Demokratik Toplum Partisi’nin kapatılması Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini nasıl etkileyecek? Bu soruyu Brüksel’deki Avrupa Siyasi Araştırmalar Merkezi’nde görevli uluslararası ilişkiler uzmanı Nathalie Tocci’ye sorduk. Tocci ile Amerika'nın Sesi'nden Evrim Bunn konuştu. Ropörtajın Türkçe metnini aşağıda okuyabilirsiniz.
Evrim Bunn: Sayın Tocci, Demokratik Toplum Partisinin kapatılması konusu Türkiye’de son iki yıldır konuşuluyordu. Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla parti kapatıldı. Hükümetin Demokrasi açılımı gündemdeyken bu kararı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nathalie Tocci: Bu konuya iki açıdan bakmak mümkün. Birincisi Türkiye’nin insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarındaki demokratik reformları, diğeriyse bu kararın Türkiye’nin demokratik açılım girişimine yapacağı etkiler. Bence her iki konuda da bu kararın etkisi olumsuz olacak. Türkiye’de siyasi partilerin kapatılması uluslararası toplumda, özellikle Avrupa’da endişe yaratan bir konu. Bu son karar da Türkiye’de parti kapatmaya yönelik eğilimin değişmediğini ortaya koyuyor.
EB: Bu karar PKK ile mücadele çabalarını nasıl etkileyebilir?
NT: Son zamanlarda yapılan tartışmalar Öcalan’ın hapishanedeki koşulları ve serbest bırakılması üzerineydi. Bu tartışmalar genel anlamda Kürt sorununu hedef almıyordu. Kanımca DTP kapatılmış olsa da olmasa da PKK‘nın silahlı eylemleri devam edecek. Kürt halk arasında partinin kapatılmasının yarattığı kızgınlık radikal eylemlere verilen desteği de artırabilir.
EB:Parti kapatma kararı Türkiye’nin AB üyeliğini nasıl etkileyecektir?
NT: Avrupa Komisyonu bu kararı eleştirecektir. AKP’nin kapatılma tartışmalarında olduğu gibi DTP'nin kapatılması da AB tarafından kaygıyla izlenecektir.Resmi olmayan açıdan ise Türkiye’nin AB üyeliğine şüpheyle yaklaşan liderler bu demokratik süreçteki geri adımı Türkiye’nin aleyhine kullanacaktır.
EB: Türkiye’de DTP’nin kapatılması tartışılırken ETA ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle AB üyesi İspanya’nın Batasuna partisini kapatması örnek gösteriliyor. Siz iki olay arasında benzerlik ya da farklilik tespit ediyor musunuz?
NT: Ortada Siyasi bir partinin silahlı bir hareketle ilişkisi olduğu kaygısı olduğu açık. Batasuna partisi de bu konuya bir örnek. Ancak her dava kendi koşulları içerisinde değerlendirilmeli. Venedik Komisyonu Kürt meselesiyle ilgili belirli tavsiyelerde bulundu. Bu tavsiyeler partinin kapatılmaması yönündeydi.
EB: DTP’nin meclisteki milletvekillerinin istifa etmesi ya da kendilerine siyasi yasak getirilmesi mümkün. Sivil haklar açısından bu durum nasıl değerlendirilmeli?
NT: İnsan hakları açısından durum açık. Sonuçları olumsuz olacak ama önemli olan siyasi etkileri. Kürt sorununu tartışmak üzere parlamentoda Kürt milletvekillerinin olması daha olumlu bir durumdu. Ama bu durum ortadan kalkınca demokratik açılımda ilerleme sağlanması daha zor olacaktır.
EB: Türkiye Ortadoğu'da demokrasi ve barışa model gösterilmek isterken böyle bir karar bu yöndeki çabaları nasıl etkiliyor sizce?
NT: Ben Türkiye’nin Ortadoğu’daki potansiyelini önemli görüyorum. Türkiye Ortadoğu’daki çelişkili dinamikleri kıracak potansiyele sahip bir ülke. Bunun önemli bir nedeni Türkiye’deki iç değişim süreci. Türkiye’de olanlar çok yakından takip ediliyor. Ancak Türkiye’nin kendisini dışarıya sunuş şekli, kendi demokratik gelişmiyle çok yakından ilişkili.