Türkiye’nin sınır kapılarının açılması yönünde aldığı karardan sonra binlerce mültecinin Yunanistan sınırına dayanması, Almanya’da yeni bir göçmen dalgası yaşanması endişesine yol açtı. 2015’teki manzaraların ve özellikle de sonrasında Alman politikasında yaşanan depremin tekrarlanmasından çekinen Berlin’de, AB ile Türkiye arasındaki göçmen anlaşmasının sürmesi ve gerektiğinde Türkiye’ye daha fazla mali yardım verilmesi yönünde sesler yükselmeye başladı.
Bugün son gelişmelerle ilgili bir açıklama yapan Başbakan Angela Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, Yunanistan sınırında bekleyen sığınmacılara Avrupa’nın kapılarının kapalı olduğunu söyledi. "AB’nin dış sınırlarını teşkil eden Yunanistan’ın sınırlarında çok endişe verici bir duruma tanık oluyoruz. Türk tarafı sığınmacılara ve göçmenlere Avrupa’ya giden yolların açık olduğunu söylüyor, ama bu gerçek değil" diyen Seibert, kendileri açısından AB ile Türkiye arasında 2016’da imzalanan göçmen anlaşmasının geçerliliğinin sürdürdüğünü ve Türkiye’nin de bu anlaşmaya bağlı kalmasını beklediklerini açıkladı. Anlaşma kapsamında Ankara’ya şimdiye dek 3 milyar Euro yardım yapıldığını belirten Seibert, "Türkiye’nin ödemeler konusunda hoşnutsuzluğu varsa, bunu konuşabiliriz" dedi.
Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı: “AB, Türkiye’ye ek yardım yapmalı”
CDU Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen, Türkiye’nin milyonlarca mülteciyi barındırdığını hatırlatarak, "AB, bu yüzden mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanması için Türkiye’ye ek para ve ek yardımlarda bulunmalı" şeklinde konuştu. Türkiye’nin sınır kapılarını açmasını tehdit olarak yorumlamamak gerektiğini berlirten Röttgen, "Ankara, Avrupa’dan yardım istiyor. Bunu provokasyon olarak algılamak yerine, doğru adımları atmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
Savunma Bakanı: “Esat ve Putin’e daha fazla baskı yapılmalı”
Federal Savunma Bakanı ve CDU Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer, AB’ye yaptığı çağrıda Türkiye ve Suriye’deki mülteci dramına yönelik daha kararlı bir politika izleyip, Rusya Lideri Vladimir Putin ile Esat’a daha fazla baskı yapılmasını istedi. Kramp Karrenbauer, “Suriye’deki insanlık dramı hepimizi etkiliyor. İtiraf edilmeli ki, Avrupalı olarak bu konuda şimdiye kadar çok az şey yaptık. AB ve ABD şimdi siyasi müzakerelerin Suriye’deki savaşı sona erdirmesinin yolunu açması için Esat ve Putin üzerindeki baskıyı artırmalı” dedi.
“Merkel, Erdoğan’la uzlaşıp yeni bir göçmen dalgasını başlamadan sona erdirecek” iddiası
Berlin’de yapılan yorumlarda, Yunanistan sınırında yaşanan olayların, özellikle Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) için hiç uygun olmayan bir zamana denk geldiği belirtiliyor. Almanya’daki eyalet seçimlerinden sonra krize giren CDU yeni bir arayış içinde ve Kramp-Karrnebauer’in yerine gelecek parti liderini belirlemeye çalışıyor. 2015 ve sonrasında yaklaşık 1 milyon göçmenin Almanya’ya gelmesi, o dönemde kapıları açan Merkel’in büyük oranda destek kaybetmesine neden olmuş, ırkçı ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif Partisi‘nin (AfD) Alman siyasetinde belitleyici bir güç haline dönüşmesinde bu sürecin bir sonucu olarak tanımlanmıştı.
Angela Merkel, 2015 sonbaharında Balkanlar’da yaşanan mülteci dramının felakete dönüşmemesi için kapıları açma kararı aldı ve kısa sürede yaklaşık 800 bin mülteciyi kabul etti. Ülkede siyaset derinden sarsıldı. Mülteci politikaları nedeniyle büyük tepki çeken Merkel, bir daha partisinin genel başkan ve başbakan adayı olmayacağını açıklamak zorunda kaldı. Almanya’da yabancı düşmanlığı yayıldı. Siyasi cinayetler işlendi. Türklere ait camiler ve iş yerleri ırkçıların hedefi oldu. En son Hanau’da ırkçı bir terörist 4’ü Türkiye kökenli, 9 yabancıyı katletti.
Mülteci politikaları hakkındaki yeni tartışmalar ve Yunanistan sınırındaki sığınmacıların Almanya’ya gelmesine yeşil ışık yakılmasının, Başbakan Merkel’i yeni bir girdabın içine çekilebileceği ve kendi belirlediği vakit olan 2021 seçimlerinden önce görevinden ayrılmasına bile yol açacak gelişmeleri tetikleyeceği belirtiliyor. Bu yüzden Merkel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uzlaşarak, siyasi çözüm arayacağı ve yeni bir göçmen dalgasını başlamadan sona erdirmeye çalışacağı iddia ediliyor. Yorumlarda, aksi takdirde, Berlin’de siyasetin Corona virüsü alarmını bile gölgede bırakacak şiddetli bir tartışmayla karşı karşıya kalabileceği belirtiliyor