ABD liderliğindeki NATO güçlerinin Afganistan'dan çekilme tarihi için geri sayım başlarken, G7 ülkeleri, bu sürenin uzatılması ve göçmen dalgası ile mücadele konusunu görüşmek üzere toplanıyor. Avrupa, ABD'den, 31 Ağustos'tan sonra da kalmasını istiyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de, ABD'nin 60 bin Amerikan ve Afgan çalışanını boşaltmasının matematiksel olarak "imkansız olduğunu" dile getirdi. Borrell, "Afganistan'da olanlardan umarım AB dersini alır. AB'nin gerekirse savaşacak bir güç oluşturması gerekir. Beş bin askerlik bir teklifi AB savunma bakanlarına sunduk" dedi.
Dönem Başkanı İngiltere'nin çağrısı üzerine video konferans yöntemiyle toplanacak olan Amerika, İngiltere, Almanya, Kanada, Fransa, İtalya ve Japonya'dan oluşan G7 ülkeleri, Afganistan'da yaşanan sorunlara çözüm arayacak. Salı günkü toplantıda, Batılı ülke vatandaşları ve bu kesim için çalışan Afganlar’ın tahliye operasyonlarında gelinen nokta ele alınacak. G7 liderleri göç dalgası ile nasıl baş edileceğini ve Taleban yönetimiyle nasıl bir siyasi diyaloğa girileceği konularını da tartışarak "ortak bir eğilim" belirlemeye çalışacak.
Ancak G7 zirvesi öncesinde, ABD'nin Afganistan'dan çekilmek için verdiği 31 Ağustos tarihine kadar Afganistan'daki tahliye operasyonlarının tamamlanmasının "imkansız olduğu" sorunu gündeme damgasını vurdu. ABD'nin müttetfikleri Amerikan ordusunun bir süre daha Kabil havaalanının güvenliğini korumak için Afganistan'da kalmasını istiyor.
Bu talep önce geçtiğimiz Cuma günü video konferans yöntemiyle biraraya gelen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında gündeme geldi. Cuma günü 30 NATO üyesi ülke, tahliye operasyonlarında işbirliğini sürdürme konusunda anlaştı. Birlik üyeleri, ABD'den tahliye operasyonları bitene kadar, 31 Ağustos'tan sonra da hava koridorunun güvenliğini sağlamasını istedi.
Le Monde gazetesi zirveye ilişkin haberinde, "NATO Dışişleri Bakanları zirvesinde AB'li üyeler, ABD'nin bu kadar hızlı çekilmesini ve NATO'nun en önemli misyonlardan birisinde başarısız olmalarını eleştirdi. ABD'den hava koridorunun güvenliği için bir süre daha kalmasını istedi" bilgisini verdi.
Müttefikler tarafından gündeme getirilen bu konu hakkında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD, İngiltere ve Türkiye'nin; tahliye edilecek Amerikalılar ve Batı için çalışan Afganlar olduğu sürece Kabil'den ayrılmayacağı" görüşünü dile getirdi.
Ancak tahliye operasyonlarının güvenliği açısından ABD'ye bağımlı olan Avrupalı NATO üyeleri, Joe Biden'ın "dayanışma sözünün" yeterli olmadığını belirterek, ABD'den güvence istedi. NATO toplantısına katılan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 2 saat boyunca toplantıda kalarak Avrupalı müttefiklerin kaygılarını dinledi.
Başkan Joe Biden, Pazar günü, "31 Ağustos tarihini uzatmak zorunda kalmayacaklarını umut ettiklerini" belirterek, "zorunlu kalırlarsa uzatabileceklerini ima ederek, açık kapı bıraktı. Ancak Pazartesi günü Taleban'dan "Batılı devletlere tahliyeler için tanıdıkları 31 Ağustos tarihini uzatmayacakları" ültimatomu geldi.
"Uçak sayısı yolcu sayısından fazla"
Bölgedeki diplomatik kaynaklar "Taleban güçlerinin havaalanının çevresine barikat kurduğunu ve Afganlar'ın içeri girmesini engellediğini" aktarıyor. Kaçan Afgan halkı Taleban engelini aşsa da, bu sefer de içeride Amerikan askerleri tarafından korunan kapılardan geçmekte zorlandıkları belirtiliyor. Geçtiğimiz Pazar günü de Romanya tarafından gönderilen uçak, içinde yalnızca bir yolcuyla havalandı. Geçen hafta Cuma günü 16 Belçikalı Pakistan'a tahliye edildi, ancak ikinci bir Belçika askeri uçağı Kabil'den İslamabad'a boş döndü. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu sorunu, "Burada ciddi bir çelişki yaşıyoruz. Uçak sayısı yolcu sayısından fazla" sözleriyle dile getirdi.
Borrell: "Matematiksel olarak imkansız"
Fransız haber ajansı AFP'ye haftasonu bir söyleşi veren AB Dış İlişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell, ABD'nin ay sonundan önce 60 bin kişiyi çıkarmak istediğini ancak bunun "matematiksel açıdan olanaksız" olduğunu dile getirdi. Borrell, "Henüz ABD daha uzun kalacağını açıklamadı ama fikrini değiştirebilir. Sorun havaalanına erişim. Amerikalılar’ın kontrol ve güvenlik önlemleri çok güçlü. Şikayetçi olduk. Daha fazla esneklik göstermelerini istedik. Çalışanlarımızı geçiremiyoruz. İspanya'ya gelen uçaktaki yolcuların üçte biri Amerikan vatandaşı" dedi.
AB, Afganistan'da bulunan 400 Afgan personeli ve ailelerini boşaltma sözü verdi, ancak bunlardan yalnızca 150'si Madrid'e ulaşabildi. Borrell, "Kabil'de iki havaalanı var. Sivil havaalanı Taliban'ın elinde. Askeri havaalanını Amerikalılar kontrol ediyor. Amerikalılar 31 Ağustos'ta ayrılırsa, Avrupalılar askeri havaalanının güvenliğini sağlayacak kapasiteye sahip değiller. Taleban kontrolü ele alır" uyarısında bulundu.
"Eğer personelinizi çıkarmak istiyorsanız, Taleban ile konuşmanız gerekiyor" görüşünü yineleyen Borrell, Herkes Taleban ile anlaşmaya çalışıyor. AB olarak Taleban ile temasımız var ama liderleriyle değil. Konuşmak tanımak anlamına gelmez" dedi.
"Afgan halkına hikaye anlatmayın!"
Korunması gereken tüm Afgan halkını Kabil'den çıkarmanın imkansız olduğunu dile getiren Borrell, "Bu olanaksız, Afgan halkına hikaye anlatmamak lazım. Önceliklerimiz var. Kendi vatandaşlarımız ve bizim için çalışan Afganlar var" dedi: "Ancak Afganistan'da sorulması gereken asıl soru 'neden böyle oldu?' sorusudur. İşlerin bu şekilde yürütülmesinden büyük üzüntü duyuyorum. Ama kimse Avrupalılar'a fikrini sormadı. Bazı ülkeler, 'Artık Amerika başkalarının savaşını yürütmek istemiyor' diyen Joe Biden'ın sözlerinden sonra Amerika’nın müttefikliğini sorgulayacak. Ancak şimdi Avrupalılar için bir alternatif yok. Dünyayla hayal ettiğimiz gibi değil, olduğu gibi yüzleşmek için kendimizi örgütlemeliyiz."
"Avrupa ordusunun zamanı geldi"
Şu anda Afganistan'da bir trajedi yaşandığını ancak bundan sonra Irak ve Sahara bölgesinde de aynı trajedilerin yaşanabileceği uyarısı yapan AB'li diplomat Borrell, bir sonraki krizle başedebilmek için Avrupa'nın "askeri müdahale gücü oluşturması gerektiğini" söyledi.
Borrell Avrupa Birliği'ne "Afganistan'da yaşanan koşullarda olduğu gibi, AB adına hemen hareket edebilecek 50 bin askerden oluşan bir acil müdahale gücü kurmayı" teklif ettiklerini, teklifin AB savunma bakanları arasında tartışıldığını da açıkladı.
Borrell, "Avrupa sadece kriz anında harekete geçiyor. Afganistan, Avrupa'nın bundan ders alması için bir vesile olmalı. Avrupa'ya gerekirse savaşabilecek bir askeri güç oluşturmanın zamanı geldi" diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass, NATO zirvesinin ardından haftalık Der Spiegel dergisine verdiği röportajda, "NATO'nun Avrupa kolunun güçlendirilmesi" çağrısında bulundu. Ancak Avrupa Birliği'nde "Avrupa ordusu" ya da "ortak Avrupa savunma politikası" gibi konular üzerinde bir görüş birliği de sağlanmış değil.