Erişilebilirlik

Demokrasi ve Barış Konferansı’ndan Çözüm Süreci Rehberi


Demokrasi ve Barış Konferansı, Ankara, 25 Mayıs 2013
Demokrasi ve Barış Konferansı, Ankara, 25 Mayıs 2013

Ankara’da devam eden Demokrasi ve Barış Konferansı, müzakere sürecinin kesintisiz bir biçimde sürdürülmesi için gereken desteği verme kararı aldı

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın talebiyle, aralarında Yaşar Kemal ve Vedat Türkali’nin de bulunduğu bir grup tarafından düzenlenen Demokrasi ve Barış Konferansı, müzakere sürecinin kesintisiz bir biçimde sürdürülmesi için gereken desteği verme kararı aldı.

Ankara’da iki gün devam eden konferans sonrasında kamuoyuna açıklanan bildiride AKP Hükümeti’nin, hegemonyacı ve otoriter bir siyaset anlayışı ile çözüm sürecinin sağlıklı gelişiminin önünde engel yaratmasından endişe edildiği vurgulandı. Katılımcılar, çözüm ve barış sürecinin güçlendirilmesinin yalnızca BDP-Kandil ve Öcalan’dan beklenmemesi gerektiğini söyleyerek hükümeti de sorunu daraltıcı adımları atmaya davet etti.

Konferans raporunda Aleviler, Süryaniler, Ermeniler unutulmadı

Şubat ayında Öcalan’la yapılan görüşmenin basına sızmasından bu yana çözüm sürecinin İslami hatta daha çok Sünni kardeşliği üzerinden yürütüldüğü iddiaları dile getiriliyordu. Başta Aleviler olmak üzere süreci kaygıyla izleyenler PKK lideri Öcalan’ın çşz yıl İslam bayrağı vurgusunu Yavuz Sultan Selim dönemine dönüş olarak niteliyordu.

Konferans bu eleştirilere de yanıt verdi. Bildiride “Biz Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler, Türkler, Sünniler, Araplar, Romanlar; bir başka deyişle bu ülkenin farklı halkları ve inanç grupları, inançsızları, LGBT’lileri” vurgusuyla barış ve özgürlüğün toplum tüm kesimleri için istendiğinin altı kalınca çizildi.

Çözüm sürecinin sonuç vermesi için Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı

Demokrasi ve Barış Konferansı, Öcalan’ın durumunun iyileştirilmesini de önerdi. Konferansa göre, PKK liderinin ‘sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının’ sağlanması ve toplumun çeşitli kesimlerinden oluşan heyetlerle iletişim olanaklarının yaratılması süreci pozitif etkileyecek.

Konferans, barış ve müzakere sürecinin toplumsallaşmasını sağlamak amacıyla üç komisyon kurdu. ‘Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Komisyonu’, ‘Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa Komisyonu’, ‘Toplumsal Müzakere ve Demokratik Siyaset Komisyonu’ adı verilen komisyonlar sürece sivil toplum katkısı sağlamak amacıyla sık aralıklarla toplanıp önerilerini kamuoyu ve karar vericilerle paylaşacak.

Yeni Anayasa 12 Eylül Anayasası’nı referans almasın

Cumartesi günü sabah oturumundan sonra belirlenen üç başlıkta toplanan gruplar, bir buçuk günlük mesailerinin ardından ilk raporlarını da kamuoyuna sundular. ‘Hukuk, Yol Temizliği ve Yeni Anayasa’ başlıklı toplantıya katılanlar, demokrasinin barış sürecinin güvencesi olduğunun altını çizdiler.

Bu gruba göre, demokratikleşmenin yaygınlaşması için Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması, temsilde adaleti engelleyen yüzde 10 barajının değiştirilmesi, ifade ve örgütlenme özgürlüğü ile ilgili mevzuatta köklü değişikliklerin yapılması, yargı sisteminin değiştirilmesi gerekiyor. Yeni anayasanın 12 Eylül Anayasa’sını esas almasına karşı çıkan grup, Türkiye bütçesinin adem-i merkezi hale getirilmesini savunuyor.

Ermeni ve Dersim Soykırımlarıyla yüzleşmek gerek

Hakikat, Yüzleşme ve Adalet Toplantısı’na katılanlar ise Türk devlet geleneğinin hakim dini/etnik gruptan farklı olanlara ciddi baskı, ayrımcılık, asimilasyon ve kırım yaptığında birleşti. Katılımcıların söz konusu ettiği hakim unsurun Türk/Sünni olduğunu not etmek gerekiyor. Burada bir başka önemli vurgu soykırım oldu. Bu toplantıya katılanlar 1915 Ermeni Olayları ile 1938 Dersim Olayları’nı “soykırım” olarak tanımladılar. Ve bu soykırımlarla yüzleşmek gerektiği belirtildi.

Konferansta, TBMM’nin Resmi bir Hakikat Komisyonu kurması için milletvekilleri nezdinde baskı oluşturulması da karara bağlandı.

Bir sonraki Demokrasi ve Barış Konferansı Diyarbakır’da yapılacak

‘Müzakere Sürecinde Barışın Toplumsallaştırılması ve Demokratik Siyaset’ başlıklı oturumda yer alanlar ise Akil İnsanlar’ın sadece hükümete bilgi ve rapor sunmasının müzakere süreciyle bağdaşmadığına dikkat çekerek sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasını istedi. Barışın sadece devletle Kürtler arasında kalıcı hale gelmesinin mümkün olmayacağını savunan oturum raporunda ancak bütün ezilen halk kitlelerinin müdahil olacağı bir sürecin kalıcı bir sonuç vereceği iddia edildi.

Demokrasi ve Barış Konferansları, önümüzdeki aylarda Diyarbakır, Brüksel ve Erbil’de de yapılacak.
XS
SM
MD
LG