Erişilebilirlik

27 Mayıs 2005: AB Anayasa Referandumlarından Beklentiler


Washington Post, Avrupa’da küreselleşme karşıtı bir eğilimin giderek öne çıktığını yazıyor. Gazete, Almanya’da Sosyal Demokratların seçim yenilgisini ve Fransa ile Hollanda’da Avrupa Birliği anayasasına karşı gösterilen direnci, serbest pazar ekonomisine karşı duyulan tepkiyle açıklıyor:

"Avrupa’daki ekonomik ve siyasi reformlar, Avrupa dışındaki insanları da yakından ilgilendiriyor. Savunmacı ve göç karşıtı bir Avrupa, Türkiye’nin üyeliğine daha soğuk yaklaşacaktır. Ayrıca ekonomik reformların ve dolayısıyla ekonomik büyümenin yavaşlaması, dünya ekonomisindeki sorunların çözümünü de zorlaştıracaktır. Almanya’da yapılacak erken seçimde, iki büyük partiden birinin seçmenden onay alması durumunda, ekonomik reformlar hızlanabilir. Ama serbest pazar ve devletçilik arasında gidip gelen Fransa’da, referandumdan hayır çıkması, reformculara büyük bir darbe vurur. Bunun üstüne bir de, Hollanda’da sandıktan çıkacak bir “hayır”, Türkiye’nin AB üyeliğine ve göçmenlere karşı bir başkaldırı olarak yorumlanırsa, geriye kutlayacak fazla bir şey kalmaz."

Christian Science Monitor de, Batı Avrupa’da bir sosyal güvenlik reformunun gerekli olduğunu savunuyor. Almanya’da iktidar olan Sosyal Demokratların reform yanlısı politikaları nedeniyle seçmenin tepkisini çektiğini kaydeden gazete, ana muhalefetteki Hristiyan Demokratların da, reformcu bir anlayışa sahip olduğunu hatırlatıyor ve Almanya’nın reform politikalarına devam etme dışında bir şansı olmadığını savunuyor:

"Almanya’nın reform yolunda öncülük etmesi, düşük ekonomik büyüme hızı nedeniyle zor günler yaşayan Avrupa’nın da çıkarınadır. Kamuoyu yoklamaları, Fransa’nın Pazar günü yapılacak referandumda anayasaya hayır diyeceğini gösteriyor. Bu da, Avrupa’nın entegrasyonu derinleştirmekte zorluklarla karşılaşacağı anlamına geliyor. Fransa’nın “hayır” demesi durumunda, Avrupa’nın entegrasyona öncülük edecek bir güce ihtiyacı olacaktır. Şimdi, Almanya’nın reformlardan vazgeçmesi değil, reform yolunda cesur adımlar atması gerekiyor."

Los Angeles Times, İran’ın nükleer programı konusunda yürütülen görüşmelerin, bu ülkedeki iç siyasi gelişmelerle yakından ilgili olduğu yorumuna yer veriyor. Gazete, bu nedenle İran’da gelecek ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin büyük önem taşıdığını vurguluyor:

"İran’da vatandaşların kızgınlığı ve kayıtsızlığı giderek artıyor. Ülkenin yöneticileri, uyguladıkları dini baskının, Özbekistan’daki laik baskı veya Sovyetler Birliği’ndeki Stalinist baskı kadar hoşnutsuzluk yarattığının farkına varmalıdır. Cenevre’deki görüşmelerde İran’ın başarı kazanması, ileri görüşlü bir yönetimin, seçimlerde ekonomik büyüme ve Dünya Ticaret Örgütü üyeliğinin sağlayacağı faydalar gibi konuları öne çıkarmasını beraberinde getirebilir. Ancak dini lider Hamaney’in entrikaları bunun gerçekleşmesi ihtimalini azaltıyor."

New York Times ise Afganistan devlet başkanı Hamid Karzai’nin Washington ziyaretini değerlendiriyor. Gazete, haşhaş üretiminin bütün hızıyla sürmesi ve Amerikalıların elindeki Afgan tutuklular konusunun gündeme damgasını vurduğunu belirtiyor:

"Washington yönetimi, uyuşturucuyla mücadeledeki başarısızlığını Karzai’ye çıkartmaktan vazgeçmelidir. Bunun yerine, defalarca ertelenen parlamento seçimleri öncesinde, Karzai için uygun koşulları yaratmalıdır. Washington yönetimi ayrıca elindeki tutukluları Afgan yetkililere teslim etmek için, Karzai hükümetine cezaevleri inşa etmesinde ve gerekli personeli sağlamasında da yardımcı olmalıdır. Ne yazık ki, Karzai Beyaz Saray’dan bu iki önemli konuda hiçbir ilerleme sağlayamadan çıktı."

XS
SM
MD
LG