Erişilebilirlik

'Demokratikleşme Paketi’ İçin Nefesler Tutuldu


Yeni Anayasa’da kapsamlı bir değişiklik ihtimali gitgide azalan Türkiye’de gözler, Pazartesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklayacağı “Demokratikleşme Paketi”ne çevrildi. 30 Eylül’de başbakanlık binasında yapılacak açıklama, hükümet çevrelerince Türkiye’nin demokratikleşme ihtiyacına ciddi cevap verecek nitelikte. Zaten Başbakan Erdoğan’ın açıklamasının simültane olarak Arapça ve İngilizce’ye çevrilecek olması paketin yalnızca iç kamuoyu düşünülerek hazırlanmadığını, aynı zamanda uluslararası kamuoyuna da önemli mesajlar vereceğini kanıtlıyor.

Kışanak: ‘Demokratikleşme paketi kabak tadı verdi, içinden de kabak çıkacak’

Ancak paket daha gün ışığına çıkmadan özellikle Barış ve Demokrasi Partisi tarafından yerden yere vuruluyor. Dün Siirt’te açıkhava toplantısına katılan BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, demokratikleşme paketinin artık kabak tadı verdiğini söyledi. Hükümetin Abdullah Öcalan’ın çözüm önerisine yanıt vermediğini belirten Kışanak, “Başbakanın pazartesi günü açıklayacağı paketten kabak çıkacak ve biz aslında bu paketi istemiyoruz” dedi. Partinin güçlü ismi, Kürt hareketinin halkı, gerillası, siyasi hareketiyle çözüm sürecinde üzerini düşeni yerine getirdiğini söylerken hükümetin gerekenlerini yapmadığını iddia etti.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı diktatörlükle suçladı

Ana muhalefet partisi de demokratikleşme paketinin beklentileri karşılayamayacağı kanısında. Üstelik Cumhuriyet Halk Partisi yerel seçimler yaklaştıkça muhalefetin dozunu da arttırıyor. Bugün Lüleburgaz’da Çiftçi Mitingi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ı diktatörlükle suçladı.

Kılıçdaroğlu, “diktatörlerin özelliği budur, halkı kandırırlar. Gerçek yüzünü dünya öğrendi, artık bütün dünya şunu iyi biliyor; Türkiye Cumhuriyeti’nde bir diktatör var. O diktatör baskıyla sopayla TOMA’yla bu ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Ne olursa olsun, ister TOMA’nı al gel, ister plastik mermini, ister biber gazını, ister polisini, ister ordunu getir. Mücadele edeceğiz çünkü biz özgür ve bağımsız bir Türkiye istiyoruz” dedi.

MHP: ‘PKK’yı devlete ortak etmeyin’

Milliyetçi Hareket Partisi de demokratikleşme paketinin Türkiye’nin kuruluş felsefesini tartışmaya açacağı gerekçesiyle karşı çıkıyor. MHP’nin görüşünü bugün Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan dile getirdi. Adan, “Türkiye'nin kuruluş felsefesi, ülkü, hedef ve idealleri tartışmaya açılıyor. Ne yazık ki bunu tartışacak olanlar da milletimiz değil, ihanet şebekeleri ve onların taşeronları olacaktır. Milletimizin sesi kısılacak, memleket düşmanlarının sesleri yükseltilecektir. Sayın Başbakan'a bir kez daha seslenmek ve uyarmak istiyoruz; yol yakınken vazgeçin. Bulunduğunuz yer köprüden önce son çıkıştır. Aklınızı başınıza toplayın. PKK'yı devlete ortak etmeyin” dedi.

Erdoğan paketinin İmralı ve Kandil’in talepleriyle ilgisi olmadığını söyledi

Farklı gerekçelerle de olsa muhalefet, daha açıklanmadan demokratikleşme paketini itibarsız kılmaya çalışıyor. Eleştirilerin odağındaki isim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise bugün (Cumartesi) Ahilik Günü kutlamalarına katılmak için gittiği Kırşehir’de eleştirilere yanıt verdi. Başbakan özellikle demokratikleşme paketinin Abdullah Öcalan’la hazırlandığı iddialarını yalanladı.

Erdoğan, “İki de bir çıkıyorlar, ‘İmralı istedi diye yapıyorlar’ ya da 'bölücü terör örgütü istedi’ diyorlar. Elinize dilinize dursun. Ne alakası var? Bunlar bizim programımızda var, bunlar bizim tüzüğümüzde var, bunlar bizim kongrelerimizdeki vaatlerimizdir. Bizler bunu gün geldikçe, zemin oluştukça açıklıyoruz" dedi. Demokratikleşme paketinin yalnızca siyasi, toplumsal ve kültürel sorunlara değil ekonomik sorunlara da çare olacağını savunan Başbakan, paket sayesinde Türkiye’nin ağırlıklarından kurtulacağını ve 2023 hedeflerine yakınlaşacağını söyledi.

Erdoğan: ‘Şehidimizin kanı bize yeter’

Kürt siyasetiyle işbirliği iddialarından rahatsız olduğu anlaşılan Başbakan Erdoğan, Denizli’de yaptığı konuşmada ise tek millet ve tek devlet vurgusu yaptı. Erdoğan, “Yola çıktığımız 14 Ağustos 2001’de ne demiştik. Tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet demiştik. Bizim yolculuğumuz bu. Türk, Kürt, Çerkez, Abhazıyla, Romanıyla ayrım yok. Onun için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bize yeter. Şu bayrağımızın dışında bayrak arayanlar ihanet içindedir. Bu bayrakta şehidimizin kanı, bağımsızlığın simgesi hilal, şehitlerimizin yıldızı var. Bu bize yeter” dedi.

Muhalif gazete ve televizyonlar Başbakanlık’taki basın toplantısına davet edilmedi

Başbakan Erdoğan’ın pazartesi günü yapacağı açıklamaya davet krizi de damgasını vurdu. Hükümete karşı eleştirel yayınlarıyla dikkat çeken Sözcü, Özgür Gündem, Yeniçağ, Sol, Birgün, Aydınlık, Evrensel gibi ulusal yayın yapan günlük gazetelerle Halk TV, Ulusal Kanal, IMC TV gibi televizyon kanalları davet edilmedi. Muhalif basın, bu yaklaşımı “sansür” olarak niteledi.
XS
SM
MD
LG