Erişilebilirlik

Cumhur İttifakı’nda “Reform” Gerilimi


AKP – MHP ittifakında; ekonomi, yargı ve demokratik alanlarda reform ihtiyacı söyleminden kaynaklanan gerilim devam ediyor. AKP kurucularından Bülent Arınç, siyasi tutukluluk örneklerini eleştirdiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ters düşünce Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyeliğinden istifa etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kendi başlattığı “reform” tartışmasında, HDP’li Selahattin Demirtaş ile Anadolu Kültür Derneği kurucusu Osman Kavala’nın yargı süreçleriyle ilgili değişiklik olmayacağını açıklaması AKP’de sıkıntı yarattı.

Erdoğan, ekonomideki kötü gidişat nedeniyle piyasaların ve yatırımcıların hukuki güvence beklentisine yönelik “reform” açıklaması yapmış; ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tepkisi üzerine adeta geri adım atmıştı.

Erdoğan’ın, 22 Kasım’da Cumhur İttifakı ortağı MHP’yle aralarında “fitne ateşi” yakılmaya çalışıldığını söyleyerek hedef aldığı Bülent Arınç ise, bugün Türkiye’nin reforma ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak YİK’ten istifa ettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da, Arınç’ın istifasını Erdoğan’ın kabul ettiğini duyurdu.

“Türkiye’nin yargı, ekonomi ve başka alanlarda reformlara duyduğu ihtiyaç aşikardır. Ülkemizin rahatlamasına ve milletimizin dertlerine çare bulunmasına ihtiyaç vardır” diyen Arınç, Erdoğan’ın reform söylemini desteklediğini söyledi. Ancak görüşlerini açıkladığı televizyon programında konu, isimler (Demirtaş, Kavala gibi) üzerinden gündeme geldiği için işin özünden uzaklaşıldığını kaydeden Arınç, “Benim konuşmamın, şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle, reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan, Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği görevimden ayrılmamın daha uygun olacağına karar verdim. Kurul üyeliği görevimden ayrılma talebimi Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettim ve kendileri de bunu uygun gördüler. Karşılıklı iyi niyet temennileriyle helalleştik ve görevimden ayrıldım” açıklaması yaptı.

Erdoğan’ın, Demirtaş ve Kavala davalarında terör örgütleri bağlantısı iddiasıyla “AK Parti onları hiçbir zaman savunamaz” diye hedef aldığı Arınç, Erdoğan’ın dile getirdiği bu ithamları asla kabul etmediğini mesajını da verdi.

Kurucusu olduğu AKP’de üyeliği devam eden Arınç, “Vicdanımın sesi rehberim oldu. Bu yüzden çok bedel ödedim ama bundan asla vazgeçmedim. Bundan sonra da vazgeçmeyeceğim” diyerek memleketi dert ettiğini ve konuşmaya devam edeceğini de ifade etti.

Bahçeli bugün de Arınç’ı hedef aldı, Çakıcı’yı sahiplendi

MHP lideri Devlet Bahçeli ise, bugün sabahki grup konuşmasında, Arınç’ı teröristleri savunmakla suçlarken, organize suç örgütü hükümlüsü Alaattin Çakıcı’ya olan desteğini sürdürdü.

Bahçeli, “Benim dava arkadaşımdır. Şehidimizin oğludur. Vatan ve millet sevdalısıdır. Üstüne atılı suçların cezasını 20 yıl yatarak ödedi. Ülkücüden mafya, mafyadan da ülkücü olmaz” sözleriyle yeniden Çakıcı’ya destek verdi.

Cumhur İttifakı ile ilgili ise “Akla hayale sığmayan dedikoduları ibretle takip ediyoruz” diyen Bahçeli, “Cumhur İttifakı, siyaseti pazarlık üzerine inşa etmemiştir. Cumhurbaşkanımızla hukukumuz Türkiye düşmanlarının kafalarının alamayacağı kadar tutarlı, ilkeli, karşılıklı hürmet ve muhabbete dayalıdır. Kara kediler başka yerde dolaşsın. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin yegane umududur. Cumhur İttifakı yaşayacaktır, reformları bir bir hayata geçirecektir” dedi.

Bahçeli, Arınç’ı ise “Suçluyu övmek, suça yataklıktır” diyerek eleştirdi. Arınç’ın okunmasını tavsiye ettiği Demirtaş’ın “Devran” kitabı için “terör propagandası” ifadesini kullanan Bahçeli, Arınç’ın teröristleri serbest bırakmayı istediğini savundu.

Reform tartışması nasıl başladı?

Erdoğan, son olarak Avrupa Birliği üyeliği ve değerleri üzerine sıcak mesajlar vermiş, geçtiğimiz hafta da “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” diyerek reform açıklamasında bulunmuştu. Erdoğan’ın “reform” vurgusunu takiben Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yargıda yeni yasal değişiklikler sinyalini verdiği görülmüştü.

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “dava arkadaşım” dediği organize suç örgütü hükümlüsü Alaattin Çakıcı’nın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmesi “reform” iddiasını farklı boyuta taşıdı.

Çakıcı, Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan ve AKP’nin “yargıda reform" iddiası üzerine “Mafya liderlerini, uyuşturucu kaçakçıları serbest bırakıp düşünce suçlularını hapsetmekten vazgeçecek misin?” diye sorduğu için Kılıçdaroğlu’nu tehdit etmişti. Çakıcı, CHP liderine "Akıllı ol", "Vatan hainleri ile Bahçeli'yi bir kefeye koyarsan hayatının hatasını yaparsın” diyerek tehdit etmişti.

AKP’nin Cumhur İttifakı ortağı MHP adına Bahçeli ise, Çakıcı’nın tehdit üslubunu sahiplenerek, CHP’yi suçladı ve olası “reform” girişimine kapıyı kapattı. Bahçeli, “Kılıçdaroğlu’nun terörist Demirtaş’a hürmet ve hayranlığı bellidir. Soros’un tetikçisi ve tedarikçisi Osman Kavala’ya sevgi ve sempatisi bilinmektedir” sözleriyle Demirtaş ile Kavala’nın yargı süreçleriyle ilgili hiçbir iyileştirmeyi kabul etmeyeceği mesajını vermişti.

AKP’nin kurucu kadrosundan TBMM Eski Başkanı Bülent Arınç ise, hukukçu kimliğiyle yargıda reform ihtiyacı bulunduğunu söyledi ve “Hakimler savcılar özgürlükçü düşünsünler” diyerek Demirtaş ile Kavala’nın tutuklu kalmasını eleştirdi. Arınç’ın, eski Meclis Başkanı sıfatıyla üyesi olduğu Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’nun 4 Kasım’daki toplantısı sonrasında yargı reformu gerekliliği için konuşması “Acaba Erdoğan’ın bilgisi dahilinde mi?” sorusuna yol açmıştı.

Bunun ardından Erdoğan, Arınç’ın açıklamalarını Cumhur İttifakı’na yönelik “fitne” olarak yorumlamıştı ve yargı reformu bağlamında kamuoyundaki beklentinin aksine farklı görüşleri olduğunu ifade etmişti.

Bülent Arınç istifa açıklamasında ne dedi?

(arşiv)
(arşiv)

AKP kurucusu Bülent Arınç, 22. Dönem TBMM Başkanı’ndan kamuoyuna duyuru şeklinde Cumhurbaşkanlığı YİK’ten istifasını şu şekilde dile getirdi:

“Bir televizyon kanalında yaptığım konuşmalar, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olduğundan aşağıdaki açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim. Konuşmamın ana ekseni, yargıda yapılacak reform konusuydu. Bir hukukçu olarak bu konudaki görüşlerimi açıkladım. Ömrüm boyunca hukukun üstünlüğünü ve adalet kavramını savunan birisi olarak yine aynı görüşlerimi dile getirdim. Gazeteci arkadaşımız program esnasında soru sorarken isim zikrettiğinde, ‘İsimler üzerinden tartışamayalım’ diye altını çizmeme rağmen evrensel hukuk, adalet ve yargının sorunları üzerine dile getirdiğim fikirlerimin bu isimlerin gölgesinde kalmasından ve meselenin özünün kaçırılmasından üzüntü duyduğumu belirtmeliyim. Tartışmalar öylesine yanlış yere götürüldü ki, beni Yasin Börü’nün katilleriyle, 15 Temmuz şehitlerimizin katilleri FETÖ ile yan yana gösterme gafletine kadar gitti. Asla bu ithamları kabul etmiyorum ve reddediyorum. Yasin Börü için döktüğüm gözyaşı da terör örgütleri FETÖ ve PKK’ya yönelik sözlerim ve tavrım da bellidir. Tüm bunları burada yeniden dile getirmeyi kendime zul sayarım. Yine aynı televizyon programında dile getirdiklerim, Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi olmam hasebiyle farklı yönlere çekildi. Oysaki programda görüşlerimi, YİK üyesi olarak değil, TBMM eski Başkanı Bülent Arınç olarak açıkladığımı defalarca belirttim. Konuşmama yönelik seviyeli ve saygın eleştirilerin tümüne saygı duyuyor ve not alıyorum. Ancak şahsıma karşı içlerinde duydukları kin ve nefretlerin dışa vurumu olan seviyesiz hakaretleri sahiplerine iade ediyorum. Türkiye’nin yargı, ekonomi ve başka alanlarda reformlara duyduğu ihtiyaç aşikardır. Ülkemizin rahatlamasına ve milletimizin dertlerine çare bulunmasına ihtiyaç vardır. Bahsi geçen televizyon programında da defalarca belirttiğim üzere Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki iradesini gördüm ve destekliyorum. Ancak benim konuşmamın, şahıslar üzerinden farklı zeminlere kaydırılması sebebiyle, reform çalışmalarını engelleyeceğine dair kaygılandığımdan, YİK Üyeliği görevimden ayrılmamın daha uygun olacağına karar verdim. Kurul üyeliği görevimden ayrılma talebimi Sayın Cumhurbaşkanımıza ilettim ve kendileri de bunu uygun gördüler. Karşılıklı iyi niyet temennileriyle helalleştik ve görevimden ayrıldım. Bu süre zarfında verimli çalışmalar sürdürdüğüm Sayın Cumhurbaşkanımıza ve YİK üyesi arkadaşlarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti'nin ülke yararına yapacağı her türlü çalışmayı, milletin faydasına olacak her türlü reformu destekleyeceğimin bilinmesini isterim. Hayatım boyunca doğru söz, doğru ilke, dürüstlük ve vicdanımın sesi rehberim oldu. Bu yüzden çok bedel ödedim ama bundan asla vazgeçmedim. Bundan sonra da vazgeçmeyeceğim. Derdimiz memleket derdidir. Memleketimizin huzura, refaha ve mutluluğa kavuşması için ne fedakârlık yapmamız gerekirse, tereddüt etmeden yaparız. Yeter ki vatan sağ olsun. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG