Erişilebilirlik

Gazeteciliğin geleceği nereye gidiyor?


İletişim uzmanlarına göre, gazeteciliğin geleceği hem yeni fırsatları hem de ciddi riskleri barındırıyor.
İletişim uzmanlarına göre, gazeteciliğin geleceği hem yeni fırsatları hem de ciddi riskleri barındırıyor.

Türkiye’de medya işverenleri karşısında gazetecilerin haklarını ilk kez güvence altına alan 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 10 Ocak 1961 tarihi, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kabul ediliyor.

Gazeteciler, Türkiye’de haklarını elde ettikleri 64 yılın ardından kazanılmış haklarda dahi geriye gidilen bir tabloyla karşı karşıya olsa da artık dünyada merak konusu; gazeteciliğin geleceğinin ne olacağı.

17’nci yüzyılda Avrupa’da ilk basılı gazetenin yayımlanmaya başlamasından bu yana sürdürülen gazetecilik mesleği, aradan geçen yüzyıllar boyunca değişime kapalı kalmadı. Radyo, televizyon ve internetin bulunuşu, mesleğin hayata gözünü açtığı yazılı basının yerini yeni iletişim araçlarının egemenliğine bıraktı.

Gelinen noktada dijitalleşme, sosyal medya ve başta yapay zeka gibi yeni teknolojik araçların yaygınlık kazanmasıyla, meslek yine köklü bir değişim yolunda. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan iletişim uzmanlarına göre, gazeteciliğin geleceği hem yeni fırsatları hem de ciddi riskleri barındırıyor.

Yeni teknolojilerin, haberin hazırlanmasını ve okuyucuya daha hızlı ulaştırılmasını sağladığını söyleyen uzmanlar, haberin içeriğinin zayıflayıp kalitesizleşmesi ve dezenformasyonun da dijital dünyayla gelen riskler olduğu görüşünde.

“Gazetecilik kendini yeni teknolojiye uyarlayarak yoluna devam edecek”

Gazetecilikte yeni teknolojilerin geçmişten bu yana belirsizliğe neden olduğunu anlatan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Yeni Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Altuğ Akın, “Televizyon ortaya çıktığı zaman en büyük tartışmalardan biri 1950’lerde Amerika’da acaba bundan sonra gazeteciler işsiz kalacaklar mı? Çünkü televizyon diye bir yeni teknoloji var. Gazetecilik, gazetede veya radyoda yapılan bir iş o dönem için. Ama böyle olmadığını görüyoruz. Gazeteciliğin kendini bu yeni medyaya uyarladığını ve işin bu yeni mecrayla beraber, yeni teknolojiyle beraber yapıldığını görüyoruz” dedi.

Uzmanlara göre dijitalleşmeyle birlikte haberin içeriğinin zayıflayıp kalitesizleşmesi ve dezenformasyon riski arttı.
Uzmanlara göre dijitalleşmeyle birlikte haberin içeriğinin zayıflayıp kalitesizleşmesi ve dezenformasyon riski arttı.

Akın, “Gazetecilik mesleği özellikle işin merkezine mecrayı değil de haberi alırsak yani muhabirlik olarak düşünürsek bu süreçte kesinlikle, kendini uyarlayarak yoluna devam edecek diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Muhabirler insan dokunuşuyla yapılan kıymetli içerikleri düşünmek ve bunu bulmak zorunda”

Yapay zekanın gazeteciler için yarattığı olanaklara dikkat çeken Akın, “Örneğin veri gazeteciliği, bundan 25 yıl önce yüzlerce sayfa istatistiği bir muhabirin tarayıp oradan anlamlı bir sonuç ortaya çıkarması günlerini alacakken şu an dakikalarla yapılan bir şey. Yapay zeka aracılığıyla başka imkanları ortaya çıkarabileceğimiz bir realiteden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yapay zekanın gelecekte bazı haberleri muhabirlerin hiç dokunmasına gerek kalmadan hazırlayabileceğini söyleyen Akın, “O zaman muhabirler bu teknolojilerle değil de insan dokunuşuyla yapılan kıymetli içerikleri düşünmek ve bunu bulmak zorunda” dedi.

“Sosyal medya platformlarına güvenerek muhabirlik yapmak muhabirliğin bazı temel değerleriyle pek bir araya gelmiyor”

Ancak Akın, 2000’lerin başında internet haber siteleriyle başlayan ve gelinen aşamada haberin mecrasının sosyal medyaya ulaştığı teknolojik serüvenin, meslek açısından riskler de barındırdığını savunuyor.

2010’ların başından beri sosyal medyanın gazetecilikte bir fırsat olarak görüldüğünü söyleyen Akın, “Artık gazeteciler kendi kuruluşlarına ihtiyaç duymayacaklardı. İçeriklerini izleyicilere rahatlıkla sunacaklardı. Ama bugün geldiğimiz yer itibariyle bakarsak çok büyük iki tane sosyal medya platformunun sahiplik yapılarındaki değişiklerle bütün politikalarının ve özgür ifadeye, haberciliğe, muhabirliğe yaklaşımlarının değiştiğini görüyoruz” dedi.

Sosyal medya platformları da gazetecilik üzerinde ciddi etkilere sahip.
Sosyal medya platformları da gazetecilik üzerinde ciddi etkilere sahip.

“Sosyal medya platformlarına güvenerek muhabirlik yapmak muhabirliğin bazı temel değerleriyle pek bir araya gelmiyor” diyen Doç. Dr. Akın, güncel bir gelişme olarak Facebook ve Instagram gibi sosyal ağları yöneten ABD merkezli teknoloji şirketi Meta’nın doğruluk kontrolüne ilişkin teyit uygulamalarını kaldırmaya hazırlandığını örnek verdi.

Bu hamleyi, şirketin kurucusu Mark Zuckerberg “ifade özgürlüğü konusundaki köklerine geri dönme” gerekçesiyle açıklamıştı.

2022’de Twitter’ı satın alarak adını X olarak değiştiren Elon Musk’ın “platformun mutlak ifade özgürlüğü arenasına dönüşmesi gerektiğini” savunması da yanlış ve yanıltıcı bilgiler konusunda X platformunu da tartışmalı hale sokmuş durumda.

“İnternet gazeteciliğe şimdilik olumsuz bir etki etmiş durumda”

Dijital medya araştırmaları üzerine yayın yapan NewsLabTurkey.org web sitesinin Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, sosyal medyanın gazetelerin karşısına yeni rakipler çıkardığını anlattı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Uzunoğlu’na göre, dijitalleşmeyle birlikte gazetecilerin haber içeriklerinin yanı sıra teknolojik gelişmelere göre haberi sunuş biçimlerini de yeniden gözden geçirmeleri şart.

Aynı zamanda İEÜ Yeni Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi olan Uzunoğlu, “Sosyal medya, kurumsallaşmış, belli bir sermaye üzerine kurulu gazetelerin karşısına oldukça kuvvetli bazı rakipler çıkardı. Sosyal medya özgürlük, bilginin merkezileşmesine karşı alternatif bilgi akımlarını oluşturacak bir fenomen olarak bekleniyordu. Ama gazetelerin doğal kitlelerine, gazetecilik formasyonu olmayan, gazeteciliğin etik ilkeleriyle dertleri pek olmayan, hesap sahipleri diyebileceğimiz ve bu işi ticarileştirme konusunda oldukça başarılı içerik üreticileri sahip çıkmış durumda. Yani pasta çok garip bir şekilde bölünmüş durumda ve internet ne yazık ki gazeteciliğe olumlu değil, şimdilik olumsuz bir etki etmiş durumda” dedi.

“İnsanlar artık geçmişe göre bilgiye daha tok ama aynı zamanda farklı kategorilerdeki bilgilere dair ihtiyaçları var”

Gazetecilerin sosyal medyadaki okurların ihtiyaç ve alışkanlıklarını anlamakta bir açmazdan geçtiğini savunan Uzunoğlu, “İnsanların artık geçmişe göre bilgiye daha tok ama aynı zamanda farklı kategorilerdeki bilgilere dair ihtiyaçlarına dair daha bilinçli olmasına dayalı bir kriz var. Gazeteciler haberi bir ürün olarak görmekten, karşılarındaki okuru da tüketici olarak görmekten çekindikleri ve muhafazakar bir tavırla reddettikleri için, tüketici davranışı ve ihtiyacı meselesine hiçbir zaman sıcak bakmadılar. Sıcak bakmamanın sonucunda kaçınılmaz bir ayrılık meydana geldi, gazeteler ve okurları arasında” diye konuştu.

Günlük, sıradan haberlerin yeni teknolojik araçlarla gazetelere gerek kalmadan okuyucuya ulaştığını belirten Uzunoğlu, gazetecilerin okuyucunun isteklerine yönelik daha açıklayıcı formatta haberler hazırlaması gerektiğini dile getirdi.

“Kullanıcısını tanıyan ve deneyimine önem veren bir gazete türünü ortaya koymak zorundayız”

Gazeteciliğin geleceğinin yapay zekadaki gelişmelerden geçtiğini kaydeden Uzunoğlu, “Dünyadaki büyük mobil telefon sağlayıcılarının telefonların işletim sistemlerine entegre yapay zeka sistemlerini ne kadar hızlı ve olabildiğince çok telefona getireceği, yakın zamanda gazeteciliğin kaderini en fazla belirleyecek olan şey. Bu da aslına bakarsanız birçok gazetenin artık içerik üretmekten çok teknoloji ve teknolojik servis üretme meselesinde adım atması gerektiğini ortaya koyuyor” dedi.

Uzunoğlu, “Algoritmaları doğru şekilde kullanan, kullanıcısını tanıyan, aynı zamanda kullanıcının deneyimine de önem veren, yani kullanıcı neredeyse, kullanıcı sizi dinlemek istiyorsa dinletebilen, izlemek istiyorsa izletebilen bir gazete türünü ortaya koymak zorundayız” ifadesini kullandı.

Forum

XS
SM
MD
LG