Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘çılgın proje’’ olarak adlandırdığı Kanal İstanbul projesi gündemde kalmaya devam ediyor.
Bugün Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda bulunan Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen Kütüphane Söyleşileri’nde soruları yanıtlayan Erdoğan, Kanal İstanbul’un yapılmasının Montrö Sözleşmesi’ne aykırı olmadığını söylerken projenin çevreci olduğunu savundu.
Cumhurbaşkanı, ‘’42-43 kilometre uzunluğu olan bir kanal burası. Bu kanalda Karadeniz’i Marmara’ya bağlıyoruz. Karadeniz’de ve Marmara tarafında, gelen gemilerin oralarda bekleme ve beklememe süreçleri bizim kudretinde. Bunun Montrö ile alakası yok. Montrö, İstanbul Boğazı ile alakalı bir konu. Kendi bağımsızlığını tesis ettiğimiz bir eser kazandırıyoruz. Kanal İstanbul bizi huzurlu rahat kılacak. İstanbul çok çok büyük bir zenginliğe kavuşmuş olacak. İstanbul Boğazı çevrecilik açısından rahatlayacak’’ dedi.
“Ya Kanal Ya İstanbul” üyeleri Kanal İstanbul için yapılan imar planı değişikliklerine itiraz etti
Ancak çevreciler Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı kanıda değil.
Birçok çevreci örgütün katılımıyla kurulan Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu, 24 Mart’ta askıya çıkan ve 24 Nisan’a kadar itiraz süresi olan imar planı değişikliklerine yönelik itiraz dilekçelerini Çevre ve Şehir Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne teslim etti.
Şişli, Kadıköy ve Beşiktaş’tan otobüslerle Ataşehir’e gelen çevreciler, yaptıkları basın açıklamasında bu projenin İstanbul’un yalnız sulak alanlarını azaltmakla kalmayacağını aynı zamanda tarım alanları ve ormanlarını da tahrip edeceğini savundular.
Noz: ‘‘Kuş yollarından tutun da su havzalarına kadar her şeyi yok edecek bir proje olduğu için buna karşı çıkıyoruz’’
İtiraz dilekçesini imzalayan çevrecilerden Rahim Noz, Kanal İstanbul’un bugüne kadar eşi görülmemiş bir rant projesi olduğu görüşünde.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Kadıköy Dayanışma Ağı üyesi ‘‘Cumhurbaşkanı, ‘Ben size inat yapacağım’ diyor biz de ona ‘Doğa ile toplumla inatlaşılmaz’ diyoruz. Kanal İstanbul demek doğal sit alanlarının yok olması demek. Kaz dağları gibi, Sinop gibi. Türkiye’nin her tarafındaki katliamlar gibi. İstanbul’a ihanet. İstanbul’u üçe bölecek yeni şehir projesi. Özellikle elit seçilmişlerin yaşayacağı bir şehir projesi. Kuş yollarından tutun da su havzalarına kadar her şeyi yok edecek bir proje olduğu için buna karşı çıkıyoruz. Bu bir rant projesidir’’ dedi.
Özmen: ‘‘Kanal İstanbul’un amacı yeni rant alanları kazandırmak’’
Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu’ndan Eren Özmen de Çin ve Katar sermayesinin destek vereceği söylenen projenin İstanbul’un ihtiyaçlarını değil iktidarın ihtiyaçlarını temel aldığı iddiasında.
Özmen, ‘‘İnşaat, enerji ve maden şirketlerini büyütmeye odaklı bir iktidar var karşımızda. Doğayı, ormanı yok ederek oraları imara açarak bu inşaat sermayesini büyütebiliyorlar. Bu kanal projesi de tam da buna hitap ediyor. Açılacak ya da açılması planlanan bir kanal ve ücretli geçiş yolları ya da oraya yapılacak yollar, kanalın kenarında kalacak yolların imara açılması, köprüsü yapı alanları… Tüm bunların nedeni yeni rant alanları kazandırmak. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıdan bakıyor ve dahası hiçbir şekilde ekolojik dengelerinin doğanın yok olması sorunu yok. Düşünsenize tarım yapılamayacak, o bölgeler imara açılacak. İstanbul’un sulak alanlarının yok edilmesi su sorununu daha da büyütecek. Kuzey ormanlarının olduğu bölgede kıyım olacak. Yüzbinlerce ağaç yok olacak. Bütün eko sistemi börtü böceğiyle kuşuyla yok edecek bir proje’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta Kanal İstanbul projesinin temelinin yaz aylarında atılması yönünde hazırlıkların sürdüğünü açıklamıştı.