13 Kasım’da Washington’da Amerika Başkanı Donald Trump ile görüşecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde Suriye’nin kuzeyiyle birlikte Halkbank dosyası, Ermeni meselesi, F-35 ile S-400 konusu, YPG komutanı Mazlum Kobani’nin Türkiye sicili de olacak.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’den dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Washington seyahati öncesi görüşmelerin altyapısını oluşturmak amacıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le de Cumartesi günü bir telefon görüşmesi yapacağını söyledi.
Erdoğan: ‘‘Trump (1915 Olayları için) ‘buna soykırım demesek savaş desek nasıl olur’ dedi’’
Cumhurbaşkanı, Trump’la görüşmesi sırasında Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasıyla birlikte Amerikan Başkanı’nın kendisine göndermiş olduğu mektubu iade edeceğini yineledi.
Yeni Şafak gazetesinde yer alan habere göre; Cumhurbaşkanı, bir gazetecinin ‘‘Görüşmede sizin masaya koyacağınız ilk başlık hangisi?” şeklindeki sorusuna ‘‘Sözde Ermeni soykırımı bizim için pişirip pişirip önümüze getirdikleri bir yemek oldu. Bıkkınlık veriyor. Bunu da kendilerine ifade edeceğiz. Bunun tadı tuzu yok. Kendisi (Başkan Trump) hatta şöyle bir ifade kullandı; ‘Buna soykırım değil de savaş desek nasıl olur?’ dedi. Ben de şu cevabı verdim; ‘Bir defa karşımızda bir devlet yok. Böyle bir şey de aramızda zaten söz konusu değil. Bu bir zorunlu göç meselesiydi. Bunda da bazı sıkıntılar yaşandı’’’ yanıtını verdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Van Gölü’ndeki Ahtamar adasında bulunan kiliseyi restore ettiğini söyleyen Erdoğan, Türkiye’de bulunan 100 bine yakın Ermeni’nin arasında Türkiye’ye ‘sığınmış’ Ermeniler’in olduğu bilgisini de Trump’a aktaracağını belirtti.
‘‘Diğer ülkeler Suriye’den çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız’’
Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine dair pozisyonunda bir değişiklik olmadığını da teyit etti.
Cumhurbaşkanı, ‘‘Burada son terörist bölgeyi terk etmedikten sonra biz bu işi bırakmayız. Bu işin bir boyutu. İkinci olarak, diğer ülkeler buradan çıkmadıktan sonra biz buradan çıkmayız. Biz Suriye'nin birliğine, beraberliğine ve bütünlüğüne taraftarız. Asla parçalanmasını da istemeyiz. Eğer diğer ülkeler de buna taraftarlar ise kendilerinin de bunu ispat etmeleri lazım. Onlar ispat edecekler ki bizden de bunun ispatını istesinler. Bunların hiçbirinin burada sınırı yok ama bizim burada sınırımız var. En batıdan aldığımız zaman en doğuya kadar sadece 911 kilometre Suriye sınırı var. Oysa burada ne Rusya'nın ne ABD'nin ne de İran'ın sınırı var. Sadece Irak'ın biraz sınırı var. Bizim Adana Mutabakatı gibi bir belgemiz var. Bu terör örgütleri temizlenmedikçe, Adana Mutabakatı'nın bize vermiş olduğu yetkiyle buradaki duruşumuzu aynen devam ettireceğiz’’ dedi.
YPG’nin Kobani’yi ele geçirmesinin ardından 350 bin kişinin bu yerleşim bölgesinden çıkarak Türkiye’ye sığındığını ifade eden Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Kürtler’e karşı olduğunun yalan olduğu gibi YPG/PYD’nin de Kürtler’in temsilcisi olmadığını ifade etti.
Erdoğan’ın gündemindeki hassas maddelerden biri YPG komutanı Mazlum Kobani
Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı’nın daha önce görüşmüş olduğu YPG komutanı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin’le ilgili istihbarat bilgilerini de Trump’la paylaşacak.
‘‘Bu kişi, 2005 yılında İzmir Çeşme'deki bombalı saldırıda, 2005 yılında Aydın-Kuşadası'ndaki bombalı saldırıda, 2006 yılındaki Antalya-Kalekapısı'ndaki bombalı saldırıda, 2008 yılında İstanbul-Güngören'deki bombalı saldırıda, Mersin-Adana yolundaki intihar saldırısında, aynı yıl Hakkari-Şemdinli'deki karakol saldırısında var. 2009 yılında Tokat-Reşadiye saldırısında, 2010 yılında Hakkari-Şemdinli üs bölgesine saldırıda, aynı yıl İstanbul-Taksim'deki intihar saldırısında var. 2011 yılındaki Diyarbakır-Silvan, Hakkari-Çukurca ve Ankara saldırılarında da var. 2012 yılındaki Gaziantep saldırısında var. Adamın olmadığı yer yok. Sayın Başkan'a mektupla birlikte bu bilgileri takdim edeceğiz. Biz bunların başlarına da ödül koyduk. Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan vs. Biz terör devleti kurmaya yönelik oyunu bozduk. Güney sınırımızı birilerinin hatırına feda edemeyiz.’’
Arap Ligi ve Avrupa Birliği’nin Barış Pınarı Harekatı karşısındaki takındığı tutumu bir kez daha eleştiren Erdoğan, Suriye’nin kuzeyinde ‘Türkiye kontrolünde’ bir ‘mülteciler şehri veya pilot bölge’ kurulması önerisini de tekrar etti.