Erişilebilirlik

Fransa Aşı Kampanyasında Sonuncu Olma Yolunda


Corona virüsü pandemisiyle savaşmak için tüm dünyada diplomatik, bilimsel ve endüstriyel bir yarışın ardından nihayet aşı geliştirildi. Ancak aşıların ülkelere ulaşmasına rağmen, hükümetlerin uygulamada başarısız olması, Avrupa'da pek çok ülkede tartışma konusu oldu. Tüm dünyada hayatı alt üst eden Corona virüsüne karşı aşıların geliştirilmesi büyük bir müjde olarak karşılanırken, aşı kampanyaları, politik, lojistik ve aşıya karşı olan komplo teorielerinin de katkısıyla psikolojik güçlüklerle başladı.

Test ve maske elde edebilmek konusunda birseysel hareket eden ve büyük güçlükler yaşayan AB ülkeleri, aşı kampanyasında aynı skandalı yaşamamak için ortak hareket etme kararı aldı. Bu nedenle 2020 yılında 450 milyon nüfuslu 27 AB ülkesi için, 6 farklı laboratuvardan, toplam 2 milyar doz Covid 19 aşısı satın alındı. Böylece üye devletler arasında yaşanacak rekabet ve bunun sonunda ortaya çıkacak fiyat artışının da önüne geçilmesi hedeflendi. Rus yapımı Sputnik aşısı almaya kalkan Macaristan dahi, sonunda AB'nin kararını destekleyerek, birlikte hareket etmeyi kabul etti.

Ancak, Avrupa İlaç Dairesi’nin Pfizer-BioNTEch aşısına onay verip, ilk aşı siparişlerinin ülkelere ulaşmasıyla, ilk derin görüş ayrılıkları ve uygulama farklılıkları da yaşanmaya başladı. Bu da Avrupa'da aşı kampanyalarının dünyanın diğer bölgelerine oranla, gözle görülür biçimde geride kalmasına yol açtı.

Bir haftada 516 kişi

Amerika'da ve Çin'de aşılanan yurttaş sayısı 4 milyonu, AB'den ayrılan İngiltere'de ise 1 milyonu aşarken; aşıyı ilk bulan ülke Almanya da, 238 bin kişiyi aşılayarak diğer üyelerle önemli bir fark attı. Fransa'da ise bir haftada sadece 516 kişinin aşı olması sert polemiklere yol açtı.

"Our World in Data" sitesinin rakamlarına göre, Çin'de 4,5 milyon, ABD'de 4,2 milyon, İsrail'de 1,1 milyon, İngiltere'de 944 bin, Rusya'da 800 bin, Almanya 238 bin, İtalya 114 bin, Hırvatistan 7,8 bin, Estonya 2,5 bin kişi aşı olurken, Fransa'da 1 hafta boyunca sadece 516 kişi aşılanabildi.

Üstelik Fransa'da gecikmenin aşı yokluğundan değil, iktidarın yavaş ve hazırlıksız olmasından kaynaklandığının ortaya çıkması, muhalefeti ve sağlık sektörünü ayağa kaldırdı.

Fransa'yı dünya sonuncusu yapan bu gecikmede, aşı olabilmek için 4 gün önceden aile hekimine görünmek, alerji ihtimaline karşı dayanıklı olduğuna dair yazılı doktor izni almak ve randevu almak gibi pek çok bürokratik sürecin zorunlu tutulması, en önemli engel olarak değerlendiriliyor.

Aşı karşıtlığı hala çok yaygın

Aşı kampanyasına ev sahipliği yapacak spor salonu, hastane salonları gibi büyük mekanların hazırlanmaması ve devletin halkın aşılanmasını kolaylaştıracak yakın mekanları oluşturmaması, bu çerçevede yerel yönetimlerle temasa geçmemesi de ikinci temel eksiklik olarak dile getiriyor.

Son olarak Fransızlar'ın yaklaşık yüzde 60'ının aşı olma konusunda tereddüt etmeleri, daha önce test ve maske konusunda yalan söyleyen hükümete güvenin sarsılması ve aşının yan etkilerinden korkmaları nedeniyle, "aşıya şüpheyle bakmaları" da üçüncü önemli gerekçe olarak sunuluyor. Odaxa tarafından yapılan son ankete göre, aşıyı reddeden Fransızlar'ın sayısı, aşı ulaşmadan öncekine oranla 6 puan daha gerilese de, yüzde 58 seviyesinde kaldı.

Ülkede Covid 19 virüsünün en sert vurduğu Büyük Doğu bölgesinin Başkanı Jean Rottner, "Genelde ülkemle gurur duyan bir insanım. Ama aşı ile ilgili yaşananlar tam bir devlet skandalı. Büyük bir skandalla karşı karşıyayız. Maske, test, şimdi aşı... Bu son derece yıkıcı bir durum, çok büyük üzüntü duyuyorum, dünyada sonuncuyuz. Aşı olmak, bir araba almak kadar zor bir iş haline geldi. Bürokratik engeller inanılır gibi değil. Bizimle dalga geçiliyor resmen. Herşey Paris'ten kararlaştırılıyor. Bize hiçbir şey sorulmuyor. Dayanışma istenmiyor. Yerel yönetimlere yetki verilmeli, hızlanmalı. Bütün doktorlar, eczacılar, hemşireler, sağlık görevlileri bu aşıyı yapabilir. Bunu organize etmek o kadar da zor değil" diye konuştu.

"Aşı bulamayan tek Güvenlik Konseyi ülkesi"

Ülkenin önemli ekonomistlerinden Antoine Levy ise, Fransa'nın BM Güvenlik Konseyi'nde aşı bulamayan tek ülke olduğunu, hükümetin test, maske, dijital hasta izleme sistemi ve karantina fiyaskosundan sonra, aşı fiyaskosuna da imza attığını dile getirdi. Le Figaro gazetesinde yayınladığı geniş makalesinde Fransa'nın gecikme nedenlerini ve çözüm önerilerini açıklayan Levy, "sosyal ve politik patlamanın eşiğindeki bir halka karşı uyuyan bir hükümet" sözleriyle iktidarı sert eleştirdi.

Daha önce de, salgın politikası nedeniyle benzer eleştirilerin hedefi olan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Başbakan ve Sağlık Bakanı ile birlikte güvenlik zirvesini acil topladı. Paris'te bir hastaneyi ziyaret eden Sağlık Bakanı Olivier Veran, kampanya stratejilerini değiştireceklerini ve Çarşamba günü 580 bin kişinin, önümüzdeki haftadan itibaren kısa sürede 1 milyon kişinin aşılanacağını açıkladı.

Hükümet, diğer ülkelerin hızını yakalamak için, ağır bir büraorasi yarattığı eleştirilerine hedef olan "aşı olmadan önce aile hekimine muayene olma" şartını kaldırmayı ve ülke genelinde 300 dev aşı merkezi kurmayı planlanıyor.

Fransa'da ilk etapta yaşlı bakım ve huzurevlerinde yaşayanlarla 50 yaş üzerindeki sağlık çalışanlarının aşılanmasına başlandı. 20 Ocak'tan itibaren, tüm sağlık çalışanları, 60 yaş üstündekilerle polis, öğretmen gibi stratejik mesleklerde çalışanlar; üçüncü etapta ise, Nisan ayı sonundan itibaren tüm halkın aşılanması planlanıyor.

XS
SM
MD
LG