Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Almanya’nın iç istihbarat servisi olan Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans Georg Maassen'le birlikte teşkilatın 2017 yılı raporunu açıkladı.
Rapora göre, ülkede radikal İslamcılar'la şiddete hazır aşırı sağcıların sayısında artış kaydedildi. Horst Seehofer, Almanya’nın iç güvenliğine yönelik tehditlerin yeni bir boyut kazandığını belirterek, 20 Haziran’da biyolojik bombayla planlanan bir saldırının son anda önlenmesini örnek olarak gösterdi. Olayda Tunus vatandaşı zanlının keneotu bitkisinin tohumu olarak bilinen risin zehiriyle bomba hazırladığı saptanmıştı. Seehofer, Almanya'nın güvenliği açısından en büyük tehlikenin hala İslamcı terörden kaynaklandığını savunarak, Suriye ve Irak’taki terör kamplarına katılan yaklaşık 1000 kişiden 300’e yakınının Almanya’ya geri döndüğünü açıkladı.
Rapora göre, IŞİD’e karşı yürütülen mücadeleye paralel olarak, Almanya’da radikal İslamcı grup ve yapılanmalara karşı alınan önlemlere rağmen cihatçı ve şiddet eğilimli İslamcı sayısı arttı. Güvenlik makamları, Almanya'da yaşayan 25 bin 810 kişinin aşırı dinci kanada mensup olduğunu tahmin ediyor.
Uzmanlar tarafından ‘en tehlikeli İslamcı akım’ olarak tanımlanan Selefiler'in sayısı 10 bin 800’le tüm zamanların en yüksek rakamına ulaşırken, bu gruptan şiddete hazır olanların sayısı 1900 olarak tespit edildi. ‘Her an terör eylemi düzenleyebilecek’ olarak tanımlanan ve 24 saat izlenenlerin sayısıysa 774 olarak açıklandı. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın eyalet birimlerinden elde edilen sayılara dayandırılan raporda, Selefiler'in sayısının altı yılda üç kat artığına dikkat çekildi. Alman iç istihbaratı 2012 yılında 4 bin 500 Selefi'nin tespit edildiğini, bu sayının 2015 yılında 8 bin 300'e çıktığını ve 2017 Haziran ayı itibariyle de 10 bini aştığını açıklamıştı. Raporda, geçen yıl Almanya’da ‘radikal İslamcı’ olarak sınıflandırılan sadece bir tek terör eylemi yapıldığı da kaydedildi. 28 Temmuz 2017 tarihinde Hamburg kentinde, daha sonradan Filistinli sığınmacı olduğu anlaşılan bir adam etrafındaki kişilere bıçakla saldırmış, olayda bir kişi ölürken, 14 kişi de yaralanmıştı. Gözaltına alınan zanlının radikal İslamcı çevrelerle bağlantısı tepit edilmişti.
Raporda mülteci yurtlarına ve camilere yönelik aşırı sağ içerikli saldırıların sayısında bir önceki yıla oranla azalma tespit edildi. 2016’da 22 bin 472 olay kayıtlara geçerken, bu sayı 2017’de 19 bin 467’ye geriledi. Buna karşılık Alman devletini tanımayan, silahlanan ve bazıları şiddet eylemlerine başvuran, kendilerini "İmparatorluk Vatandaşları" olarak nitelendiren aşırı sağcıların sayısı arttı. 2016 yılındaki raporuna göre İmparatorluk Vatandaşları'nın sayısı 10 binken, sayı 2017’de 16 bin 500 kişiye yükseldi.
Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Maassen, istihbarat tarafından izlenen yabancı solcu aşırı gruplar arasında, terör örgütü PKK'nın 14 bin 500 üyeyle en büyük grubu oluşturduğunu açıkladı. Geçen yılki raporda PKK taraftarlarının sayısı 14 bin olarak yer almıştı. Raporda, PKK taraftarlarının örgütün eylemlerine katılmaları için Almanya’da eleman topladıkları ve geçen yıl yapılan referandum oylaması öncesinde Almanya’daki Kürt kökenlilere ‘hayır’ oyu kullanmaları yönünde baskı yaptığı belirtildi. Raporda, DHKP/C’nin de izlendiğini, bu örgütün Almanya’da yaklaşık 650 taraftarı olduğu ifade edildi. Raporda FETÖ yapılanmasına yer verilmediği dikkat çekti. Son İçişleri Bakanı Lothar de Maziere, Fethullah Gülenciler'in Almanya'daki yapılanmasının Alman yasalarına karşı faaliyetlerde bulunduğu yönünde somut ipucu bulunmadığını söylemişti. Alman istihbarat teşkilatlarından BND’nin Başkanı Bruno Kahl, 15 Temmuz’dan birkaç ay sonra, darbe girişiminin ardında FETÖ’nün bulunduğuna henüz ikna olmadıklarını söylemiş, açıklama Türkiye’nin sert tepkisine yol açmıştı.