Erişilebilirlik

“Hafifletilen Önlemler İngiltere’yi Böldü”


“Hafifletilen Önlemler İngiltere’yi Böldü”
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:09:32 0:00

Boris Johnson’ın Corona virüsü salgını nedeniyle uygulanan sıkı kısıtlamaları hafifletme planı ülkede tartışmaya neden olmuştu. Çarşamba sabahı yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre bazı iş kollarının açılmasıyla çalışanlar toplu taşımaya hücum etti. Bu durum iki aydır uygulanan sosyal mesafe kurallarının, bir anda boşa gittiği yorumlarına neden oldu.

Birleşik Krallığı oluşturan İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın bu kurallara uymama hakkı, Johnson’ın ülkenin sadece bir bölümünün başbakanı olduğu tartışmalarını da alevlendirdi.

Bugün otobüs ve trenleri doldurup işe gidenlerin, çoğunlukla göçmenlerin çalıştığı inşaat ve imalat sektörlerinden işçiler olması, Corona virüsünden ölenlerin büyük oranda siyahlar ve etnik azınlıklardan oluşması raporuyla birlikte gündeme geldi.

Tüm bu sıcak başlıkları Oxford Üniversitesi Uluslararası Kalkınma bölümünden Dr. Emre Eren Korkmaz, VOA Türkçe için değerlendirdi.

VOA Türkçe: Boris Johnson, İngiliz kamuoyunun sağduyusuna bırakılmış bir gevşeme açılımını ilan etti. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Evde kal yerine ‘tedbirli ol’ çağrısı yapıldı. Çeşitli rehber kitaplar yayınlandı ve bunun çok ciddi sonuçları oldu. Belki buna değinmekte fayda var. Benim gördüğüm en önemli sonuçlarından bir tanesi şu; sonuçta Johnson sadece İngiltere’nin değil Büyük Britanya’nın başbakanı, bütün sınırlar dahilinde iktidarı var, ama o iktidarı büyük oranda kaybetmiş oldu, çünkü İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda’nın yerel hükümetleri reddetti. ‘Biz bunu kabul etmiyoruz, evde kalın çağrısı bizim için uygundur, zorunlu olmayanlar dışarı çıkmamalı’ dendi. Hatta İngilizler’e ‘Gezmek için Galler’e, İskoçya’ya gelmeyin; ceza alırsınız’ dendi. Yani artık İngilizler sınırlar içinde dahi o yerel yönetimlere gidemeyecekler. Bu aslında büyük bir skandal.’’

“Boris Johnson sadece İngilizler’in Başbakan’ı oldu”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Boris Johnson artık sadece İngilizler’in ya da İngiltere’nin Başbakanı. Bu, Büyük Britanya’nın, Birleşik Krallığın başbakanı olarak görülmediğini gösteren bir şey oldu. Bu aynı zamanda İskoçya’da ve İrlanda’da milliyetçi akımları da güçlendirecektir. Çünkü orada şu mesaj sürekli verilecek, ‘Bakın bunlar Brexitçi, dünyadan kopuk, göçmen karşıtı, sağcı, sağlıktan ve benzeri konularda halktan yana değiller; yani bizim tek çözümümüz bağımsız İskoçya’dır ya da bizim tek çözümümüz İrlanda ile bütünleşmektir.’ Bu düşünce artık etkili olacak.’’

“Johnson’un açılımı, ayrılıkçıların eline propaganda kozu verdi”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Bir propaganda olacak, çünkü İskoçya ayrılırsa AB üyesi olabilir. Dünyaya açık, kamusal, sosyal devletin olduğu bir çalışma olabilir. Yani bu, bu propagandaya uygun bir zemin hazırlamış oldu. Bunu danışmaması, önceden bu noktada ikna etmemesi çok büyük bir liderlik zaafı. İşin bir yanı bu. Bir yandan da şu çok tartışıldı, dendi ki ‘Johnson çok tutarsız’, çok dalga geçildi. ‘İşe gidebilirsiniz, ama gitmeyebilirsiniz de, toplu taşımaya binebilirsiniz ama binmeseniz de iyi olur’ ve benzeri… Ama aslında ben çok tutarlı bir slogan olduğunu düşünüyorum, net bir tercih var burada. Bu tercih, ‘Ekonomi hayat bulsun, iş yerleri çalışsın, evinde çalışamayanlar da dışarı çıksın’ tercihi.’’

“Eğer işçi hasta olursa kendi suçu olacak”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Üretimde olanlar, fabrikada çalışanlar, inşaat işçileri gibi meslek dallarındakiler çalışmaya başlayacaklar ve ona karşı da hükümet diyor ki rehberliğe uyun. İş yerleri uysun, işçiler uysun. Doğalında eğer işçiler hasta olursa iş verenin ya da işçinin kendi hatası olmuş oluyor; çünkü hükümet tedbirli ol demiş, kuralları da açıklamış. Bu çok ciddi sıkıntılı bir durum. Bu anlamda da aslında iş verenlerden ya da zengin kesimden yana bir tutum alınmış oluyor. Bu da ilginç bir nokta. Bunu da dikkate almak gerekiyor, hatta okullar konusunda da öyle. Yani okullar 1 Temmuz’da açılabilir, ama açılmayabilir de. Veliler, öğretmenler oturacak, konuşacaklar, gerekli önlemleri alırlarsa açacaklar.’’

“İşçi çocukları okulda, orta sınıfın çocukları evde kalabilir”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘O zaman şöyle bir durum olmuş olacak. Çalışmak zorunda olan ailelerin, işçi kesimin çocuklarının yaşadığı bölgelerde okulların açılması noktasında baskı yapılacak; ama evden çalışanların fazla olduğu, orta sınıfların yaşadığı bölgelerde ise ‘okullar açılmasın’ denecek ve okullar kapalı olacak. Doğalında bu inisiyatif de topluma bırakılmış oluyor. ‘Yaşayan bu şekilde yaşar, bedelini öder’ deniliyor. Hükümet bu anlamda da son iki-üç ayda sosyal devlete yaptığı yatırımları da biraz geri plana alındı. Onun esprisi yapılıyordu. İşte ‘Tory’ler, muhafazakarlar sosyal devleti geliştirdi, bunların ruhuna aykırı bir şeydir’ deniliyordu. Gerçek ruha geri dönülmüş oldu, bunun da böyle bir sonucu olduğunu görmek gerekiyor.’’

VOA Türkçe: Yeni açılımın çalışanların güvenliğini sağlamadığı konusu çok tartışılıyor. Daha önce bizim de haberleştirdiğimiz bir rapor yayınlanmıştı. Bu raporda Corona virüsünden ölenlerin çoğunun Afrikalı siyah, Karayipli siyah, Pakistanlı, Hindistanlı olduğu belirtiliyordu. Yani ‘Beyaz İngilizler zaten inşaat işinde çalışmazlar’ deniyordu.

“İktidara oy verenler, göçmen çalışanların güvenliğini sorgulamaz”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Muhafazakar partiye destek veren İngilizler nezdinde ciddi bir tepki yaratacağını düşünmüyorum, çünkü zaten imalat sanayisinde; örneğin araba fabrikalarında veya diğer üretim alanlarında büyük oranda göçmenler çalışıyor. Tarımda göçmenler çalışıyor, inşaatta göçmenler çalışıyor, ulaşımda göçmenler çalışıyor doğalında bunun bedelini ödeyen onlar olacak. Hem meslek dalları açısından hem de etnik anlamda zaten görüyoruz en çok ölenler göçmenler nezdinde; yani siyahlarda bu beyaz İngilizler’e göre 3 kat, Pakistanlı, Bangladeşli kesimlerde de bunun 2 katının üzerinde ölüm oranı var. Bu zaten toplumsal eşitsizlikleri gösteren bir şey, bir de bunun içinde etnik ayrımcılık var, ama bir yanda da sınıfsal bir ayrımcılık da var. Bunlar iç içe girmiş durumda. Aslında bence hükümette onun da verdiği bir rahatlık var. Toplumdan; yani oy tabanından ciddi bir tepki almayacağını görüyor ve buna destek veriyor. Ekonomi de işlemiş olacak, sermaye kesimlerinin de bu anlamda istekleri yerine getirilmiş olacak. Yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin neredeyse hepsi azınlık ve göçmen kökenli. Yani bu bir tesadüf olamaz tabii ki. Burada yapısal meseleler var ve o normalleşmeye geçerken yeniden burada bu kesimleri arka plana atan, onları yok sayan bir yaklaşım ön plana çıktı.’’

Ulaştırma Bakanı Shapps: “Toplu ulaşımda bandanayı yüze çift kat sarın”

VOA Türkçe: Ulaştırma da buna dahil. Çünkü sonuçta metrolarda, trenlerde çalışanların çoğu göçmen. Göçmenler şimdi insan yığınları ile yüzleşecekler, onların da Corona virüsüyle karşılaşması olası. Örneğin bugün Ulaştırma Bakanı Grant Shapps ‘Trene binerken yüzünüze bandanayı çift kat sarın’ dedi.

Sosyalistler: “Corona virüsüyle mücadele sınıf savaşına döner”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Ben o anlamda İşçi Partisi lideri Starmer’ın açıklamasına çok katılmadım, çünkü o şunu söyledi; ‘Yavaşsınız ve net değilsiniz’ dedi. Tamam, bir yavaşlık var, ama burada eleştirilecek nokta onların net olup olmaması değil. Bence çok net bir politika, tercih çok net. Mesela Corbyn’in içinde yer aldığı şu an İşçi Partisi’nde muhalefette olan sosyalist grup da bir açıklama yaptı, ‘Bu sınıfsal bir savaştır’ dedi. Yani bugün Corbyn olsaydı, öyle bir konuşma yapacaktı. ‘Siz milyarderler karşısında işçileri hedef aldınız’ diyecekti ve onun üzerinden baskı yapacaktı, çünkü mesele net olmamak değil. Çünkü nasıl net olabilir? Virüsün yok olmasına bağlı. Virüs artarsa önlemler artar, virüs yok olursa tabii ki insanlar sokağa çıkar. O anlamda zaten net bir tarih vermek mümkün değil; işin tabiatına aykırı, ama o kurallar ve şartlar ortaya konulurken tartışılması lazım.’’

“Güvenli çalışma olanağı olmayan yerde işçinin çalışmama hakkı var”

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Sendikalar da kaygıyla yaklaştılar, ama şu an işçilerin işe gitme zorunluluğu yok. Yani işe çağrılabilir, ama işçi kendini iyi hissetmiyorsa, güvenli bulmuyorsa işe gitmeme hakkına sahip. O zaman devletten yardım almaya devam edecek, bu önemli. İkincisi de iş yerinde o iki metrelik mesafeler korunacak gibi önlemler konuşuluyor. Sendikalar da bu konuda ‘Biz takipçisi olacağız, gerekli kıyafetler yoksa, mesafeler korunmuyorsa biz çalışmaya izin vermeyeceğiz’ şeklinde bir yaklaşım gösterdiler. Herkes aslında sınıfsal konumuna göre ayrı bir konumlanma alıyor. Mesela belki de toplumun en zengin kesimi İngiltere’yi terk etti. Yani bunu bilemiyoruz, ama sonuç itibariyle şöyle bir şey; siz sınıfsal konumunuza, etnik konumunuza göre salgına farklı şekilde cevap veriyorsunuz ve hükümet size sadece rehber kitap veriyor, ona uyun diyor, uymuyorsanız da bu sizin sorumluluğunuz oluyor. Doğalında Ulaştırma Bakanı’nın söylediği laf da o anlamda, ‘Ben önlemini al dedim, uyardım , tedbirli ol dedim hatta metroya binme dedim, bisiklete bin dedim ama siz bilirsiniz’ yani, bu deniliyor.’’

İngiltere, Corona maaşlarını 3 ay daha uzattı

VOA Türkçe: O zaman şu haberle kapatalım. İngiltere Maliye Bakanı Rishi Sunak parlamentoda, hükümetin gelir destek programının Ekim’e kadar süreceğini müjdeledi. Yani işe gidemeyen işçilerin parasını, çalışanların parasını devlet 3 ay daha uzatmış oldu.

Dr. Emre Eren Korkmaz: ‘‘Biraz da dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasının getirdiği bir şey. Sosyal devlete müdahale etmek zorunda, buraya katkı sunmak zorunda kalınıyor. Bu tarz önlemleri alması gerekiyor, almak zorunda. İnsanlara çalışmayın diyorsa bir kaynak vermek zorunda. İş verenlere de ya da küçük işletmelere de destekler artabilir.’’

İngiltere, Mart ayından bu yana, Corona virüsü nedeniyle işe gidemeyen çalışanlarının maaşlarını Maliye Bakanlığı’nın bütçesinden ödüyor. İşverenlerin ücretsiz izne çıkardığı çalışanlar ya da işleri kesilen serbest meslek sahipleri, mevcut gelirlerinin yüzde 80’ini 2.500 sterlinle sınırlı olmak üzere, Ekim ayına kadar Maliye Bakanlığı’ndan almaya devam edecek.

XS
SM
MD
LG