İSTANBUL —
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gelecek hafta Amerika’ya gidiyor. Gündemde hiç şüphesiz başta Suriye olmak üzere Ortadoğu politikaları ana gündem maddesi olacak. Ancak Türkiye, dünyanın en büyük ithalatçı ekonomisi olan Amerika’daki pazar payını artırmak için çeşitli girişimlerde bulunacak. Türkiye geçtiğimiz yıl 5,9 milyar dolarlık ihracat yaparken aynı dönemde bu ülkeden 14 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan’ın iki gün önce bir kez daha söylediği gibi ”Bu rakam çok komik. Amerika seyahatinde dış politika dışında ekonomik ilişkiler de gündemde olacak”.
Türk Amerikan İşadamları Derneği ve Amerikan Ticaret Odası (TABA/AmCham) Başkanı Ekim Alptekin de iki ülke ilişkilerini yakından takip eden bir isim. Amerika'nın Sesi İstanbul muhabiri Hilmi Hacaloğlu, geçen Haziran ayından bu yana TABA/AmCham başkanlığı görevini yürüten Alptekin’le Başbakan Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesi masadaki konuları ve Türkiye’nin ABD nezdindeki lobi faaliyetlerini konuştu:
VOA: “Obama-Erdoğan görüşmesinde en önemli dış politika konusu, Suriye olacak gibi görünüyor. ABD, son dönemde Türkiye’den biraz uzaklaştı gibi görünüyor.”
EKİM ALPTEKİN: “Amerika’da bir savaş yorgunluğu söz konusu. Amerikan kamuoyu askeri müdahaleye sıcak bakmıyor. Bilinen o ki bizzat Amerikan Başkanı Obama da Suriye’ye müdahalenin doğru olmayacağını düşünüyor. Flaş bir gelişme olacağını sanmıyorum.”
VOA: “Tampon bölge gibi bir ara formül olabilir mi?”
EA: “Tampon bölge gibi bir şey beklemiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun Suriye’de her gün 200 kişi ölüyor. Suriye’de akan kanın durması lazım. Mutlaka çeşitli öneriler olacaktır. Ama askeri müdahale ya da tampon bölge bir seçenek olamaz.”
VOA: “Türkiye’nin Kuzey Irak’la ilişkisin güçlendirmesi buna mukabil merkezi hükümetle mesafenin açılması sanki ABD’yi rahatsız ediyor. Ankara Büyükelçisi yakın zamanda ‘Irak’ın bütünüyle ilgilenmek gerekir’ demişti.”
EA: “[ABD’nin eski Başkan Yardımcısı] Dick Cheney zamanında ‘Kuzey’le iyi geçinin diyordu. Bu uzun süre önce sağlandı. Kuzey Irak, Türkiye’nin birinci ihracat pazarı. Bence siyasi nedenlerle söylenmiş bir şey. ABD orada olumlu bir ortam olsun diye gülücük atıyor. Yoksa Türkiye’nin Kuzey Irak’la ilişkileri AB’yi memnun ediyor.”
VOA: “Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesi Washington’da Türkiye’ye bakış nasıl?”
EA: “Türkiye artık sadece bölgesel bir güç değil aynı zamanda küresel güç. Yıllardır Çin’den sonra en büyük büyümeyi geliştiren ülkelerden biri. Üstelik siyasi istikrarını ispatlamış istikrarsız bölge istikrarlı bir ülke olabilmiş. Amerika’nın gündemindeki birçok konuda Türkiye temel aktör. Her ziyaret önemliydi ama bu ziyaret, o yüzden özelikle çok önemli. Avrupa’nın ciddi bir kişilik krizi geçirdiği dönemden geçiyoruz. Amerika’nın Avrupa’da 2 trilyon dolar yatırımı var. Bu nedenle Avrupa’nın kaderi Amerika’nın da kaderini belirleyebilir. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi, Gümrük Birliği’ne girmiş, Suriye’nin Libya’nın Mısır’ın durumu ne olacak gibi konularda söz sahibi bir Türkiye artık ciddi bir aktör. Şimdilerde Türkiye’ye sadece NATO ekseninde bakılmıyor. Ortadoğu’da bizim küçük bir müttefikimiz var diye bakılmıyor. Hiç bu kadar eşit bir ilişkide olduğumuz bir dönem olduğunu düşünmüyorum. İki eşit ortak olarak masada oturuyoruz.”
VOA: "Türkiye yeterince lobi yapıyor mu?"
EA: “Amerika’daki lobi gücü demek aslında Kongre nezdindeki lobi gücü demek. Bu konuda akla ilk İsrail gelir. Yunan ve Ermeni lobisi de bizden çok güçlüdür. Bunu Kongre’de özellikle de Temsilciler Meclisi’nde yaratıyorlar. Kongre’nin konumu Avrupa’daki meclis konumundan çok farklı. Güçler ayrımını günlük politikada izliyoruz. ABD’de Kongre gündemi takip eden değil gündemi belirleyen yerdir.”
VOA: “Bunu nasıl beceriyor?”
EA: “Oradaki bir milletvekili Türkiye’deki komisyon başkanından bile daha güçlü olabiliyor. ABD’de en genç milletvekili kendi bölgesinde 9 kişi, mecliste 9 kişi istihdam ediyor. Bir komisyon başkanıysanız 200 kişiyle çalışabiliyorsunuz. Bu tabii o milletvekiline Beyaz Saray’la rekabet etme gücü veriyor.”
VOA: “Temsilciler Meclisi o zaman Türkiye için çok önemli.”
EA: “Zaten Türkiye’de artık bunun bilincinde. Başbakan Erdoğan, Başkan Obama’dan sonra Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile de görüşecek. Bu bir ilk ve çok önemli. Beyaz Saray’da da Türkiye’ye ilişkin farkındalık var, ama Kongre’deki farkındalık yeterli değil. Üstelik bizim savunmamız için çok önemli Predator’un onayı oradan geçiyor. [Avrupa Birliği’yle] Serbest ticaret anlaşması müzakereleri Temmuz’da başlayacak. Çünkü Kongre’nin onay vermesi gerekiyor. Açıkça söylemeliyim ki biz yıllardır Kongre’yi ihmal etmişiz.”
VOA: Peki sizin gibi örgütler bu konuda ne yapıyor?
EA: “Türkiye için fark yaratacak en önemli şey Kongre’ye angaje olmak. Kongre’de bilinçli detaylı bir çalışma yapmamız şart. Biz DEİK’le ve diğer STK’larla artık koordineli hareket ediyoruz Ya görev dağılımı ya da işbirliği yapıyoruz. Bu yıl Ermeni konusu gündeme gelmedi. Bu tesadüf değil. Mart ayında oraya giderek birkaç milletvekiliyle bu işin hallolmayacağını öğrendik. TABA olarak ‘435’ diye bir projemiz var. Hedefimiz [Temsilciler Meclisi’nin] 435 [üyesinin] seçim çevresine ulaşmak. Şu ana kadar 40 yerde varız. Bunu yılsonuna kadar 100’e yönetim süremiz sonuna kadar 435’e çıkarmak istiyoruz."
VOA: “Yıllardır üzerinde Türkiye-AB Serbest Ticaret Anlaşması, bu ziyaretin en önemli konularından biri. Bu kez bir ilerleme sağlanabilecek mi?”
EA: “Aslında bu Transatlantik ortaklık olarak ABD’yle AB arasında kurulmaya çalışılıyor. Ve ciddi bir momentum var. Başkanlar ve karar vericiler düzeyinde iradeler sergilendi. İç onaylar alınıyor. Sıkıntılı konuların ne olduğu belli. 2014 sonuna kadar bunu bitirme iradesi var. Olursa, dünyanın en önemli iki ekonomik bloğunun ortak pazarından bahsediyoruz. Bu serbest ticaret anlaşması değil, ticaretin standartları da değişecek. Transatlantik ortaklığa herkes dahil olmaya çalışıyor. Bu olursa Türkiye’siz olamaz."
VOA: “Bu arada dış ticaret dengesinde ABD lehine olan dengede ciddi bir düzelme gözükmüyor?”
EA: “Ticaret hacmi 10 yıl önceye kıyasla daha iyi. Türkiye’nin ihracatı ithalatına göre daha çok artıyor ama o makas bu şekilde kapanmaz. Amerika’yla bir serbest ticaret anlaşma imzalamalıyız. O yüzde de Transatlantik masasında olmamız şart.”
Türk Amerikan İşadamları Derneği ve Amerikan Ticaret Odası (TABA/AmCham) Başkanı Ekim Alptekin de iki ülke ilişkilerini yakından takip eden bir isim. Amerika'nın Sesi İstanbul muhabiri Hilmi Hacaloğlu, geçen Haziran ayından bu yana TABA/AmCham başkanlığı görevini yürüten Alptekin’le Başbakan Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesi masadaki konuları ve Türkiye’nin ABD nezdindeki lobi faaliyetlerini konuştu:
VOA: “Obama-Erdoğan görüşmesinde en önemli dış politika konusu, Suriye olacak gibi görünüyor. ABD, son dönemde Türkiye’den biraz uzaklaştı gibi görünüyor.”
EKİM ALPTEKİN: “Amerika’da bir savaş yorgunluğu söz konusu. Amerikan kamuoyu askeri müdahaleye sıcak bakmıyor. Bilinen o ki bizzat Amerikan Başkanı Obama da Suriye’ye müdahalenin doğru olmayacağını düşünüyor. Flaş bir gelişme olacağını sanmıyorum.”
VOA: “Tampon bölge gibi bir ara formül olabilir mi?”
EA: “Tampon bölge gibi bir şey beklemiyorum. Elinizi vicdanınıza koyun Suriye’de her gün 200 kişi ölüyor. Suriye’de akan kanın durması lazım. Mutlaka çeşitli öneriler olacaktır. Ama askeri müdahale ya da tampon bölge bir seçenek olamaz.”
VOA: “Türkiye’nin Kuzey Irak’la ilişkisin güçlendirmesi buna mukabil merkezi hükümetle mesafenin açılması sanki ABD’yi rahatsız ediyor. Ankara Büyükelçisi yakın zamanda ‘Irak’ın bütünüyle ilgilenmek gerekir’ demişti.”
EA: “[ABD’nin eski Başkan Yardımcısı] Dick Cheney zamanında ‘Kuzey’le iyi geçinin diyordu. Bu uzun süre önce sağlandı. Kuzey Irak, Türkiye’nin birinci ihracat pazarı. Bence siyasi nedenlerle söylenmiş bir şey. ABD orada olumlu bir ortam olsun diye gülücük atıyor. Yoksa Türkiye’nin Kuzey Irak’la ilişkileri AB’yi memnun ediyor.”
VOA: “Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesi Washington’da Türkiye’ye bakış nasıl?”
EA: “Türkiye artık sadece bölgesel bir güç değil aynı zamanda küresel güç. Yıllardır Çin’den sonra en büyük büyümeyi geliştiren ülkelerden biri. Üstelik siyasi istikrarını ispatlamış istikrarsız bölge istikrarlı bir ülke olabilmiş. Amerika’nın gündemindeki birçok konuda Türkiye temel aktör. Her ziyaret önemliydi ama bu ziyaret, o yüzden özelikle çok önemli. Avrupa’nın ciddi bir kişilik krizi geçirdiği dönemden geçiyoruz. Amerika’nın Avrupa’da 2 trilyon dolar yatırımı var. Bu nedenle Avrupa’nın kaderi Amerika’nın da kaderini belirleyebilir. Avrupa’nın 6. büyük ekonomisi, Gümrük Birliği’ne girmiş, Suriye’nin Libya’nın Mısır’ın durumu ne olacak gibi konularda söz sahibi bir Türkiye artık ciddi bir aktör. Şimdilerde Türkiye’ye sadece NATO ekseninde bakılmıyor. Ortadoğu’da bizim küçük bir müttefikimiz var diye bakılmıyor. Hiç bu kadar eşit bir ilişkide olduğumuz bir dönem olduğunu düşünmüyorum. İki eşit ortak olarak masada oturuyoruz.”
VOA: "Türkiye yeterince lobi yapıyor mu?"
EA: “Amerika’daki lobi gücü demek aslında Kongre nezdindeki lobi gücü demek. Bu konuda akla ilk İsrail gelir. Yunan ve Ermeni lobisi de bizden çok güçlüdür. Bunu Kongre’de özellikle de Temsilciler Meclisi’nde yaratıyorlar. Kongre’nin konumu Avrupa’daki meclis konumundan çok farklı. Güçler ayrımını günlük politikada izliyoruz. ABD’de Kongre gündemi takip eden değil gündemi belirleyen yerdir.”
VOA: “Bunu nasıl beceriyor?”
EA: “Oradaki bir milletvekili Türkiye’deki komisyon başkanından bile daha güçlü olabiliyor. ABD’de en genç milletvekili kendi bölgesinde 9 kişi, mecliste 9 kişi istihdam ediyor. Bir komisyon başkanıysanız 200 kişiyle çalışabiliyorsunuz. Bu tabii o milletvekiline Beyaz Saray’la rekabet etme gücü veriyor.”
VOA: “Temsilciler Meclisi o zaman Türkiye için çok önemli.”
EA: “Zaten Türkiye’de artık bunun bilincinde. Başbakan Erdoğan, Başkan Obama’dan sonra Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile de görüşecek. Bu bir ilk ve çok önemli. Beyaz Saray’da da Türkiye’ye ilişkin farkındalık var, ama Kongre’deki farkındalık yeterli değil. Üstelik bizim savunmamız için çok önemli Predator’un onayı oradan geçiyor. [Avrupa Birliği’yle] Serbest ticaret anlaşması müzakereleri Temmuz’da başlayacak. Çünkü Kongre’nin onay vermesi gerekiyor. Açıkça söylemeliyim ki biz yıllardır Kongre’yi ihmal etmişiz.”
VOA: Peki sizin gibi örgütler bu konuda ne yapıyor?
EA: “Türkiye için fark yaratacak en önemli şey Kongre’ye angaje olmak. Kongre’de bilinçli detaylı bir çalışma yapmamız şart. Biz DEİK’le ve diğer STK’larla artık koordineli hareket ediyoruz Ya görev dağılımı ya da işbirliği yapıyoruz. Bu yıl Ermeni konusu gündeme gelmedi. Bu tesadüf değil. Mart ayında oraya giderek birkaç milletvekiliyle bu işin hallolmayacağını öğrendik. TABA olarak ‘435’ diye bir projemiz var. Hedefimiz [Temsilciler Meclisi’nin] 435 [üyesinin] seçim çevresine ulaşmak. Şu ana kadar 40 yerde varız. Bunu yılsonuna kadar 100’e yönetim süremiz sonuna kadar 435’e çıkarmak istiyoruz."
VOA: “Yıllardır üzerinde Türkiye-AB Serbest Ticaret Anlaşması, bu ziyaretin en önemli konularından biri. Bu kez bir ilerleme sağlanabilecek mi?”
EA: “Aslında bu Transatlantik ortaklık olarak ABD’yle AB arasında kurulmaya çalışılıyor. Ve ciddi bir momentum var. Başkanlar ve karar vericiler düzeyinde iradeler sergilendi. İç onaylar alınıyor. Sıkıntılı konuların ne olduğu belli. 2014 sonuna kadar bunu bitirme iradesi var. Olursa, dünyanın en önemli iki ekonomik bloğunun ortak pazarından bahsediyoruz. Bu serbest ticaret anlaşması değil, ticaretin standartları da değişecek. Transatlantik ortaklığa herkes dahil olmaya çalışıyor. Bu olursa Türkiye’siz olamaz."
VOA: “Bu arada dış ticaret dengesinde ABD lehine olan dengede ciddi bir düzelme gözükmüyor?”
EA: “Ticaret hacmi 10 yıl önceye kıyasla daha iyi. Türkiye’nin ihracatı ithalatına göre daha çok artıyor ama o makas bu şekilde kapanmaz. Amerika’yla bir serbest ticaret anlaşma imzalamalıyız. O yüzde de Transatlantik masasında olmamız şart.”