Hükümetlerarası Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli (IPCC) öncesinde yayınlanan "İklim Değişikliği 2023” raporunda, iklimde tehlikeli eşiğin yakın olduğu ve hızla harekete geçilmemesi halinde firsatin kaçabileceği uyarısı yapıldı.
Raporda insan faaliyetlerinin dünyayı tarihte daha önce görülmemiş bir hız ve boyutta dönüştürdüğü; ekosistemlerde geri dönüşü olmayan bir hasara yol açtığı belirtildi.
Bilimadamları iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında planların yetersiz olduğunu ve felaket düzeyde ısınmanın engellenmesi için daha güçlü adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Raporda dünyanın iklim değişikliğinde hedeflerine ulaşması için gereken bilgi, araç ve mali kaynakların tamamına sahip olduğu; ancak bilimsel uyarıların yıllardır hiçe sayılması ve atılacak adımların geciktirilmesi sebebiyle, hızla harekete geçerek gidişatı değiştirme fırsatının kaçmak üzere olduğu uyarısına yer verildi.
İklim uzmanları bu yılki raporda önceki raporlardan biraz daha farklı olarak dünya üzerindeki herkese çağrıda bulunarak bireysel sorumluluğun da altını çizdi.
Raporda yükselen deniz seviyeleri ve çölleşme gibi uzun vadeli risklere dikkat çekilerek içinde bulunulan on yıllık süre zarfında yapılacak tercihlerin ve uygulanacak önlmelerin binlerce yıllık etkisi olacağı vurgulandı.
“Herkes için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamaya yönelik fırsat penceresi gittikçe kapanıyor” uyarısı yapıldı.
“İklim değişikliği saatli bomba gibi”
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bu yılki raporu, “Patlamaya hazır iklim değişikliği saatli bombasını etkisiz hale getirme rehberi” sözleriyle niteledi, iklim değişikliğiyle mücadelede dünya genelinde atılacak adımların hızlandırılması gerektiğini belirtti.
Guterres 2060 ve 2070 yıllarına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı planlayan Çin ve Hindistan dahil gelişmekte olan ekonomilerin emisyonlarını azaltma çabalarını hızlandırmaları gerektiğini vurguladı.
BM Genel Sekreteri “Dünyamızın her cephede iklim alanında adım atılmasına ihtiyacı var – her şeyde, her yerde ve aynı anda” ifadelerini kullandı.
Zengin ülkelerin ortak bir çabayla gelişmekte olan ekonomileri desteklemek için mali ve teknik kaynakları seferber edeceği bir "İklim Dayanışma Paktı" kurulmasını önerdi.
“Daha tehlikeli etkilere neden olan aşırı hava olayları”
Kapsamlı raporda, yüzyılı aşkın bir süredir yanan fosil yakıtların yanısıra eşitsiz ve sürdürülemez enerji kullanımının sonucunda sıcaklıkların şimdiden sanayi öncesi seviyelerin 1,1 santigrat derece üzerine çıktığı, bu durumun dünyanın her bölgesinde hem doğa hem de insanlar üzerinde giderek daha tehlikeli etkilere neden olan daha sık ve yoğun aşırı hava olaylarıyla sonuçlandığı kaydedildi.
İklim değişikliğinin gıda ve su güvensizliğini de arttırmasının beklendiği, bununla birlikte insanların yaşamını tehlikeye sokacak risk faktörlerinin de artacağı ayrıca salgın hastalıklar, savaş ve çatışmalar gibi diğer olumsuzlukların iklim değişikliğinin olumsuz faktörleriyle birleştiğinde küresel krizlerin yönetilmesini daha da zor hale getirdiği ifade edildi.
Raporda, sıcaklığın sanayi öncesi seviyelerdeki gibi 1,5 santigrat derece üzerinde tutulması halinde önümüzdeki on yılda tüm sektörlerdeki sera gazı emisyonlarının hızlı ve süreklilik içinde azalmasına ihtiyaç duyulacağı, belirlenen hedefe ulaşmak için emisyonların şimdi düşürülmesi, 2030 yılına kadar da yarı yarıya indirilmesi gerektiği belirtildi.
Belirlenen hedefe ulaşılması için temiz enerjiye erişim, düşük karbonlu elektrifikasyon, sıfır ve düşük karbonlu ulaşımın teşvik edilmesi, iyileştirilmiş hava kalitesinin arttırılması gibi örnekler verildi.
“İklim değişikliği savunmasız bölgeleri 15 kat daha fazla vurdu”
IPCC Başkanı Hoesung Lee, küresel ısınmanın dozu hızla artan tehlikelerle sonuçlanacağı uyarısında bulundu. Hoesung Lee, ”Daha yoğun sıcak hava dalgaları, daha yoğun yağışlar ve diğer aşırı hava olayları insan sağlığı ve ekosistemler için riskleri arttırıyor. Her bölgede insanlar aşırı sıcaktan ölüyor. Artan ısınmayla birlikte iklim kaynaklı gıda ve su güvensizliğinin artması bekleniyor” dedi.
Raporunun 93 yazarından biri olan Aditi Mukherji, dünya nüfusunun neredeyse yarısının, iklim değişikliğine karşı oldukça savunmasız bölgelerde yaşadığını belirterek, "İklim adaleti çok önemli çünkü iklim değişikliğine en az katkıda bulunanlar orantısız bir şekilde etkileniyor. Son on yılda, aşırı derecede savunmasız bölgelerde sel, kuraklık ve fırtınalardan kaynaklanan ölümler 15 kat daha fazlaydı" dedi.
“Yapılan ya da yapılmayan tercihler tarihe geçecek”
Uzmanlar önümüzdeki dönemde iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılacak adımlar ve alınacak önlemler konusunda yapılacak tercihlerin uzun vadeli etkileri olacağını vurguluyor.
BM Kalkınma Programı (UNDP) Direktörü Achim Steiner, “Şimdi iklim değişikliği için cesur çözümlere ortak yatırım yapma zamanı. İklim değişikliğini durdurmak için hükümetlerin, özel sektörün ve toplulukların şu anda yaptığı veya yapmadığı tercihler tarihe geçecektir” dedi.