İSTANBUL —
Fransa’nın başkenti Paris’teki Kürdistan Enformasyon Merkezi’nde 9 Ocak’ta öldürülen PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in cenazeleri Türkiye’ye getirildi. Barış ve Demokrasi Partisi, Perşembe günü Diyarbakır'da anma töreni yapacak.
Törenin ev sahibi Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, her görüşten siyasetçinin dile getirdiği provokasyon iddialarını kesin bir dille reddetti.
Diyarbakır Belediye Başkanı: "Provokasyon olmayacak"
Baydemir, “Provokasyondan zerre kadar kaygımız olsa, kadın, çocuk, yaşlıları davet etmezdik. Biz duygularımızın ifadesi olarak 7'den 70'e o gün karalar giyeceğiz. Boynumuza da barışa sahip çıktığımızın ifadesi olarak beyaz kaşkol, beyaz şal takacağız” dedi.
3 Kürt kadının cenazeleri, Cuma sabahı memleketlerine gönderilecek. Sakine Cansız Tunceli’de, Fidan Doğan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, Leyla Söylemez ise Mersin’de toprağa verilecek. Her üç ilde de Cuma günü çeşitli törenler yapılacak.
Cinayetlerin ardında kim var?
Cinayetleri kimin işlediği sorusu halen yanıtsız. Tüm taraflar, Fransız polisinin soruşturmayı bir an önce tamamlamasını ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde sonuçlarını kamuoyuna açıklamasını bekliyor.
Hükümet, baştan beri cinayeti PKK arasında fikir ayrılıklarına bağlayarak, barışı hedefleyen yeni müzakere sürecini baltalamaya çalışanların örgüt içi infaza başvurduğu görüşünü dile getiriyor. Ancak BDP çevreleri bu sözleri en başından beri “cinayetleri karartma teşebbüsü” olarak niteledi.
Sarısözen: "PKK içi infaz değil"
BDP’ye yakın olduğu bilinen Özgür Gündem yazarı Veysi Sarısözen, bugünkü makalesinde cinayetleri “iç hesaplaşma” olarak değerlendiren AKP sözcülerini “provokasyon dili kullanmakla” itham etti.
Sarısözen, “Paris katliamının görüşmeleri sabote etmek için yapıldığı açık. Hedef, PKK’yi uğradığı suikast nedeniyle, “İmralı sürecinden” vazgeçirmekti... Ama Öcalan, PKK, HPG, BDP, DTK “İmralı sürecinden” vazgeçmedi. Kürt tarafı İmralı sürecinden vazgeçmediğine göre, İmralı sürecini sabote edenler Kürt tarafında yaşamıyor” dedi.
Peki eğer süreci sabote edenler Kürt tarafından değilse kim olabilir?
Ahmet Türk: "Cinayetler İran istihbaratının işi olabilir"
Bu soruya TBMM kulisinde yeni müzakere sürecinin önemli bir aktörü ilginç bir yanıt verdi. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve Mardin milletvekili Ahmet Türk, devleti değil İran’ı işaret etti.
“Bu kez ben devlet olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'nin bölgede tek başına uluslararası güç olmasını istemeyen uluslararası güçler sözkonusu olabilir. Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi Türkiye'nin bölgede tek güç olmasını sağlar. Bu nedenle İran yapmış olabilir. Suriye istihbaratı İran istihbaratıyla beraber çalışır. Bu Suriye'nin de işine yarar. Bilgiye göre söylemiyorum, ama tahminim İran yaptı. Tabii burada İran istihbaratı yaptı derken belki başka istihbarat adına yaptı bunu da bilemeyiz” diyen Ahmet Türk, Fransa’nın bir an önce cinayetleri kimlerin yaptığını açığa kavuşturmasını istedi.
Öcalan: "Sorumluluk Fransa’da"
Pazartesi günü kardeşi Mehmet Öcalan’la görüşen Abdullah Öcalan cinayetleri “ikinci Dersim katliamı” olarak değerlendirdi.
Mehmet Öcalan’ın aktardığına göre PKK lideri, üç Kürt kadının öldürülmesiyle ilgili olarak “uluslararası alanda alınmış bir siyasi karar. Bu olayda en büyük sorumluluk Fransa’da ve Avrupa ülkelerinde. Katliamın derhal aydınlatılması gerekiyor” dedi.
Bugün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP’yi hükümete yönelik eleştirileri nedeniyle eleştirdi.
Erdoğan: "BDP kof kabadayı"
Başbakan, “Paris'teki olaylardan hükümeti sorumlu tutmak gibi kışkırtıcı tavrın içine girdi. Bunlar ucuz, çirkin siyaset örnekleridir. Fransa'ya soru soracak cesareti olmayanların, kendi efendilerine, örgütlerine soru soracak cesareti olmayanların kof kabadayılık örnekleridir'' diye konuştu.
Erdoğan, Perşembe ve Cuma günleri Diyarbakır, Tunceli, Mersin ve Kahramanmaraş'ta yapılacak gösterilerde de güvenlik güçlerinin tahriklerin ve sabotajların önüne geçmek için son derece hassas, dikkatli ve uyanık olacaklarını söyledi.
Törenin ev sahibi Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, her görüşten siyasetçinin dile getirdiği provokasyon iddialarını kesin bir dille reddetti.
Diyarbakır Belediye Başkanı: "Provokasyon olmayacak"
Baydemir, “Provokasyondan zerre kadar kaygımız olsa, kadın, çocuk, yaşlıları davet etmezdik. Biz duygularımızın ifadesi olarak 7'den 70'e o gün karalar giyeceğiz. Boynumuza da barışa sahip çıktığımızın ifadesi olarak beyaz kaşkol, beyaz şal takacağız” dedi.
3 Kürt kadının cenazeleri, Cuma sabahı memleketlerine gönderilecek. Sakine Cansız Tunceli’de, Fidan Doğan Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, Leyla Söylemez ise Mersin’de toprağa verilecek. Her üç ilde de Cuma günü çeşitli törenler yapılacak.
Cinayetlerin ardında kim var?
Cinayetleri kimin işlediği sorusu halen yanıtsız. Tüm taraflar, Fransız polisinin soruşturmayı bir an önce tamamlamasını ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde sonuçlarını kamuoyuna açıklamasını bekliyor.
Hükümet, baştan beri cinayeti PKK arasında fikir ayrılıklarına bağlayarak, barışı hedefleyen yeni müzakere sürecini baltalamaya çalışanların örgüt içi infaza başvurduğu görüşünü dile getiriyor. Ancak BDP çevreleri bu sözleri en başından beri “cinayetleri karartma teşebbüsü” olarak niteledi.
Sarısözen: "PKK içi infaz değil"
BDP’ye yakın olduğu bilinen Özgür Gündem yazarı Veysi Sarısözen, bugünkü makalesinde cinayetleri “iç hesaplaşma” olarak değerlendiren AKP sözcülerini “provokasyon dili kullanmakla” itham etti.
Sarısözen, “Paris katliamının görüşmeleri sabote etmek için yapıldığı açık. Hedef, PKK’yi uğradığı suikast nedeniyle, “İmralı sürecinden” vazgeçirmekti... Ama Öcalan, PKK, HPG, BDP, DTK “İmralı sürecinden” vazgeçmedi. Kürt tarafı İmralı sürecinden vazgeçmediğine göre, İmralı sürecini sabote edenler Kürt tarafında yaşamıyor” dedi.
Peki eğer süreci sabote edenler Kürt tarafından değilse kim olabilir?
Ahmet Türk: "Cinayetler İran istihbaratının işi olabilir"
Bu soruya TBMM kulisinde yeni müzakere sürecinin önemli bir aktörü ilginç bir yanıt verdi. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı ve Mardin milletvekili Ahmet Türk, devleti değil İran’ı işaret etti.
“Bu kez ben devlet olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'nin bölgede tek başına uluslararası güç olmasını istemeyen uluslararası güçler sözkonusu olabilir. Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi Türkiye'nin bölgede tek güç olmasını sağlar. Bu nedenle İran yapmış olabilir. Suriye istihbaratı İran istihbaratıyla beraber çalışır. Bu Suriye'nin de işine yarar. Bilgiye göre söylemiyorum, ama tahminim İran yaptı. Tabii burada İran istihbaratı yaptı derken belki başka istihbarat adına yaptı bunu da bilemeyiz” diyen Ahmet Türk, Fransa’nın bir an önce cinayetleri kimlerin yaptığını açığa kavuşturmasını istedi.
Öcalan: "Sorumluluk Fransa’da"
Pazartesi günü kardeşi Mehmet Öcalan’la görüşen Abdullah Öcalan cinayetleri “ikinci Dersim katliamı” olarak değerlendirdi.
Mehmet Öcalan’ın aktardığına göre PKK lideri, üç Kürt kadının öldürülmesiyle ilgili olarak “uluslararası alanda alınmış bir siyasi karar. Bu olayda en büyük sorumluluk Fransa’da ve Avrupa ülkelerinde. Katliamın derhal aydınlatılması gerekiyor” dedi.
Bugün partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP’yi hükümete yönelik eleştirileri nedeniyle eleştirdi.
Erdoğan: "BDP kof kabadayı"
Başbakan, “Paris'teki olaylardan hükümeti sorumlu tutmak gibi kışkırtıcı tavrın içine girdi. Bunlar ucuz, çirkin siyaset örnekleridir. Fransa'ya soru soracak cesareti olmayanların, kendi efendilerine, örgütlerine soru soracak cesareti olmayanların kof kabadayılık örnekleridir'' diye konuştu.
Erdoğan, Perşembe ve Cuma günleri Diyarbakır, Tunceli, Mersin ve Kahramanmaraş'ta yapılacak gösterilerde de güvenlik güçlerinin tahriklerin ve sabotajların önüne geçmek için son derece hassas, dikkatli ve uyanık olacaklarını söyledi.