Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip olan Almanya geçen 2017'yi büyüme, istihdam ve devlet maliyesinde rekorlarla kapattı. Nitekim ülke bütçesi, tarihi rekor kırdı. İki Almanya'nın birleşmesinden, yani 1990 yılından bu yana en düşük işsizlik ve en düşük faiz oranlarına ulaşan ülkede, bütçe fazlası 44,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak refahı simgeleyen bu rakam ülkede her kesime aynı oranda yansımıyor. Yoksulluk seviyesi artarken, refah dağılımı giderek adaletsizleşiyor. 83 milyonluk nüfusu bulunan Almanya’da yoksulluk oranı yüzde 15,7 oranında, yani 13 milyon kişi yoksulluk sınırında yaşıyor. Devletten aldıkları sosyal yardımla yaşayanların sayısı son verilere göre 6 milyonu aştı. Ekonomistler AB’nin hiçbir ülkesinde servetin Almanya’da olduğu kadar dengesiz dağılmadığını vurgularken, ülke genelinde 860 bin evsiz insan bulunuyor. Ekonomik durumları kötü olan ihtiyaç sahipleri için barınma yurtları ve ücretsiz yemek dağıtan merkezler hayati önem taşıyor.
‘Tafel’ (Sofra) adlı kuruluş, yoksullara gıda yardımı konusunda Almanya genelinde 930 noktada aşevlerinde ücretsiz gıda dağıtım servisi ile çok önemli bir konumda. 1980’li yıllarda Katolik kadınlar tarafından kurulan ‘Tafel’ süper marketlerden aldığı son kullanma tarihi yaklaşan ürünleri ve restoranlarda satılamayan yemekleri ihtiyacı olan insanlara dağıtarak hizmet verirken, Essen şubesi geçen günlerde aldığı bir kararla büyük tepkilere neden oldu. Kentteki aşevinin müdürü, Alman yoksulların, özellikle de yaşlıların, gıda dağıtımı sırasında aşevine gelen göçmenlerden çekindiklerini ve bu yüzden yardım almaktan çekindiklerini öne sürerek, Alman olmayanlara artık sıcak yemek dağıtımı ve gıda yardımı yapılmayacağını açıkladı. ‘Tafel’ yetkilisi yardım alanların yüzde 75'inin yabancı olduğunu tespit ettiklerini öne sürerken, yararlanmak isteyenlerin, ihtiyaç sahibi olduklarını Alman hüviyetleri ile ispatlamalarını koşul olarak getirdi.
Karar ayrımcı ve ırkçı olduğu gerekçesiyle tartışmaya sebep oldu. Konu Almanya çapında aşevlerinin işlevini gündeme taşırken, ‘Tafel’ gibi kuruluşların amacının muhtaçlara kimlik belgeleri ve kökenlerine bakmadan yardım etmek olduğu vurgulandı. Ancak ırkçı ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif partisi (AfD) alınan kararı destekleyen bir açıklama yaparak, konuyu sahiplendi. AfD tarafından yapılan açıklamada, göçmenlerin devlet yardımı kapsamında yiyecek parası aldıkları, ancak bu parayı harcamamak için aşevlerine giderek, haksızca buradan da yararlandıkları ileri sürüldü. ‘Tafel’ Essen şubesi, süren tartışmalar ve ırkçılık suçlamasına rağmen alınan karardan geri dönülmeyeceğini duyururken, Türk kökenlilerin kurduğu Alman Demokratlar Birliği (ADD) adlı parti, Almanya çapında yoksullara gıda yardımı sağlama amacıyla ‘Sofra’ adlı bir dernek kurulacağını duyurdu. Alman Demokratlar Birliği’nden yapılan açıklamada, ‘Tafel’ kuruluşunun yasağı ‘skandal’ olarak tanımlanırken, ‘Sofra’ adlı derneğin hiçbir ayrım yapmadan herkese hizmet vereceği duyuruldu.
