Rusya'nın Paris büyükelçisi Alexandre Orlov’un bu sabah Radio France International’e yaptığı açıklama, dünya kamuoyunda kısa süreli de olsa bir şok yarattı. Orlov, Suriye lideri Beşar Esad’ın 30 Haziran'da Cenevre'de düzenlenen eylem grubu toplantısının nihai bildirisinde öngörülen “daha demokratik bir rejime geçiş” fikrini kabul ettiğini söyledi. Rus büyükelçi, "Esad görevi bırakmayı kabul ediyor ancak medeni bir şekilde bırakmak istiyor" dedi.
Bu açıklama Moskova yönetiminin Rusya’da veya dost bir üçüncü ülkede Esad’ı ailesiyle birlikte yaşamaya ikna ettiği şeklinde yorumlandı.
Ancak Rus büyükelçinin açıklamasının uluslararası ajanslara düşmesinin hemen ardından Suriye Enformasyon Bakanlığı'ndan jet hızıyla yalanlama geldi.
Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamada Büyükelçi Orlov'un sözlerinin "hiçbir şekilde doğruluk payı içermediği" vurgulandı. Suriye’nin açıklamasından sonra bu kez Rusya, büyükelçiyi yalanladı.
Rusya ve Suriye ‘Esad bırakıyor’ açıklamasını yalanladı
İngilizce yayın yapan Rus televizyonu Russia Today, Dışişleri Sözcüsü'nün Paris Büyükelçisi'ne dayanarak 'Esad gitmeye hazır' açıklamasını yalanladığını ve Moskova’nın hala diplomatik çözümden yana olduğunu duyurdu.
Peki klasik tabirle soralım.
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı? Köklü bir geleneğe sahip Rusya’nın kritik bir ülkede görev yapan büyükelçisi kritik bir dönemde bu tarz kritik bir açıklama yapar mı?
Ortadoğu’yu yakından takip eden gazetecilerden Mete Çubukçu, en başından beri iki senaryo konuşulduğunu söylüyor. İlki, “Esad’ın muhalifleri de iktidara ortak ettiği daha zor bir senaryo” ikincisi ise “Beşar’ı tasfiye edip rejimin ana gövdesindeki unsurlarla muhalifleri bir araya getirme formülü”!
Zaman geçiyor yumuşak geçiş imkanı azalıyor
Çubukçu, Esad’ın iktidarının kalbinde gerçekleştirilen ve Savunma Bakanı ile Esad’ın eniştesinin de aralarında bulunduğu beş kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ikinci formülün hayata geçme ihtimalini güçlendirdiği görüşünde.
“Rusya bu süreçte sağlam durmasına rağmen içerideki pozisyonunu yitiyor. Ancak kendi selameti açısından içerideki birilerini yanında bulundurmak zorunda. Rusya Esad’sız ama rejimin ana gövdesiyle muhalifleri buluşturacak formülü hayata geçirirse Amerika ve Türkiye’den devreye girerek muhalefeti ikna etmesini isteyecek. Ancak rejim muhalifleri Esad’lı ya da Esad’sız Baas rejimiyle uzlaşmayı reddediyor.”
Çubukçu, İran’ın ise Rusya ve Çin’in ikna olması halinde tercih şansı olmadığı görüşünü savunuyor. “Rusya’nın desteğini çektiği noktada İran’ın söz söyleme kapasitesi olmaz. Elbette bir takım unsurları devreye sokarak kanlı bir dönem yaratabilir ama Çin ve Rusya evet derse direnemez. Tüm taraflar yumuşak geçiş istiyor. Ancak bir şey unutuluyor. Zaman geçiyor ve daha fazla vakit kaybedilirse yumuşak geçişe imkan kalmayacak”.
Veto, Türk Dışişleri’nde hayalkırıklığı yarattı
Yumuşak geçişin savunucularından Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Suriye ile ilgili karar tasarısının üçüncü kez veto edilmesi Türkiye’de de hayal kırıklığına uğradı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, vetonun ardından bu sabah yaptığı yazılı açıklamada Suriye'deki durumun her geçen gün daha vahim bir boyut kazandığı bir dönemde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir konuda bir kere daha sorumluluğunu yerine getirememiştir" dedi.
Suriye'de meşru ve kendi halkıyla barışık bir yönetimin bir an önce kurulması için BM Güvenlik Konseyi'nin yaptığı hatadan dönme çağrısı yapan Türk Dışişleri’ne göre, "bu gerçekleşmediği takdirde Suriye ve bölgede barış ve güvenliğin yeniden tesisi mümkün olamayacaktır. Suriye tarihi bir dönüm noktasındadır. Uluslararası toplum, bu kritik aşamada Suriye halkının yanında yer alarak tarihin akışı yönünde düzenli bir geçişi sağlayacak adımların kararlılıkla atılmasını sağlamalıdır."
Türkiye’deki kamplarda 43 bin Suriyeli yaşıyor
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD, Türkiye'deki 8 çadır kent ve 1 konteyner kentte bugün itibarıyla 43 bin 387 Suriye vatandaşının barındığını açıkladı.
Kampların beşi Hatay'da, ikisi Şanlıurfa'da. Birer tane de Gaziantep ve Kilis’te Suriyeli sığınmacıların yerleştirildiği kamp var. Bu kentlerde kurulan dersliklerde 7022 öğrenciye ilk ve orta öğretim veriliyor.
AFAD, 2011 yılı Nisan ayı içerisinde Suriye'de başlayan iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye’ye gelen toplam 69 bin Suriyeli’den 26 bininin geri döndüğünü açıkladı.
Bu açıklama Moskova yönetiminin Rusya’da veya dost bir üçüncü ülkede Esad’ı ailesiyle birlikte yaşamaya ikna ettiği şeklinde yorumlandı.
Ancak Rus büyükelçinin açıklamasının uluslararası ajanslara düşmesinin hemen ardından Suriye Enformasyon Bakanlığı'ndan jet hızıyla yalanlama geldi.
Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamada Büyükelçi Orlov'un sözlerinin "hiçbir şekilde doğruluk payı içermediği" vurgulandı. Suriye’nin açıklamasından sonra bu kez Rusya, büyükelçiyi yalanladı.
Rusya ve Suriye ‘Esad bırakıyor’ açıklamasını yalanladı
İngilizce yayın yapan Rus televizyonu Russia Today, Dışişleri Sözcüsü'nün Paris Büyükelçisi'ne dayanarak 'Esad gitmeye hazır' açıklamasını yalanladığını ve Moskova’nın hala diplomatik çözümden yana olduğunu duyurdu.
Peki klasik tabirle soralım.
Ateş olmayan yerden duman çıkar mı? Köklü bir geleneğe sahip Rusya’nın kritik bir ülkede görev yapan büyükelçisi kritik bir dönemde bu tarz kritik bir açıklama yapar mı?
Ortadoğu’yu yakından takip eden gazetecilerden Mete Çubukçu, en başından beri iki senaryo konuşulduğunu söylüyor. İlki, “Esad’ın muhalifleri de iktidara ortak ettiği daha zor bir senaryo” ikincisi ise “Beşar’ı tasfiye edip rejimin ana gövdesindeki unsurlarla muhalifleri bir araya getirme formülü”!
Zaman geçiyor yumuşak geçiş imkanı azalıyor
Çubukçu, Esad’ın iktidarının kalbinde gerçekleştirilen ve Savunma Bakanı ile Esad’ın eniştesinin de aralarında bulunduğu beş kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ikinci formülün hayata geçme ihtimalini güçlendirdiği görüşünde.
“Rusya bu süreçte sağlam durmasına rağmen içerideki pozisyonunu yitiyor. Ancak kendi selameti açısından içerideki birilerini yanında bulundurmak zorunda. Rusya Esad’sız ama rejimin ana gövdesiyle muhalifleri buluşturacak formülü hayata geçirirse Amerika ve Türkiye’den devreye girerek muhalefeti ikna etmesini isteyecek. Ancak rejim muhalifleri Esad’lı ya da Esad’sız Baas rejimiyle uzlaşmayı reddediyor.”
Çubukçu, İran’ın ise Rusya ve Çin’in ikna olması halinde tercih şansı olmadığı görüşünü savunuyor. “Rusya’nın desteğini çektiği noktada İran’ın söz söyleme kapasitesi olmaz. Elbette bir takım unsurları devreye sokarak kanlı bir dönem yaratabilir ama Çin ve Rusya evet derse direnemez. Tüm taraflar yumuşak geçiş istiyor. Ancak bir şey unutuluyor. Zaman geçiyor ve daha fazla vakit kaybedilirse yumuşak geçişe imkan kalmayacak”.
Veto, Türk Dışişleri’nde hayalkırıklığı yarattı
Yumuşak geçişin savunucularından Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Suriye ile ilgili karar tasarısının üçüncü kez veto edilmesi Türkiye’de de hayal kırıklığına uğradı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, vetonun ardından bu sabah yaptığı yazılı açıklamada Suriye'deki durumun her geçen gün daha vahim bir boyut kazandığı bir dönemde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir konuda bir kere daha sorumluluğunu yerine getirememiştir" dedi.
Suriye'de meşru ve kendi halkıyla barışık bir yönetimin bir an önce kurulması için BM Güvenlik Konseyi'nin yaptığı hatadan dönme çağrısı yapan Türk Dışişleri’ne göre, "bu gerçekleşmediği takdirde Suriye ve bölgede barış ve güvenliğin yeniden tesisi mümkün olamayacaktır. Suriye tarihi bir dönüm noktasındadır. Uluslararası toplum, bu kritik aşamada Suriye halkının yanında yer alarak tarihin akışı yönünde düzenli bir geçişi sağlayacak adımların kararlılıkla atılmasını sağlamalıdır."
Türkiye’deki kamplarda 43 bin Suriyeli yaşıyor
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD, Türkiye'deki 8 çadır kent ve 1 konteyner kentte bugün itibarıyla 43 bin 387 Suriye vatandaşının barındığını açıkladı.
Kampların beşi Hatay'da, ikisi Şanlıurfa'da. Birer tane de Gaziantep ve Kilis’te Suriyeli sığınmacıların yerleştirildiği kamp var. Bu kentlerde kurulan dersliklerde 7022 öğrenciye ilk ve orta öğretim veriliyor.
AFAD, 2011 yılı Nisan ayı içerisinde Suriye'de başlayan iç karışıklıklar nedeniyle Türkiye’ye gelen toplam 69 bin Suriyeli’den 26 bininin geri döndüğünü açıkladı.