Alman basınında ve Berlin’de siyasetçiler arasında Türkiye’deki seçimlerinin sonuçları ve Almanya’daki Türk vatandaşlarının sandık başındaki tercihleriyle ilgili haber ve yorumlar geniş yer tutuyor.
Seçim sonucunu Başbakan Angela Merkel adına değerlendiren Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Alman hükümetinin Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini yakından izlediğini ve dikkate aldığını belirten Seibert, “Cumhurbaşkanı Erdoğan geçici sonuçlara göre bu başkanlık seçimini kazandı. AK Parti ve MHP'den oluşan ittifak parlamentoda çoğunluğu sağladı.” dedi. Seibert, Türkiye-Almanya ilişkilerine ilişkin, “Her iki ülke hükümetleri, yani federal hükümet ve gelecekteki Türk hükümeti arasındaki çalışma ortamının yapıcı ve verimli olacağına inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Seibert, Merkel’in Erdoğan’ı ne zaman kutlayacağı konusunda bilgi vermedi.
Alman basınında ağırlıklı olarak ele alınan konu, Almanya’da yaşayan Türklerin, Recep Tayyip Erdoğan’a Türkiye’den daha yüksek oranda “evet” oyu vermeleri. Yurt dışında 1 milyon 443 bin 585 Türk seçmenle en fazla kayıtlı seçmene ev sahipliği yapan Almanya'da ise oy kullanım oranı 717 bin 992 oyla yüzde 49.74'e ulaştı. Recep Tayyip Erdoğan oyların yüzde 65’i alırken, Muharrem İnce yüzde 21.8 oranında oy toplayabildi. Selahattin Demirtaş yüzde 9.9, Meral Akşaner yüzde 2.6, Temel Karamollaoğlu yüzde 0,6, Doğu Perinçek ise yüzde 0,2 oranında oy toplayabildi. Essen ve Köln gibi bazı konsolosluk bölgelerinde Erdoğan’a oy verenlerin oranı yüzde 80’lere vardı.
Sandıkların büyük bir bölümünün açılması ve Erdoğan’ın seçimi kazandığının netleşmesi sonrasında, Almanya’nın hemen tüm büyük kentlerinde Türk ve AK Parti bayraklarıyla sokaklara çıkan AK Partililer, sevinç gösterileri yaptı ve konvoylar oluşturdu.
Alman basınında çıkan yorumlarda, Almanya’da yaşayıp, buna rağmen Erdoğan’ı destekleyenlerin demokrasiyle ve hukuk devleti anlayışıyla da sorunları olduğu ve topluma uyum sağlayamadıkları öne sürüldü.
Bu görüşe destek veren siyasetçiler arasında Yeşiller Partisi eski Eşbaşkanı Cem Özdemir’in de olması dikkat çekti. Özdemir, "Kutlama yapan Erdoğan taraftarları sadece otokratlarına sevinç gösterisinde bulunmuş olmuyorlar, aynı zamanda liberal demokrasimizi reddettiklerini de ifade etmiş oluyorlar. Tıpkı Almanya için Alternatif (AfD) partisi gibi" dedi.
AfD Eşbaşkanı Alice Weidel sokak kutlamalarını örnek göstererek, Türkiye’deki siyasi gerilimlerin Almanya’ya taşınmasını istemediklerini açıkladı.
Yeşiller Partisi’nden bir diğer politikacı, Federal Meclis Başkan Yardımcısı Claudia Roth ise, Erdoğan’ın Almanya için partner olamayacağını öne sürerek, Türkiye’ye silah satışının kesilmesini talep etti. SPD dış politika sözcüsü Rolf Mützenich, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzdeki zamanda alacağı tavrın Alman-Türk ilişkilerinin gidişatını belirleyeceğini savundu. Mützenich, Almanya’nın OHAL’in kaldırılmasını ve hukuk devletine geri dönülmesini beklediğini söyledi.
AK Parti’ye destek verenlerin kutlamalarının önümüzdeki günlerde Almanya’da siyasi partiler, özellikle de sağ popülist AfD tarafından malzeme olarak kullanılacağını belirten Almanya’daki en kıdemli Türk gazetecisi Ahmet Külahçı, Alman kamuoyunun ‘Almanya Türkleri neden böyle davranıyor?’ sorusuyla Türkler'i anlayamadığını kanıtladığını ve sonuçta dışladığını belirtiyor.
Öte yandan Almanya’dan listelere giren politikacılardan ikisi milletvekili seçildi. Eski adı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) olan Uluslararası Demokratlar Birliği’nin eski Genel Başkanı Zafer Sırakaya, AK Parti İstanbul 3. Bölge 9. sıradan aday olmuştu. Sırakaya, AK Parti İstanbul milletvekili olarak TBMM’ye girmeyi başardı. Avrupa Türk Konfederasyon Genel Başkanı Cemal Çetin de MHP İstanbul 2. Bölge 2. sıradan milletvekili adayı olmuştu. Resmi olmayan sonuçlara göre Çetin de milletvekili seçildi.