedi.
Başbakan Yardımcısı, sürecin sahibinin hükümet olduğunu ve devam ettireceğini söylerken kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz verilmeyeceğini de belirtti.