Almanya’da Berlin başta olmak üzere bazı kentlerde yılbaşı akşamı ve gecesi bir bölümü göçmen olan gençlerin polislere ve itfaiyecilere havai fişekli ve taşlı saldırıları sonrasında uyum tartışmaları sürüyor.
Olaylar kamuoyunda tepkiyle karşılanırken, birçok siyasetçi ve kurumun konuyla ilgili yaptıkları açıklamaların ırkçılık ve ayrımcılık içermesi gündeme geldi. Nitekim ana muhalafet partisi Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Genel Sekreteri Mario Czaja, okullarda, tenefüslerde Almanca dışında başka bir dilin konuşulmasının yasaklanmasını talep etti.
"Okul bahçelerinde Almanca dışında diller de konuşuluyor, bu kabul edilemez" diyen Czaja, Almanca bilmeyen çocukların okullara alınmasının da uyumla bağdaşmadığını öne sürdü. "Almanca sorunu nedeniyle Almanya’da paralel toplumlar oluşuyor" değerlendirmesinde bulunan Czaja, ayrıca yılbaşı akşamı olduğu gibi benzer olaylara karışanların ön isimlerinin polis tarafından açıklanmasını da istedi.
"Arap kökenli öğrenciler paşa gibi"
CDU‘nun Genel Başkanı Friedrich Merz ise özellikle Arap kökenli gençlere yönelik sert bir uslüp kullanan bir açıklama yaptı. Söz konusu gençleri, "Arap coğrafyasından gelen, Almanya’daki kurallara uymaya hazır olmayan ve bu topluma meydan okumaktan hoşlanan gençler" olarak tanımlayan Merz, gençlerin ailelerinin okul kurumuna ve özellikle de kadın öğretmenlere saygısız olduğunu ima ederek, "Öğretmeler çocukları uyarıyor, sonra babaları okullara gelip, bunu yasaklıyor. Öğretmen kadınsa, paşa gibi gördükleri oğullarının uyarılmasına tavır koyuyorlar. Sorun burada başlıyor" şeklinde konuştu. Merz, "Bu ülkenin krallarına uymayanlara Almanya‘da yer yok" dedi.
Yaşananların genelleştirilerek, popülist açıklamalara neden olduğunu söyleyen Almanya Türk Toplumu Eş Başkanı Gökay Sofuoğlu, göçmen gençlerin de katıldıkları olayların bu şekilde değerlendirilmesinin kimseye faydası olmadığını belirtti.
Sofuoğlu, "Toplumsal barışın sağlanması yerine kamuoyuna yine ‘Onlar’ ve ‘Bizler’ mesajı verilerek, göçmenler ve özellikle Müslüman kökenli göçmenler genelleştirilerek dışlanıyor" şeklinde görüşünü ifade etti.
Okullarda tenefüslerde Almanca zornluluğu önerisini VOA Türkçe’ye değerlendiren Almanya Öğretmenler Birliği Başkanı Heinz-Peter Meidinger, CDU Başkanı‘nın özellikle kadın öğretmenlerin ciddiye alınmaması ve otoritelerinin tanınmaması konusunda haklı olduğunu söyledi.
"Genelleştirmek istemiyorum ama Almanya’da bir uyum sorunu var. Bunu açıkça konuşmamız gerekiyor" diyen Meiniger, "Eğer politika entegrasyonu başarıya götürmek istiyorsa, zorunlu okul öncesi destek, kapsamlı dil yeterlilik testleri ve göç kotaları gerekli" dedi.
Alman okullarında göçmen kökenli öğrenciler için azami kotaların belirlenmesini yeniden gündeme getiriren Meiniger, sınıflarda öğrencilerin yüzde 35’inin göçmen kökenli olması durumunda okul başarılarının sınırlı kaldığını öne süren bir açıklama yaptı.
Almanca zorunluluğu mahkemeden dönmüştü
Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli ve diğer göçmenlerin Almanca bilmedikleri ya da öğrenmedikleri seklindeki iddaalar geçmişte de gündeme geldi. Hatta ırkçı Almanya İçin Alternatif Partisi’nden (AfD) siyasetçiler, Almanca bilmeyen göçmen kökenlilerin "geldikleri yerlere", yani sınırdışı edilmelerini bile gündeme getirdiler.
CDU Genel Sekreteri Czaja’nın önerdiği "Okul bahçelerinde Almanca konuşulması zorunluluğu" 2020 yılında mehkemelik oldu. Baden Württenberg eyaletinde bir ilkokulda Türk kökenli bir üçüncü sınıf öğrencisine, teneffüste arkadaşıyla anadilinde konuştuğu için ceza ödevi verildi. Bunun üzerine Freiburg İdare Mahkemesi tenefüste Türkçe yasağını reddetti ve öğrenciye "Okulda neden Almanca konuşuyoruz" başlıklı ceza ödevi verilmesinin hukuka aykırı bir karar olduğuna hükmetti.