Türkiye-Amerika İlişkilerinde gözler 14 Haziran’da yapılacak NATO liderler zirvesinde. Başkan Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan süregelen gerilimlerin ışığında ilk defa biraraya gelecek. Türkiye’nin sadece ABD ile değil NATO ile olan ilişkilerini de etkileyen en önemli meseleler ise Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın almasıyla patlak veren kriz, her gerilimde gündeme gelen İncirlik hava üssünün geleceği ve Amerika’nın Afganistan’da çekilmesinin etkileri. VOA Türkçe, iki Amerikalı uzmanla NATO ekseninde ilişkileri ve beklentileri konuştu.
Washington’daki CATO Enstitüsü uzmanlarından Doug Bandow, ABD Başkanı Ronald Reagan'ın özel asistanlığını da yapmış bir isim. Geçmişteki makalelerinde Türkiye’nin NATO üyeliğini tartışmaya açan Bandow, ittifakın ve ABD’nin çıkarlarına destek olmayan bir ülke ile müttefiklik ilişkilerinin anlamsız olduğu görüşünde.
Türkiye'nin Soğuk Savaş sırasında büyük stratejik önemi olduğunu, NATO'nun Ortadoğu'daki Sovyet ihlallerini sınırlamaya yardımcı bir destek olarak görüldüğünü hatırlatan Bandow, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye'yi çok farklı bir yöne taşıdığını söyledi.
Bandow, ‘’Rusya'ya çok daha yakın, Ortadoğu'ya en azından Washington'un çıkarlarına karşı olarak algıladığı şekilde müdahil, Doğu Akdeniz'de diğer NATO üyelerine ve Avrupa Birliği üyelerine karşı yarışacak şekilde aktif, Libya gibi bazı bölgesel çatışmalarda istikrar için zararlı görünen şekilde aktif bir yöne taşıdı. Bu yüzden benim argümanım, Türkiye'nin artık bir zamanlar oynadığı rolü oynamadığı. Türkiye'nin bir zamanlar çok stratejik öneme sahip bir müttefik olması, hala öyle olduğu anlamına gelmiyor. ABD'nin ve NATO'nun diğer üyelerinin geri adım atıp, Türkiye’nin hala böyle bir rol oynayıp-oynamadığını sormaları mantıklı olur’’ dedi.
Bandow, Rusya'nın Avrupa için pek çok Avrupalı’nın ve kesinlikle Amerika'nın düşündüğü kadar tehlikeli olmadığını bu nedenle Rusya ile Türkiye arasındaki ilişki hakkında diğerleri kadar endişelenmediğini de kaydetti. Ancak Bandow, asıl sorunun NATO açısından gerçekten tek bir tehdit unsurunun Rusya olmasından kaynaklandığını belirtti.
NATO Türkiye’ye güvenebilir mi?
Türkiye'nin Rusya ile muğlak bir ilişkiye sahip olmasının NATO için sorun teşkil ettiğini belirten Bandow, “Tanrı korusun NATO ile Rusya arasında bir çatışma çıksa, Türkiye'nin ne yapacağı konusu gerçek bir soru işareti. Bence bu, bir Amerikalı ve bir Avrupalı’ya göre sorunlu bir durum. Türkiye NATO içinde çok aktif. Ordusu NATO operasyonlarına çok müdahil. Türk subaylar, komuta yapısının çok içinde. Bu da bence bir sorun. Türkiye, büyüklüğü ve silahlı kuvvetlerinin büyüklüğü açısından önemli. İşinde usta ve kaliteli bir ordusu var. Böylesi önemli bir ülkeye güvenebileceğinizden emin olamamak bu nedenle çok gerçek bir mesele’’ diye konuştu.
Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi’nin Rusya, Avrupa ve Avrasya Başkan Yardımcısı Rachel Ellehuus ise Türkiye ve Rusya'nın uzun süreli stratejik çıkarlarının uyumlu olmadığını söyledi.
Türkiye’nin, Ukrayna'dan Çin'e, Libya'ya ve hatta Doğu Akdeniz’e kadar her şeyde, zorluklara rağmen Avrupa Birliği, ABD ve NATO ile çok daha uyumlu olduğu görüşünü paylaşan Ellehuus, “Bu yüzden, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkinin biraz risk dengeleme olduğunu düşünüyorum. Türkiye, meşru güvenlik çıkarlarının ABD veya NATO tarafından yeterince ele alınmadığını düşünebilir. Bu yüzden bunları ele almak için diğer ortaklara yöneliyor’’ ifadelerini kullandı.
‘’Türkiye İncirlik Üssü’nü kapatmaz ama ABD başka arayışlara girmeli’’
Türkiye-Rusya ilişkilerinin ABD ve NATO için en endişe verici yönü de Ankara’nın Moskova’dan S-400 savunma sistemlerini satın almış olması. S-400 krizi sürecinde ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulamaya başlaması ve Türkiye’nin misilleme olarak Adana’daki İncirlik üssünü kapatabileceğine dair iddialar sık sık gündeme gelmişti. Bu iddia şimdi de Joe Biden’ın geçen 24 Nisan’da 1915’teki Ermeni olaylarını soykırım olarak tanımlaması sonrası gündemde.
Bandow, bu iddiaları gerçekçi bulmasa da ABD ve müttefiklerinin başka arayışlara girmesi gerektiğini savundu.
ABD'nin İncirlik’te olmasından Türkiye’nin ekonomik fayda sağladığına da dikkat çeken Bandow, “Görünüşe göre Cumhurbaşkanı Erdoğan da NATO üyesi olarak kalmak istiyor. Bu yüzden üssü kapatmak büyük hamle olacaktır. Açıkçası ABD’liler ve Avrupalılar olarak bunun üzerine gerçekten düşünmemiz gerek. Amerikan bakış açısından, birinin size şantaj yapabileceği bir konumda olmamanın önemli olduğunu düşünüyorum. İncirlik kadar uygun olmasa da ABD'nin Katar'da hava üssü var. ABD'nin Yunanistan'da üsleri var. ABD'nin operasyonlar için uçak gemileri var. ABD, Mısır gibi başka bir ülkeyle ya da birlikte çalıştığı diğer ülkelerle anlaşmaya varabilir. Umudum ve düşüncem, Biden yönetiminin Ortadoğu'daki Amerikan operasyonlarını sınırlamak istediğini yönünde. Yani Amerika'nın İncirlik’e olan ihtiyacı azalacak. Bu yüzden ABD, İncirlik’i kapatmayı kendi düşünmeli. Eğer burası Amerika'nın erişiminin kontrolu ve Türkiye’deki siyasi meselelere tabi olduğu bir çekişme noktası ise, buna değmez. Eğer güvenilir değilse, ABD'nin kullanabileceği kesin değilse, o zaman bu üs gerekli değil’’ yorumunda bulundu.
Ellehuus da Ankara’dan ABD’ye karşı böyle bir adım beklemediğini ancak iki ülkenin de hem İncirlik hem Kürecik üssü hem de Türkiye genelindeki diğer NATO pozisyonlarının stratejik öneminin farkında olduklarını kaydetti.
Türkiye'nin burada karar verme gücü olduğunu göstermek için bu kartı oynayabileceğini gösterdiğini söyleyen Ellehuus, “Ancak ABD'nin de İncirlik'ten ayrılmakla ilgilendiğini sanmıyorum, ABD'nin Suriye'de SDG ile ortaklığı sırasında da dahil olmak üzere daha önce de zorluklar yaşanmıştı. Sayısız tehdide rağmen, iki ülke her zaman sorunları çözmeyi başardılar ve bu üssü korumanın karşılıklı çıkarları ve NATO'nun çıkarına olduğunu kabul ettiler’’ dedi.
Ellehuus, yine de Washington’un Avrupa'daki varlığını çeşitlendirmesinin mantıklı olduğunu kaydetti ve “İncirlik'te siyasi anlaşmazlıklar dışında da bir şey olursa ve bir şekilde erişim dışı kalırsa, ABD’nin bölgede seçeneklerinin olması iyi olur. Ancak ABD hükümetinde bu konuyu takip edenlerin, seçenekleri alternatif olarak değil, İncirlik'in yanında ABD'nin bölgedeki varlığına takviye olarak düşündüklerini umuyorum’’ şeklinde konuştu.
Yunanistan denklemin neresinde?
Peki Yunanistan, Türkiye’den rol çalabilir mi? Washington’un İncirlik Üssü’ne alternatif olarak Girit Adası’nı değerlendirdiği yönünde geçmişteki iddiaları Trump yönetimi yalanlamıştı. Üstelik Yunanistan da Türkiye gibi bir NATO müttefiki. Doug Bandow’a göre şimdi olmasa da Washington Ankara’dan uzaklaştıkça bu gündeme gelebilir.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının birçok Amerikalı’nın alternatif aramasına yol açtığını kaydeden Bandow, “Türkiye'de insan hakları ve demokrasi açısından yaşananların olumlu olmadığı görüşündeler. Türkiye’nin dış politikası kendilerinden uzaklaşarak Rusya'ya yaklaşmakla kalmayıp, Ortadoğu'da daha bağımsız bir duruş sergilediği görüşünde Amerikalılar. Açıkçası, Ayasofya dahil bazı meselelerde dini özgürlük konusu endişe yaratıyor. Yani Türkiye'den çok daha uzaklaşan birçok Amerikalı var. Bu nedenle bence Pentagon alternatiflerin farkında olmak istiyor. Türkiye'nin artık siyasi yetkililer ve çıkar grupları tarafından bir değer olarak görülmediğinin farkındalar. Yunanistan, ABD'nin Girit adasındaki varlığını çok isteyecektir. Yunanlılar’ın Türkiye ile ilgili kendi gündemleri var ve Amerika'yı kendi yanlarına çekmek istiyorlar. Bu yüzden ABD'nin İncirlik konusunda mevcut bir plan olduğunu sanmıyorum ama olasılıklara hazır olmak istediğini düşünüyorum’’ öngörüsünde bulundu.
Rachel Ellehuus ise Yunanistan’ın bir alternatif olabileceğini düşünmediğini söyledi ve “Yunanistan büyük Akdeniz'de ve bir AB üyesi olarak ve AB ile ilişkimiz açısından önemli. Ancak Türkiye'nin bazı açılardan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki bölgesel ağı göz önüne alındığında çok daha stratejik bir ortak olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden farklı ülkeler olduğunu düşünüyorum ve birinin diğerinin yerini kolayca alabileceğini sanmıyorum’’ ifadelerini kullandı.
İşbirliği noktası Afganistan
Öte yandan ABD’nin Afganistan’daki son askerlerini de çekmeye başlaması, Washington-Ankara hattından bir denge unsuru olabilir. Washington, olası tehditlere yanıt vermek için askeri varlıklarını Orta Asya’da konuşlandırmayı sürdürme seçeneklerini araştırdıklarını açıkladı. Amerikan medyasında da Orta Asya’da üs arayışındaki Biden yönetimi çekildikten sonra, Türkiye’nin Afganistan’la kültürel ve tarihi bağları ve sahip olduğu siyasi ağırlığın avantajıyla, ABD ve NATO’ya istihbarat desteği sağlayabileceği haberleri yer aldı.
İki hükümetin Afganistan'dan ABD’nin çıkışında işbirliği yapabilecekleri bir yol bulmalarının kesinlikle faydalı olacağını söyleyen Bandow, “Biden yönetimi kesinlikle Amerikalılar’ı eve getirmek istiyor. Amerikan halkı, ABD birliklerinin eve dönmesini istiyor. Ancak ABD'nin orada olup bitenlerle hala ilgileneceği besbelli. Türkiye daha yakın. Türkiye, tarihsel olarak kültürel olarak geriye giden birçok bağlantıya sahip. Bu kesinlikle faydalı bir ortaklık olabilir. Biden yönetiminin böyle bir ortaklığın peşinde olacağını tahmin ediyorum çünkü yönetim geri çekilmenin olabildiğince sorunsuz geçmesini istiyor. Durumun zorlaşabileceğinin farkındalar ve onlara yardım etmek için bölgede gözlerinin olması gerekiyor’’ dedi.
Rachel Ellehuus, Türkiye’nin NATO kapsamında Afganistan’daki varlığının önemine vurgu yaptı ve Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nı koruyan askerlerini çekmeyi planladığına dair iddialara da değindi.
’’Türkiye’nin yıllardır Afganistan'da NATO’nun kararlı destek misyonu çerçeve ülkesi olduğunu hatırlatan Ellehuus, “Türkler olmadan bu kadarını yapamazdık. NATO ve özellikle ABD için önemli bir ortak oldular. Özellikle havaalanındaki varlıkları açısından. Türkiye'nin beklenenden daha erken ayrılabileceğini, bunun askeri güçlerin korunması ve Afgan hükümetinin güvenlik güçleri ve ordusuyla gelecekte bir ilişki kurma yeteneği için büyük sorunlara yol açacağını öngören haberler var. Bence bu durum, Afganistan'ın ve geniş anlamda bölgenin istikrarı için kritik O yüzden umarım Türkiye güvenilir bir ortak olmaya devam edecektir’’ diye konuştu.
Ancak iki uzman da Afganistan’dan çekilmeye başlayan ABD’nin Orta Asya’daki üs arayışlarının ise İncirlik’in bazı görevlerini üstlense de alternatif olamayacağını söyledi.
Bandow, “Orta Asya’nın ABD’ye, İncirlik’in Ortadoğu’ya sağladığı erişimi vereceğini sanmıyorum. Yani İncirlik’in yerini alamaz. Yine de ABD hükümeti şu anda bir fırsat yaratmaya çalışıyor. Afganistan'dan ayrılacağız. El Kaide ve IŞİD'den gelecek olası terör saldırıları konusunda endişeler var. Bu nedenle, bölgeyi yakından izlemek, yanı başında bir üsse erişmek güzel olur’’ derken Rachel Ellehuus, Orta Asya'daki üslerin karaya odaklı olduğunu söyledi. Ellehuus, “O üsleri kuzey dağıtım ağı için Afganistan'a mal ve asker taşımak için kullandık. Bu, askeri gücü çok daha geniş bir şekilde yansıtabilen bir Hava Kuvvetleri üssü olan İncirlik’ten çok daha farklı’’ yorumunda bulundu.
Biden-Erdoğan görüşmesinden beklentiler
Şimdi gözler 14 Haziran’da Belçika’nın başkenti Brüksel’de yapılacak NATO zirvesinde. Zirvede Joe Biden Amerika Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilk yüz yüze görüşmesini gerçekleştirecek. Tüm bu gelişmeler ve iki ülke arasındaki gerilimler ışığında Amerikalı iki uzman, VOA Türkçe ile bu görüşmeden beklentilerini de paylaştı.
Doug Bandow Erdoğan'ın Biden'a iyi davranmaya çalışacağını öngördü ve “Erdoğan, ABD ve Avrupa'yı düşmanlaştıran bazı politikalardan biraz uzaklaşmaya çalışmış gibi görünüyor. Sanırım Türk karşıtı havadan endişe duyuyor. Zannederim bu ilişkiyi onarmaya çalışacaktır. Donald Trump ile yakın ve kişisel gibi görünen ilişki nedeniyle Biden'ın bazı şüpheleri olacağını görecektir. Bu şu anda Washington'da rağbet gören bir ilişki şekli değil. Biden ittifakların çalışmasını istiyor. Türkiye'ye şüpheyle yaklaşsa bile ‘bu ilişkiyi nasıl olumlu hale getirebiliriz’ şeklinde bakacağını düşünüyorum. Muhtemelen insan haklarından biraz daha bahsedecektir. Bu, Biden yönetimi için vurgu yaptıkları bir alan. Ama bence NATO, herkesin işe yaramasını istediği bir ittifak. NATO, Donald Trump ile zor zamanlar geçirdi, bu yüzden Biden ile çalışması daha kolay olacak. Dolayısıyla bence bu oldukça olumlu bir zirve olacak. Ne kadar somut meseleler ele alınır bilmiyorum, çoğu kişisel olacak; karşılıklı kimyayı yakalamak için çalışıyor olacaklar ve oldukça olumlu sonuçların çıkmasını bekliyorum’’ dedi.
Rachel Ellehuus da askeri meselelerin yanında ABD tarafının insan haklarını gündeme getirmesini beklediğini kaydetti.
“Bence 14 Haziran'daki zirvede gündeme gelebilecek çok önemli şeylerden biri, Kuzey Atlantik Antlaşması'nın gerekçesinin önemi ve NATO'nun tüm üye ülkelerinin hukukun üstünlüğü insan hakları, basın özgürlüğü gibi temel ilkelere bağlı olmaları. Bence ABD, bu konulara yeniden odaklanılması için güçlü şekilde bastıracak. Sorunları kendi içlerinde sona erdirdikleri için değil, bu değerlere ve ilkelere saygı ile düşmanlarımızın NATO'nun siyasi uyumunu tehdit etmeye çalışmaları arasında bir bağlantı olduğu için’’ diyen Ellehuus, Türkiye'nin bölgesindeki tek taraflı eylemlerden veya her türlü siyasi, iç veya ikili siyasi anlaşmazlıkları bir NATO forumuna sürüklemekten kaçınacağını görmeyi umduğunu kaydetti.