Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Astana Zirvesi bugün başlıyor.
Kazakistan’ın başkentinde düzenlenen 24. zirvede, üye ülkeler Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Hindistan ve Pakistan ve İran liderleri ile birlikte, örgütün diyalog ortağı statüsündeki Belarus, Moğolistan, Azerbaycan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkmenistan ve Türkiye’nin liderleri yer alacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirve çerçevesinde bugün Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile bir görüşme yapması bekleniyor.
Putin’in danışmanı: “Görüşmede önemli ve hassas konular ele alınacak”
Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov dün Rusya’nın başkenti Moskova’da yaptığı açıklamada görüşmeyi doğruladı.
Uşakov, “Türkiye'ye uzun zamandır ziyaret planlanıyor. İki liderin bu konuyu ele alacağını düşünüyorum. Ayrıca, Türkiye'nin konumu dikkate alındığında, özellikle bölgede çok önemli rol oynayan ülkelerin liderlerinin görüş alışverişinde bulunacağı pek çok konu olduğunu düşünüyorum. Türk tarafıyla sürekli diyalog halindeyiz, sürekli telefon aracılığıyla temas var. Geçen günlerde Putin, Türkiye Dışişleri Bakanı'nı kabul etti. Görüşmede, tüm önemli ve hassas konular ele alınacak” dedi.
Erdoğan-Putin görüşmesinde Ukrayna’daki gelişmeler, Türkiye’nin planladığı yeni nükleer santral ile Putin’in Türkiye ziyaretinin ele alınması beklenirken, Kremlin Dış Politika Danışmanı’nın atıfta bulunduğu “önemli ve hassas” konular arasında en çok Suriye başlığı öne çıkıyor.
Erdoğan-Esat görüşmesinin önündeki engel: Fırat Kalkanı Bölgesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan 30 Haziran’da, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esat ile bir görüşme olabileceğini açıklamıştı. Aslında Erdoğan-Esat görüşmesinin altyapısı, iki yılı aşkın süredir hazırlanıyor.
Ancak Suriye yönetimi bu görüşmenin olması için Türkiye’nin Suriye’de kontrol ettiği topraklardan çekilmeyi kabul etmesini şart koşuyor.
24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatan, sonraki yıllarda sırasıyla Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Barış Kalkanı operasyonlarını gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) İdlib’le birlikte, Cerablus, El Bab, Azez, Tel Abyad gibi Kuzey Suriye kentlerini askeri olarak kontrol ediyor.
Erdoğan’dan Putin ve Esad’a Kuzey Suriye mesajı: “Bölücü terör tehdidi tamamen ortadan kalkınca üzerimize düşeni yaparız”
Ancak dünkü kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Suriye’deki PYD/YPG varlığına dikkat ederek, böyle bir ön şartı Türkiye’nin şu aşamada kabul etmeyeceğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı, “Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti, teröristan kurma planlarının önündeki en büyük bariyerdir. Çok iyi biliyoruz ki, böl-parçala-yönet anlayışıyla coğrafyamızı lime lime eden emperyalistler bundan rahatsızdır, onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Silahlarının namlusu ülkemize çevrili eli kanlı caniler orada var oldukça biz de ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz. Bölücü terör tehdidi tamamen ortadan kalkınca elbette biz de üzerimize düşeni yaparız. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, bizim kimsenin egemenliğinde de gözümüz yok, biz yalnızca bölücü niyetlere karşı vatanımızı koruyoruz ve koruyacağız” dedi.
Türkiye’de sığınmacı karşıtlığı büyüyor
Ancak Suriye başlığı hükümeti içeride de sıkıştırıyor. Geçtiğimiz Pazar günü bir çocuk istismarı vakasından sonra Kayseri’de başlayan Suriyeli sığınmacı karşıtı protestolar Gaziantep, Hatay gibi illerde de görüldü.
TSK’nın kontrolündeki Suriye kentlerinden Azez’de Türk bayraklarının indirilmesi de tepkileri arttırdı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “yasadışı yollara başvurularak yapılan provokatif eylemlerde” 474 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
Artan sığınmacı karşıtlığı nedeniyle Hatay’daki Suriyeli tarım işçilerin bir kısmı dün bir günlük işe gitmeme eylemi yaptı.
CHP’den Rusya ziyareti öncesi Erdoğan’a çağrı: “Esat yönetimi ile normalleşme süreci sürdürülmeli”
Suriye ve Türkiye'de yaşanan son olaylarla ilgili 10 maddelik bir açıklama yayınlayan Cumhuriyet Halk Partisi, halka itidal çağrısı yaparken hükümetten de Esad yönetimi ile normalleşme süreci sürdürmesini istedi.
CHP açıklamasında, “Türkiye’nin Ortadoğu politikası, Suriye politikası ve sığınmacı politikası çökmüştür, iflas etmiştir. Erdoğan ve AKP hükümeti var olan bu vahim tablonun başlıca sorumlusudur. Hükümet, neden olduğu Suriye krizini çözemediği gibi, Türkiye’yi bu krizin tutsağı haline getirmiştir. Erdoğan izlediği politikayla Suriye’nin yıkımına neden olurken ve Türkiye’yi dünyanın sığınmacı deposu haline getirirken, bir de bu insanların hayatı üzerinden Avrupa ile pazarlık yapmaktan çekinmemiştir. Erdoğan hükümeti, sığınmacıların geri gönderilmesi de dahil, sorununun çözümü için derhal gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritası yayınlamalıdır” görüşlerine verildi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan CHP’ye yanıt: “Bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri”
CHP’den yapılan 10 maddelik açıklamaya Dışişleri Bakanlığı bu sabah yazılı açıklamayla sert bir yanıt verdi.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Demokrasilerde yapıcı eleştirilerle dış politikaya katkı sağlamak elbette mümkündür. Bununla birlikte, siyasi rant uğruna gerçeklerin çarpıtılması ve ideolojik bağnazlığa dayalı ithamlarda bulunulması bu kapsamda değerlendirilemez. Türkiye, yıllardır taammüden ateş çemberine dönüştürülmüş bir coğrafyada huzur ve istikrar adası olmayı başarmıştır. Tüm bu gerçekleri görmezden gelerek salt siyasi rant amacıyla mesnetsiz ithamlarda bulunan kesimlerin, bölgemize nüfuz etmeye çalışan egemen güçlerin vekilleri hâline geldikleri de gözden kaçırılmamalıdır” denildi.
Forum