Şırnak’ın Cizre ilçesindeki üç haftadır süren gerilimde ölü sayısı altıya çıktı. 27 Aralık’ta Hüdapar-HDP yandaşları arasındaki çatışmalar daha sonra Kürt siyasi hareketi yanlısı halkla güvenlik güçleri arasındaki gerginliğe bıraktı.
En son Perşembe günü akşam saatlerinde Cizre Adliye binasının ardında bulunan Adliye lojmanlarının önünde bir patlama meydana geldi.
12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümü gerilimi arttırdı
Abdullah Öcalan’ın Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Hatip Dicle aracılığıyla ‘milim barış umudu varsa ben bu masadan kalkmayacağım’ mesajı gönderdiği gün, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan‘ın ölmesi HDP-DTK-KCK cephesinde sert tepkiye neden oldu.
Adli Tıp: Kazanhan’ı vuran mermi av tüfeğinden çıktı
Her ne kadar Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nun 12 yaşındaki çocuğun ölüme neden olan silahın bir av tüfeğinden tüfekten çıktığı yönündeki raporu, dün‘orada polis hiçbir biçimde, bana verilen bilgi, silah kullanmamıştır, gaz kullanmamıştır bugün’ diyen İçişleri Bakanı Efkan Ala’yı doğrulasa da Cizre’de gerginlik sürmekte.
DTK-HDP-DBP-HDK’dan Cizre çıkarması
Kürt siyasi hareketi Cizre’de yaşananları güçlü bir şekilde protesto etmek için Cuma günü bu ilçeye adeta çıkarma yapacak. Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Emine Ayna, Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanları Selma Irmak, Hatip Dicle, Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüleri Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü Cizre’de ortak basın toplantısı yapacak.
Bu süreçte en itidalli yaklaşımı sergileyen hatta Aralık sonunda Cizre’de yaşanan olaylarla ilgili ‘paralel yapı’yı suçlayan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle diğer eş başkan Selma Irmak’la birlikte imza koyduğu açıklama durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
DTK: Çocuk ölümleri süreci sona erdirecek boyutlara ulaşmıştır
‘Kürt özgürlük hareketi her alanda kendine düşen görevleri hassasiyetle yerine getirmektedir. Yaşanan tutuklamalar, hasta tutsakların ölüme sürüklenmesi ve sokak ortasında infazlar, ağır bir tahrik ortamı oluşturmasına rağmen barış için küçük bir umudu dahi büyüterek kararlılık göstermekten çekinmemiştir. Ancak hükumetin gösterilen bu kararlılığa rağmen üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemesi, sivil ölümlerine göz yumması veya faillerinin ortaya çıkarmaması süreci tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır.
Özellikle Çocuk ölümlerinin olduğu bir yerde, artık sözün bir hükmü kalmamaktadır mevcut durum büyük bir sabırla yürütülen barış sürecini sona erdirecek boyutlara varmış bulunmaktadır.’
Açıklamada ölümlerle ilgili iyi bir soruşturma yürütülmediği ve bu cinayetlerde kusuru bulunduğu iddia edilen polislerin aklanmaya çalışıldığı belirtiliyor.
10 gün önce göreve başlayan Emniyet Müdürü’nün istifası isteniyor
Cizre’deki olayları ciddi bir şekilde takip eden İçişleri Bakanlığı, 31 Aralık’ta Ozan Başurgan’ı görevden aldı. 5 Ocak’ta ise Hrant Dink cinayeti sırasında Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde İstihbarat Şube Müdürlüğü görevinde olan Ercan Demir’i bu göreve atadı. Ancak bu atamanın da ilçedeki asayişte kayda değer bir düzelme sağlamadığı görülüyor. Ayrıca bugün Cizre’deki 27 sivil toplum kuruluşu, henüz 10 gündür görevde olan emniyet müdürünün görevden alınması çağrısında bulundu.
KCK da Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan açıklamasında ‘Sicili geldiği Trabzon’da belli olan yeni Emniyet Müdürü ile birlikte, Cizre’de tam bir devlet terörü estirilmiştir’ ifadelerine yer verdi
KCK: Bu saldırılara karşılık verilmeli
Bir süredir çözüm sürecine mesafeli duran Kandil’den yapılan açıklamalar bununla da sınırlı değildi. KCK, ‘Cizre halkı, AKP devleti ve paraleli HüdaPar’a karşı elbette direnecek. Serhildanları daha da yükseltecektir. Kürdistan’da hiçbir saldırı karşılıksız kalmamalıdır. Halkımız her türlü saldırılara karşı öz savunma, meşru ve demokratik direnme hakkını geliştirerek karşılık vermelidir’ diyerek Cizre halkına direniş çağrısı yaptı.