Demokratikleşme Paketi sonrası çözüm sürecinin nasıl bir seyir izleyeceğine ilişkin belki de en önemli görüşme bugün yapılıyor. Bir aylık aradan sonra BDP’li milletvekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken bugün İmralı adasına giderek Abdullah Öcalan’la görüşüyor. Öcalan paket sonrası süreçle ilgili olarak en son 7 Ekim’de kardeşi Mehmet Öcalan’a konuşmuş ve “süreçte önüm açılmadı, çekilebilirim” demişti.
Demirtaş: Beni engelleyen hükümet çocukça davranıyor
Adalet Bakanlığı tarafından ismi görüşmeci listesinden çıkarılan Barış ve Demokrasi Partisi BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, diğer eş başkan Gültan Kışanak’la bu sabah Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi. Hükümetin kendisinin adaya gidişini engellemesini anlamsız bulan Demirtaş, “hükümetin bu yaklaşımı çözüm sürecinin ciddiyetine denk değildir. Hükümet çocukça tavır içindedir. Artık müzakereyi başlatacak bir tutum içine girmelerini bekliyoruz. Biz Sayın Öcalan'ı esas aldık. Bu nedenle kişilerin tartışılması doğru değil” dedi.
Öcalan’ın BDP heyetiyle yapacağı görüşmenin çok önemli olduğunu vurgulayan BDP lideri, görüşmeyle ilgili olarak kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi.
Demirtaş: Demokratikleşme Paketi’nde Kürtler’e lütuf yok
Demokratikleşme paketinin içinde Kürtçe özel okul kurulması ve “Andımız”ın kaldırılmasının hükümet tarafından bir lütuf gibi sunulduğunu belirten Demirtaş, hiçbir iktidar mensubunun kendileriyle tek madde hakkında dahi müzakere etmediğini belirtti.
BDP Eş Başkanı, “sadece AKP döneminde belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, parti çalışanlarımız 1 milyon hapis istemiyle yargılanıyor. 6 milletvekili tutuklu olan bir parti hakkında konuşurken dikkatli konuşacaksınız. 10 bin partilimiz tutuklandı. Ne lütfundan bahsediyorsunuz. 130 kişiyi gösterilerde öldürdünüz, silahla öldürdünüz. Ne imkanından bahsediyorsunuz” diye konuştu.
Kışanak: BDP’ye karşı psikolojik savaş yapılıyor
Toplantıda bulunan BDP Eş Başkan Gültan Kışanak ise BDP’nin Batı ve Kuzey illerinde Halkların Demokratik Partisi olarak girmesinin partide çatlak yarattığı iddialarını yalanladı. Bu tarz haberleri spekülasyon olarak niteleyen Kışanak, “belli bir merkezden yönetilen bir psikolojik savaşla karşı karşıyayız. Bizim içimizde yazılıp çizildiği gibi bir tartışma asla ve asla söz konusu değil. BDP şu an Türkiye'de HDP ile Kürdistan'da da BDP ile seçime girmeye odaklanmıştır. Gazetelerde yazılan çizilenlerin zerresi yoktur” dedi.
Kışanak: Rojava’ya abluka ve ambargo kabul edilemez
Dün Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşananlar da Kışanak’ın gündemindeydi. Dün BDP’li bir grup yönetici, Nusaybin‘le Suriye’nin Kamışlı ilçesi arasına yapılmak istenen beton duvarı protesto etmiş, hatta Nusaybin ilçe başkanı tel örgülü alanı aşıp mayınlı araziye girerek tepkisini göstermişti. Hükümetin Kürt sorununu çözmek isterken Rojava’ya abluka ve ambargo uygulamasının kabul edilemez olduğunu söyleyen BDP Eş Başkanı, “Nusaybin’de şu an duvar örülüyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Eğer Türkiye İsrail rolüne soyunuyorsa, Kürtler de Filistin olmayı bilirler. Duvarlar örülecekse, ambargo ve abluka uygulanacaksa, Kürtler de Filistin halkı kadar onurlu bir direnişi sergileyebilir, Filistin olmayı bilirler. Kimse buna boyun eğmez" dedi.
Kışanak: Türkiye uygulamalarıyla PYD’yi Esat’a mecbur ediyor
PYD lideri Salih Müslim’in geçtiğimiz hafta öldürülen oğlunun cenaze törenine katılmak üzere Suriye’nin Kobani ilçesine giden heyette de yer alan Kışanak, Suriye’nin Kürt bölgelerinde hastanelerin işlemez durumda bulunduğunu, ilaç ve araç sıkıntısı olduğunu söyledi. BDP Eş Başkanı, "insanlar canını kurtarmak için Kobani'ye gelmiş. İlaç yok, araç yok. Tarım ve hayvancılığı kendi imkanları ile yapıyorlar. Ancak buğdayı işleyecek değirmen yok. Türkiye buğday satmalarına izin vermiyor. Gazze'de abluka olduğunda Türkiye abluka ve ambargonun kaldırılması için ayağa kalkmıştı. Kürtlere bu uygulanınca ne oluyor peki? Çetelere silah gidiyor, askeri malzeme, teçhizat gidiyor” diye konuştu. Kışanak, Türkiye’nin uyguladığı ablukayla Suriye Kürtlerini Beşar Esat’a mecbur ettiğini öne sürdü.
Demirtaş: Beni engelleyen hükümet çocukça davranıyor
Adalet Bakanlığı tarafından ismi görüşmeci listesinden çıkarılan Barış ve Demokrasi Partisi BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, diğer eş başkan Gültan Kışanak’la bu sabah Diyarbakır’da basın toplantısı düzenledi. Hükümetin kendisinin adaya gidişini engellemesini anlamsız bulan Demirtaş, “hükümetin bu yaklaşımı çözüm sürecinin ciddiyetine denk değildir. Hükümet çocukça tavır içindedir. Artık müzakereyi başlatacak bir tutum içine girmelerini bekliyoruz. Biz Sayın Öcalan'ı esas aldık. Bu nedenle kişilerin tartışılması doğru değil” dedi.
Öcalan’ın BDP heyetiyle yapacağı görüşmenin çok önemli olduğunu vurgulayan BDP lideri, görüşmeyle ilgili olarak kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi.
Demirtaş: Demokratikleşme Paketi’nde Kürtler’e lütuf yok
Demokratikleşme paketinin içinde Kürtçe özel okul kurulması ve “Andımız”ın kaldırılmasının hükümet tarafından bir lütuf gibi sunulduğunu belirten Demirtaş, hiçbir iktidar mensubunun kendileriyle tek madde hakkında dahi müzakere etmediğini belirtti.
BDP Eş Başkanı, “sadece AKP döneminde belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz, parti çalışanlarımız 1 milyon hapis istemiyle yargılanıyor. 6 milletvekili tutuklu olan bir parti hakkında konuşurken dikkatli konuşacaksınız. 10 bin partilimiz tutuklandı. Ne lütfundan bahsediyorsunuz. 130 kişiyi gösterilerde öldürdünüz, silahla öldürdünüz. Ne imkanından bahsediyorsunuz” diye konuştu.
Kışanak: BDP’ye karşı psikolojik savaş yapılıyor
Toplantıda bulunan BDP Eş Başkan Gültan Kışanak ise BDP’nin Batı ve Kuzey illerinde Halkların Demokratik Partisi olarak girmesinin partide çatlak yarattığı iddialarını yalanladı. Bu tarz haberleri spekülasyon olarak niteleyen Kışanak, “belli bir merkezden yönetilen bir psikolojik savaşla karşı karşıyayız. Bizim içimizde yazılıp çizildiği gibi bir tartışma asla ve asla söz konusu değil. BDP şu an Türkiye'de HDP ile Kürdistan'da da BDP ile seçime girmeye odaklanmıştır. Gazetelerde yazılan çizilenlerin zerresi yoktur” dedi.
Kışanak: Rojava’ya abluka ve ambargo kabul edilemez
Dün Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşananlar da Kışanak’ın gündemindeydi. Dün BDP’li bir grup yönetici, Nusaybin‘le Suriye’nin Kamışlı ilçesi arasına yapılmak istenen beton duvarı protesto etmiş, hatta Nusaybin ilçe başkanı tel örgülü alanı aşıp mayınlı araziye girerek tepkisini göstermişti. Hükümetin Kürt sorununu çözmek isterken Rojava’ya abluka ve ambargo uygulamasının kabul edilemez olduğunu söyleyen BDP Eş Başkanı, “Nusaybin’de şu an duvar örülüyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Eğer Türkiye İsrail rolüne soyunuyorsa, Kürtler de Filistin olmayı bilirler. Duvarlar örülecekse, ambargo ve abluka uygulanacaksa, Kürtler de Filistin halkı kadar onurlu bir direnişi sergileyebilir, Filistin olmayı bilirler. Kimse buna boyun eğmez" dedi.
Kışanak: Türkiye uygulamalarıyla PYD’yi Esat’a mecbur ediyor
PYD lideri Salih Müslim’in geçtiğimiz hafta öldürülen oğlunun cenaze törenine katılmak üzere Suriye’nin Kobani ilçesine giden heyette de yer alan Kışanak, Suriye’nin Kürt bölgelerinde hastanelerin işlemez durumda bulunduğunu, ilaç ve araç sıkıntısı olduğunu söyledi. BDP Eş Başkanı, "insanlar canını kurtarmak için Kobani'ye gelmiş. İlaç yok, araç yok. Tarım ve hayvancılığı kendi imkanları ile yapıyorlar. Ancak buğdayı işleyecek değirmen yok. Türkiye buğday satmalarına izin vermiyor. Gazze'de abluka olduğunda Türkiye abluka ve ambargonun kaldırılması için ayağa kalkmıştı. Kürtlere bu uygulanınca ne oluyor peki? Çetelere silah gidiyor, askeri malzeme, teçhizat gidiyor” diye konuştu. Kışanak, Türkiye’nin uyguladığı ablukayla Suriye Kürtlerini Beşar Esat’a mecbur ettiğini öne sürdü.
