Avrupalı terörle mücadele yetkilileri Londra’da hafta içinde katıldıkları bir konferansta, IŞİD militanlarının el yapımı biyolojik ve nükleer silah üretebilmek için malzeme aradığını söyledi.
Uzmanlar, biri Suriye ve Irak’ta ilan ettiği hilafeti korumak, diğeri de özellikle Batı ülkelerinde terör saldırıları düzenlemek üzere IŞİD terör örgütünün iki bölüme ayrılmış olabileceğinin altını çizdi. Londra’da düzenlenen Güvenlik ve Terörle Mücadele konferansında konuşan uzmanlar, IŞİD militanlarının Batı ülkelerinde nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırılar düzenlemek için malzeme arayışında olduklarını söyledi.
NATO Yükselen Güvenlik Tehditleri birimi genel sekreter yardımcısı Jamie Shea, “Teröristlerin bu tür materyallerin arayışı içinde olduğunu biliyoruz” dedi. Avrupa Komisyonu Terörle Mücadele Dairesi başkan yardımcısı Jorge Berto Silva da, haklı endişelerinin bulunduğunun altını çizdi.
Yaz Saldırıları
Alman ve İtalyan istihbarat yetkilileri, IŞİD’in strateji uzmanlarının, Akdeniz’deki tatil yerlerinde terör saldırısı planları yaptıklarından endişe duyduklarını bildirdi. Alman Bild gazetesine göre, bu planlar otomatik saldırı silahlarıyla kalabalık kıyı kent ve kasabalarında terör saldırılarını da içeriyor. IŞİD sempatizanları, Temmuz 2016’da Tunus’un kıyı kentlerinden Sousse’de bir kumsalda otomatik silahlarla saldırı düzenlemiş ve çoğu İngiliz vatandaşı olan 38 kişiyi öldürmüştü.
Bir İtalyan güvenlik yetkilisi Amerika’nın Sesi’ne verdiği demeçte, IŞİD’in planının Fransa, İspanya ve İtalya’da bulunan tatil beldelerine yönelik bir saldırıyı kapsadığını söyledi. Yetkili, “satıcı kılığına girerek saldırıyı gerçekleştirmek istediklerini biliyoruz” dedi.
Geçtiğimiz salı günü İspanya polisi, IŞİD saflarına cihatçı katmaya çalışmakla suçlanan bir Fas vatandaşını İspanya’nın turistik beldelerinden Palma de Mallorca’da tutukladıklarını açıkladı.
Küçük Ancak Ciddi Nükleer Saldırı Tehdidi
Birçok uzman, IŞİD militanlarının el yapımı nükleer silah yapabilecek malzemeye ulaşmasının çok zor olduğunu ancak az da olsa bu şanslarının bulunduğu görüşünde. Son beş yılı aşkın bir zamandır Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Moldovalı yetkililerle birlikte çalışarak, nükleer kaçakçıların radyoaktif maddeleri IŞİD gibi Ortadoğu’da bulunan gruplara satmasının önüne geçmeye çalışıyor. Associated Press geçen yıl, IŞİD’in de içinde bulunduğu Ortadoğulu gruplara ölümcül bir kimyasal madde olan sezyum satış girişimini ortaya çıkmıştı.
İngiltere Başbakanı David Cameron bu ayın başında Washington’da yapılan nükleer güvenlik zirvesinde, radyoaktif maddelerin teröristlerin ellerine geçmesinin “fazla gerçekçi” bir tehlike olduğunu savundu. Belçikalı yetkililer de aynı zirvede, şüphelendikleri cihatçıların ülkede bulunan üç nükleer santralin birinde görev yapan bir uzmanı yakından takip ettikleri uyarısında bulundu. Brüksel’deki güvenlik yetkilileri, Brüksel Havalimanı ve metrosunda canlı bomba saldırısı düzenleyen El Bakravi kardeşlerin, bilim adamının işe gidiş ve gelişlerini kayıt ettiklerinin bilgisini verdi.
Belçika İçişleri Bakanlığı da, ülkede bulunan nükleer santrallerin IŞİD’in hedefinde olduğunu açıkladı.
Geçtiğimiz ay Belçikalı müfettişler, Paris saldırganlarından olan Salah Abdeslam’ın Brüksel’deki dairesinde araştırma gerçekleştirirken, Belçika’nın kuzeybatı Almanya sınırında bulunan Jülich Nükleer Araştırma Merkezi hakkında birçok belge bulduklarını bildirdi.
Nükleer uzmanlara göre, sadece 10 gram radyolojik madde bulunduran her silah “kirli bomba” kategorisine girebilir.
IŞİD propagandacıları, sadece Batı ülkelerini kışkırtmak için bile, örgütün el yapımı kitle imha silahı yapmaya çalıştığı korkusunu yaymaya çalışacakları düşünülüyor. IŞİD militanları, Musul üniversitesi buldukları radyoaktif materyallere el koyduklarını savunurken, IŞİD’in bir İngiliz militanı da sosyal medya üzerinden, örgütün “kirli bomba” yapmak için yollar denediğini duyurdu.
Kürt yetkililer, IŞİD’in zaten Irak’ta biri geçtiğimiz Ocak ayında Peşmerge güçlerine karşı yapılan, diğeri de çoğunlukla Şii’lerin Taza Hurmatu kentinde olmak üzere iki kimyasal saldırı gerçekleştirdiğini söylüyor. Taza’da yapılan saldırıda 3 yaşında bir kız çocuğu hayatını kaybederken 600’e yakın kişi de hastaneye kaldırılmıştı.
NATO tarafından geçtiğimiz yıl yayınlanan bir rapor, IŞİD’in kimyasal, biyolojik, radyolojik veya nükleer madde içeren bir terör saldırısı gerçekleştirme tehlikesinin “çok gerçekçi ancak henüz saptanamayan bir risk” olduğunun altını çiziyor. NATO’nun Nükleer Silahsızlanma Merkezi başkanı Wolfgang Rudischhauser, her ne kadar ellerinde tam bir kanıt bulunmasa da, bütün hükümetlerin tetikte olması gerektiğinin önemini vurguladı.