Erişilebilirlik

‘Amerika’nın Nükleer Anlaşmadan Çekilmesi Tarihi Hataydı’


‘Amerika’nın Nükleer Anlaşmadan Çekilmesi Tarihi Hataydı’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:19 0:00

Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeye sağladığı muafiyeti kaldırmasının ardından bu ülkeye yönelik yaptırımlar Amerika’da yine gündemin ilk sıralarında.

Carniege Endowment for International Peace adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde de konu İran’a yönelik yaptırımlardı.

2015 yılında İran ve aralarında Amerika'nın da olduğu Batılı ülkeler nükleer anlaşmaya imza atmış, Trump yönetimi daha sonra anlaşmadan çekilmişti.

Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımları ülkenin önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. 2 Mayıs itibarıyla da aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 ülkeye yaptırımlardan tanınan muafiyet sona erdi.

Peki yaptırımlar amacına ulaşabilecek mi? İran, Başkan Donald Trump’ın istediği gibi masaya oturacak mı? Bu sorulara yanıt Washington’da düzenlenen bir panelde ele alındı.

Carniege Endowment for International Peace adlı düşünce kuruluşunda düzenelenen panele Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’nin eski başkanı David Petraeus, eski dışişleri bakan yardımcısı William Burns ve düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Suzanne Maloney katıldı.

Başkan Donald Trump’ın İran’la 2015’te varılan nükleer anlaşmadan çekilmesini tarihi hata olarak niteleyen Burns, yaptırımlar yerine diyalog mesajı verdi.

Burns, “Bence Başkan’ın anlaşmadan çekilme kararı tarihi bir hataydı. Bu büyük zarar verdi, sadece diğer ülkelerle müzakere güvenilirliliğimize değil, anlaşmayı tutmaya çalışan en yakın Avrupalı müttefiklerimizle anlaşmazlıkları arttırdı, üçüncü olarak da yaptırımların etkinliğine zarar verdi. Amerika’nın anlaşmaya kaldığı yerden devam etmesi ve aynı zamanda ciddi müzakereler bence anlamlı olur. Endişeleriniz konusunda utangaç olmanıza gerek yok. Konularda seçici olmak süreci yürütmede yardımcı olabilir. Sanırım ilişkileri daha iyi yönetebilmek için taktiksel bazı fırsatları kaçırdık. 2002 yılındaki şeytan üçgeni açıklaması etkili kanalı kesti” dedi.

Petraeus ise İran’a yaptırımlar nedeniyle oluşabilecek petrol sıkıntısını gidermede Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak’ın devreye girebileceğini kaydetti.

Gelinen noktanın İranlılar için çok farklı bir durum olduğunu belirten Petraeus, zaten önemli oranda işsizliğin olduğu ülkede bu oranın daha da artmakta olduğunu kaydetti. Petraeus, Amerika-İran arasında iyice gerilen ilişkilere rağmen savaş ihtimalinin az olduğunu da vurguladı.

Petraeus, “Yönetimin bir savaşa girmeye zorlanacağı fikri bence pek mümkün görünmüyor. İran nükleer programına yeniden başlamadı” dedi.

Brookings Enstitüsü’nden Suzanne Maloney de Başkan Trump’ın İran’a baskının sonuç vereceğine inandığını söyledi ancak bunun Tahran’ın kararlığında bir azalmaya neden olmadığını kaydetti.

Maloney, “Bu rejim ne kadar köşeye sıkışırsa Tahran’da karar alıcıların insafına da o kadar kalıyoruz. Bu endişe verici. Enerji yollarında bir sıkıntı petrol fiyatlarının artışına neden olur. Bu Amerika’yı da etkiler. Yaptırımlar İran’ın bölgedeki konumuna gerçekte zarar vermiyor. Başkan Trump İran’la nükleer alanda daha iyisini yapabileceğini düşünüyor. İran’a baskı uygulanıyor. Başkan kendini müzakereci olarak görüyor” dedi.

XS
SM
MD
LG