15 Temmuz 2016 darbe girişiminin birinci yıldönümünde, Türkiye’nin Washington büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenlendi.
Büyükelçi Serdar Kılıç, özellikle yabancı basın için bilgilendirmek için düzenlenen toplantıda konuşma yaptı: “Tarihimizde daha önceki askeri darbelerden farklı olarak bu, Türk ordusunun emir komuta zincirinin dışında gerçekleşti. Ayrım olmaksızın siviller öldürüldü. Meclis, Polis ve Milli İstihbarat karargahı ve masum insanlar hedef alındı ve bombalandı. Cumhurbaşkanını, ailesini ve Başbakanı öldürmeye kalkıştılar. En önemlisi darbeyi planlayanlar, emirlerini FETÖ ile bağlantılı sivillerden aldılar.”
Kılıç, darbe girişiminden bu yana, Türkiye’deki yargı süreciyle ilgili de bilgi verdi: “Darbe girişiminden bu yana neredeyse 169 bin şüpheliye karşı yargı süreci işletildi. Şu ana kadar 50 binden fazla kişi, 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantıları nedeniyle tutuklandı. 48 bin civarında kişi şartlı tahliye edildi. 8 bin civarında kişi için de yakalama emri var.”
Büyükelçi Kılıç basın mensuplarının sorularını da yayınladı. Fethullah Gülen’in iadesi ile ilgili süreç bu sorular arasındaydı. Yeni yönetime ek dosyalar sunulduğunu söyleyen Kılıç, iade sürecinde başka adımlar atılabileceğine dikkat çekti: “İade için yargı süreci başka bir şey. Ancak diğer yandan Amerikalı yetkililerin alabileceği önlemler olduğunu da inanıyorum. Mahkeme kararı gerektirmeyen yönetsel önlemler alınabilir. Mesela Amerika’daki eylemlerine sınırlamalar koymak. Zira hala mülakatlar veriyor ve bu ifade özgürlüğü değil.”
Fethullah Gülen’in başka bir ülkeye kaçma hazırlığında olduğu iddiaları ile ilgili Büyükelçi Kılıç, böyle bir endişeleri olmadığını dile getirdi: “Başka bir ülkeye, gitmesinden endişeli değiliz. Buna odaklanmış değiliz zira. Konsantre olduğumuz konu, Amerikalı yetkililerin iade taleplerimizi karşılaması. Böylelikle Türk yargısının önüne çıkabilir.”
Kılıç, Fethullah Gülen ile birlikte Amerika’dan iadesi istenen daha kaç hareket üyesi olduğuyla ilgili ise bilgi vermedi: “Amerika’da bir yargı yetkimiz ya da soruşturma yürüteceğimiz bir dosyamız yok. Milli istihbarat teşkilatımızın da böyle bir yetkisi yok. Elbette, Amerikalılarla paylaştığımız bilgiler var ancak bunları, isimleri ve rakamları kamuya açık bir basın toplantısında paylaşmayacağım.”
Serdar Kılıç bazı basın mensuplarının Türkiye’deki tutuklamaları ve işten çıkarmaları, tasfiye ve hükümet baskısı olarak nitelemesine de tepki gösterdi: “Sizce hükümetin kendini savunma hakkı yok mu? Niye Türkiye’yi haklı kabul etmiyorsunuz? Almanya’nın birleşmesinden sonra yüzbinlerce kişi kamu görevlerinden alınmıştı. Niye? Çünkü sadakatlerinin Birleşik Almanya’ya değil Doğu Almanya Gizli Servisi’ne olacağına dair şüpheler vardı. Ki hiçbiri silahlarına sarılıp sokaklara çıkıp yeni Birleşik Almanya’nın istikrarı ve güvenliğini tehdit etmemişti. Tanklarla ve uçaklarla Alman halkına saldırmamıştı. Yine de şüphe vardı ve bu da Birleşik Almanya’nın nefs-i müdafaası olarak görüldü.”
Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn’in Türk hükümeti için lobi çalışması yaptığı iddialarıyla ilgili de net konuştu: “Anladığım kadarıyla bir Türk firması ile Sayın Flynn arasında bir anlaşma vardı. Benim de haberlerde gördüğüm bu ama Türk hükümeti ile bir anlaşması yoktu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında Türk güvenlik güçlerinin karıştığı olaylar da gündeme geldi. Büyükelçi Kılıç, haklarında Amerika’da yakalama kararı olan isimlerin iadesi ile ilgili ise, yargı sürecine karışmamak adına yorum yapmadı: “Amerika’da süregelen bir yargı süreci var. Yabancı bir diplomat olarak, sadece davayı takip ediyorum. Yapacağım herhangi bir yorum, Amerikan yargı sürecine müdahale olacaktır ve böyle bir niyetim de yok.”
Toplantıda basın mensuplarına Fethullah Gülen yapılanması ile ilgili 28 sayfalık İngilizce bilgi de dağıtıldı.
