Sanatçı Ahmet Güneştekin’in Türkiye’de yaşanan toplumsal olaylardan esinlenerek yaptığı eserlerin yer aldığı 'Hafıza Odası' isimli sergisi, açılır açılmaz eleştirilerin hedefi oldu. Bir grup genç, eserleri, sergilendiği Sur’dan aşağı atarken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da PKK saldırılarında ölenlerin yer almaması nedeniyle, sergiye tepki gösterdi.
Güneştekin’in, surların Keçi Burcu’nda açılan sergisinde, Türkiye’de meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden, Sabahattin Ali’den başlayarak, Güneydoğu’da faili meçhul cinayetlerde ölenler, kayıplar, Şırnak’ın Uludere ilçesinde uçak bombardımanında ölen köylülere kadar onlarca kişinin isimlerinin yazılı olduğu tabelalardan oluşan "Kayıp Alfabe", Cumartesi Anneleri ve kaybettikleri yakınlarının konu edildiği "Analar duvarı", Güneştekin’in 2015-2016 yıllarında bölgede yaşanan şehir çatışmalarından geriye kalan enkaz parçalarıyla yaptığı "Yoktunuz", maden kazaları, Uludere bombardımanı gibi olayların anısına yapılmış yüzlerce lastik ayakkabıdan oluşan "Hafıza tepesi" en dikkat çeken eserler arasındaydı.
Ancak sergi açılır açılmaz eleştiri ve tepkilerin hedefi oldu. Açılışa katılan siyaset, medya ve sanat dünyasının tanınmış isimlerinin, olayları sembolize eden eserlerin önünde fotoğraflar çektirmesi en çok tepki alan konu oldu. Birçok kişi, eleştirilerini sosyal medya üzerinden dile getirdi. Artı Gerçek Yazarı Nurcan Kaya eleştirileri bir yazıda topladı. Bazı kişilerin mankenler gibi poz vermesini eleştiren Kaya, köşesinde şu görüşlere yer verdi: "Dışarı çıkarken, serginin girişinde yer alan, gözaltında kaybedilen, faili meçhul cinayetlere kurban giden kişilerin isimlerinin yazılı olduğu sokak tabelalarından oluşan eserin önünde mankenler gibi poz vererek fotoğraf çektiren şık giyimli birkaç kişiyi gördüm. Şaşırdım, hatta gözlerime inanamadım. Tabutların arasında neşeyle koşuşturan, gülümseyerek artistik pozlar vererek defalarca fotoğraf çektiren, ay bu olmadı bir de şu yönden çekelim diyen insanları görünce kanım dondu."
Siyasilerden Tepki
Sergiye siyaset cephesinden de eleştiri geldi. Hüda-Par Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, Yasin Börü'süz bir hafıza odasının sadece sola hizmet ettiğini savunarak "Şeyh Said'siz, Bediüzzaman'sız, Şark İstiklal Mahkemeleri'siz, Şeyh Zeki'siz, Yasin Börü'süz, 6-7 Ekim'siz, Susa Camii'siz, Yusufilersiz, Yusufi Anneleri'siz, beyinlerin sadece sol lobunda hafıza oluşturan bir oda" dedi.
Benzer bir tepki, İçişleri bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Muhtarlar Günü nedeniyle Diyarbakır’da muhtarlarla bir araya gelen Soylu, sergide PKK saldırılarında ölenlerin yer almamasını eleştirdi. Açılışa HDP ve CHPlilerin birlikte katılmasına dikkat çeken Soylu, "Hafıza Odası’nda Dürümlü’de katledilenler var mı, Tanışlı köyünde katledilenler var mı, türküleriyle yüreğimizi yakan Aybüke öğretmen var mıydı? Bu hafıza odasında bir köydeki üç aylık, altı aylık bebeği var mı? Neyi temizlemeye çalışıyorsunuz?" diye konuştu.
Sergiye saldırı
Bu arada tepkiler ve eleştiriler saldırı boyutuna ulaştı. Bir grup genç, renkli tabutların sergilendiği burcun üstüne çıkarak sergiyi protesto etti. Bir açıklama yapan grup daha sonra bazı tabutları, Sur’dan aşağı attı. Grubun saldırısı tepki topladı. Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, sergiye saldıranlara tepki gösterdi. Ekmen, "Sergiyi gezmeden, içerik hakkında tek bir metin okumadan, sosyal medya eleştirilerini(!) okuyarak yapılan bu saldırı tek kelimeyle vandallıktır. Bir şeyi beğenmemeniz size ona saldırı hakkı vermez. Sergiyi gezen onbinlere karşı, bir avuç vandal olarak kayda geçeceksiniz" dedi.
Saldırıya bir tepki de Batman Baro Başkanı Erkan Şenses’ten geldi. Tabutların Sur’dan atılmasını eleştiren Şensen "Sergi eleştirilebilir, tartışılabilir ama serginin basılarak sanat eserlerine zarar verilmesi savunduğumuz demokratik toplum değerleriyle bağdaşmaz. Bu anlamda tabutların surlardan aşağı atılmasının sanat eseri nedeniyle bir sanatçının savcılığa ifadeye çağrılmasından farkı yok" dedi.
Sanatçıdan açıklama
Sergiyle ilgili bir yazı kaleme alan Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun’sa serginin geçmişle yüzleşmek için kapı araladığını söyledi. Herkesin aynı düşünceyle sergiyi gezmediğine dikkat çeken Coşkun, "Herkes aynı duygularla, aynı yoğunlukla, aynı düşünceyle, aynı acıyla dolaşmayabilir. Kimi fotoğraf çektirir, kimi durup hatırlamaya çalışır. Kimi pür dikkat kesilir, kimi bir göz atmakla yetinir. Kimi üç-beş saatini adar, kimi bir tur atıp çıkar. Fakat ona gösterilen tepkiler ve onun karşısında hissedilen duygular, farklı farklı olsa da eser, varlığıyla tarihe dönüp bakmak için bir kapı aralıyor. Bir fırsattır bu. Yüzleşmeye gerçekten niyet varsa aralanan bu kapıdan girmek gerekiyor" diye konuştu.
Eleştiri ve tepkilerin artması üzerine Sanatçı Ahmet Güneştekin, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Güneştekin, eleştirileri yanıtlamak üzere Diyarbakır’a geleceğini ifade ederek şunları söyledi: "Her hafta sonu Diyarbakır’da halkımızla buluşup, sergideki yapıtlar ve yapıtların üretim süreçleriyle ilgili merak ettiklerinizi yanıtlayacak, eleştiri ve önerilerinizi dinleyeceğim."