Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Cuma günü İsrail'in Gazze'deki Hamas militanlarına karşı yürüttüğü savaşta soykırım eylemlerini önlemek için harekete geçmesine ve sivillere yardım etmek için daha fazlasını yapmasına hükmetmişti. İsrail, Güney Afrika ve Filistinli liderlerden kararın ardından açıklamalar geldi. Mahkeme, kararında, Güney Afrika'nın talep ettiği gibi derhal ateşkes çağrısında bulunmaktan kaçındı.
"Bize karşı işlenen suçların başka yerlerde işlenmesine seyirci kalmayacağız"
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, İsrail'in Güney Afrika tarafından açılan bir davada Uluslararası Adalet Divanı'nın Gazze'deki Filistinliler'e yönelik soykırımı önlemek için tedbirler alması yönündeki kararına uymasını beklediğini söyledi.
Ramaphosa, ulusa sesleniş konuşmasında, ırk ayrımcılığı sistemi (apartheid) altında siyah Güney Afrikalılar'a karşı işlenen ihlallere atıfta bulunarak, "Güney Afrikalılar olarak, bize karşı işlenen suçların başka yerlerde işlenmesine seyirci kalmayacağız. Kendini demokrasi olarak tanımlayan ve hukukun üstünlüğüne saygı duyan bir devlet olarak İsrail'in de bu tedbirlere uymasını bekliyoruz" dedi.
"Mandela mezarında gülümsüyordur"
Güney Afrika Adalet Bakanı Ronald Lamola da ülkenin ırk ayrımcılığıyla mücadele ve özgürlük simgesi Nelson Mandela’nın karar karşısında "mezarında gülümsediğini" söyledi. Reuters’a konuşan Bakan Lamola, "İnanıyoruz ki eski Başkan Mandela, Soykırım Sözleşmesi’nin savunucularından biri olarak mezarında gülümsüyordur. Dünyanın hiçbir yerinde istisnacılık olamayacağı ve İsrail'in uluslararası yükümlülüklerine uymaktan muaf tutulamayacağı, uluslararası hukuk için bir zaferdir" dedi. Lamola ayrıca Güney Afrika'nın davayı Lahey'e götürmesinin, hukuka dayalı bir dünya düzenini savunma arzusundan kaynaklanan bir cesaret eylemi olduğunu söyledi.
“Filistin halkının adalet arayışında önemli bir dönüm noktası”
Güney Afrika Dışişleri Bakanlığı da açıklamasında, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararının "uluslararası hukukun üstünlüğü açısından belirleyici bir zafer" olduğunu ve bunun "Filistin halkının adalet arayışında önemli bir dönüm noktası" anlamına geldiğini kaydetti.
"İsrail'in askeri eylemlerinin Soykırım Sözleşmesi de dahil olmak üzere uluslararası hukuka tamamen uygun olduğunu iddia etmeye devam etmesi için hiçbir inandırıcı dayanak yoktur" diyen Bakanlık, Güney Afrika'nın, "İsrail'in alenen tehdit ettiği gibi bu kararın uygulanmasını engellemek için harekete geçmeyeceğini, bunun yerine yapmak zorunda olduğu gibi karara tam olarak uyacağını içtenlikle umduğunu" belirtti.
Türkiye: “Karar İsrail tarafından derhal uygulanmalı”
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da "Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in Gazze’de yaşayan Filistin halkına yönelik saldırılarına ilişkin olarak bugün açıkladığı ihtiyati tedbir kararının İsrail tarafından derhal ve tam olarak uygulanmasını bekliyoruz" denildi.
"Mahkeme’nin açıkladığı tedbirlerin, Filistin’de akan kanın durdurulması için çok önemli bir fırsat teşkil ettiğini düşünüyoruz" diyen Dışişleri Bakanlığı, "Ortadoğu’da kalıcı barış ve güvenlik ancak İsrail-Filistin meselesinin, uluslararası hukuk ve yerleşik parametreler temelinde adilane bir çözüme kavuşturulmasıyla sağlanabilir. Türkiye, bu yolda da elinden gelen her türlü katkı ve gayreti gösterme iradesine sahiptir" ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı: "Karar Washington'un tutumuyla uyumlu"
ABD Dışişleri Bakanlığı, karara ilişkin açıklamasında, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail-Hamas savaşına ilişkin kararının, Washington'un İsrail'in 7 Ekim saldırısının tekrarlanmaması için uluslararası hukuka uygun olarak harekete geçme hakkına sahip olduğu yönündeki görüşüyle uyumlu olduğunu belirtti.
"ABD, Uluslararası Adalet Divanı'nın anlaşmazlıkların barışçı yollarla çözümünde hayati bir rol oynadığını kabul etmektedir” denilen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ABD’nin ”İsrail'in sivillerin zarar görmesini asgari seviyeye indirmek, insani yardım akışını arttırmak ve insanlık dışı söylemlere son vermek için mümkün olan tüm adımları atması gerektiğini devamlı olarak açıkça ifade ettiği" belirtildi.
Açıklamada, "Soykırım iddialarının asılsız olduğuna inanmaya devam ediyoruz. Mahkemenin kararında soykırımla ilgili bir tespitte bulunmadığını ya da ateşkes çağrısı yapmadığını ve Hamas tarafından tutulan tüm rehinelerin koşulsuz olarak derhal serbest bırakılması çağrısında bulunduğunu not ediyoruz" ifadeleri de yer aldı.
AB: “Taraflar Uluslararası Adalet Divan'ının kararlarına uymak zorunda”
Avrupa Birliği, İsrail ve Hamas'ın Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarına tam olarak uymasını beklediğini ifade etti.
Avrupa Komisyonu'nun yaptığı açıklamada, "Uluslararası Adalet Divanı'nın kararları taraflar için bağlayıcıdır ve taraflar bu kararlara uymak zorundadır" denildi ve "Avrupa Birliği'nin bu kararların tam, acil ve etkili bir şekilde uygulanmasını beklediği" belirtildi.
Netanyahu soykırım suçlamasını reddetti ayrımcılık yapıldığını savundu
"İsrail'in uluslararası hukuka bağlılığının sarsılmaz" olduğunu söyleyen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ise "Ülkemizi ve halkımızı savunmaya devam etme konusundaki kutsal taahhüdümüz de aynı şekilde sarsılmazdır. Her ülke gibi İsrail'in de kendini savunma hakkı vardır" dedi.
Netanyahu, açıklamasında, "İsrail'i bu temel haktan mahrum bırakmaya yönelik aşağılık girişim, Yahudi devletine karşı açık bir ayrımcılıktır ve haklı olarak reddedilmiştir. İsrail'e yöneltilen soykırım suçlaması sadece yanlış değil, aynı zamanda çirkindir ve her yerde namuslu insanlar bunu reddetmelidir" ifadelerini kullandı.
"İsrail, soykırımcı bir terör örgütü olan Hamas'a karşı kendisini savunmaya devam edecek" diyen Netanyahu, Hamas'ın 7 Ekim'de Yahudi halkına karşı Holokost'tan bu yana en korkunç vahşeti gerçekleştirdiğini ve bu vahşeti tekrar tekrar tekrarlamaya yemin ettiğini söyledi. Netanyahu, "Savaşımız Hamas teröristlerine karşıdır, Filistinli sivillere karşı değil" şeklinde konuştu.
İsrailli bakandan "Hague shmague" benzetmesi
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da "Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı, olağanüstü bir çabayla, Güney Afrika'nın Gazze'deki soykırım iddiasını görüşmek üzere yaptığı Yahudi karşıtı talebi kabul etti ve şimdi de dilekçeyi tamamen reddetmeye karşı çıkıyor" şeklinde konuştu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de kararı alaycı bir dille X üzerinden paylaştığı ve uluslararası mahkemenin bulunduğu Hollanda’nın The Hague yani Lahey kentine atıfta bulunarak İbranice’de “ahmak” anlamına gelen “schmuck” kelimesine benzetti ve "Hague shmague" ifadesiyle eleştirdi.
İsrail hava yolu şirketi Güney Afrika uçuşlarını askıya aldı
İsrail havayolu şirketi El Al ise Cuma günü yaptığı açıklamada, Mart ayı sonunda Güney Afrika'nın Johannesburg kentine yapılan seferleri askıya alacağını bildirdi. Şirket, buna gerekçe olarak, Güney Afrika'nın Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde Gazze harekatı nedeniyle İsrail aleyhine açtığı soykırım davası sonrasında uçuşlara olan talebin hızla düşmesini gösterdi.
El Al, Johannesburg'a haftada iki kez aktarmasız tarifeli sefer düzenliyordu.
"İsrailliler Güney Afrika'ya uçmak istemiyor. Uçuşları iptal ediyorlar ve uçaklar oldukça boş. Bu durumu anlıyoruz çünkü daha önce durum farklıydı" şeklinde konuşan Bir El Al sözcüsü, "İsrailliler'in Güney Afrika'ya gitmek istemeyip başka yerlere gitmek istemeleri, bu rotayı durdurma kararı almamızda etkili oldu" dedi. Şirket ayrıca mevcut güvenlik durumunu da gerekçe gösterdi.
El Al, Johannesburg uçuşlarını durdurduktan sonra, bu rotada kullandığı geniş gövdeli uçakları Kuzey Amerika ve Uzakdoğu'da Bangkok ve Tokyo'da mevcut varış noktalarını genişletmek ve yeni rotaları incelemek için kaydıracağını söyledi.
Filistin Yönetimi: “Mahkeme insanlık ve hukuk lehine karar verdi”
Öte yandan Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki, Uluslararası Ceza Mahkemesi yargıçlarının gerçekleri ve hukuku değerlendirdiğini, insanlık ve uluslararası hukuk lehine karar verdiğini kaydetti.
"Tüm devletleri, işgalci güç İsrail de dahil olmak üzere, Mahkeme tarafından hükmedilen tüm geçici tedbirlerin uygulanmasını sağlamaya çağırıyoruz. Bu bağlayıcı bir yasal yükümlülüktür" ifadesini kullanan Maliki, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararının hiçbir devlerin hukukun üzerinde olmadığı yönünde önemli bir hatırlatma niteliği taşıdığını söyledi. Maliki, kararın, "İsrail ve onun yerleşik cezasızlığını mümkün kılan aktörler için bir alarm işlevi" görmesi gerektiğinin altını çizdi.
Hamas karardan memnun
Hamas'tan yapılan açıklamada Uluslararası Adalet Divanı'nın Güney Afrika'nın Gazze Şeridi'ndeki savaşı nedeniyle İsrail'e karşı acil tedbirler uygulanması talebine ilişkin kararı memnunlukla karşılandı.
Hamas ayrıca uluslararası topluma, İsrail'den mahkemenin kararlarını uygulamasını ve Filistinliler'e karşı devam eden "soykırımı" durdurmasını talep etme çağrısında bulundu.
Hamas'ın üst düzey yetkililerinden Sami Ebu Zühri, kararı olumlu karşıladıklarının bir ifadesi olarak, "Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı, işgalin (İsrail) tecrit edilmesine ve Gazze'de işlediği suçların ifşa edilmesine katkıda bulunan önemli bir gelişmedir. İşgali mahkemenin kararlarını uygulamaya zorlama çağrısında bulunuyoruz" dedi.
HRW: “Karar dönüm noktası niteliğinde”
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (HRW) yapılan açıklamadaysa Uluslararası Ceza Mahkemesi kararının "dönüm noktası" niteliğinde olduğu, İsrail ve müttefiklerini Gazze'deki Filistinliler'e karşı soykırımı ve diğer zulümleri önlemeleri için bir an önce harekete geçmeleri gerektiğini ortaya koyduğu kaydedildi.
HRW, "Mahkemenin açık ve bağlayıcı kararları, İsrail'in müttefiklerinin bu dönüm noktası niteliğindeki karara uyulmasını sağlamaya yardımcı olarak küresel kurallara dayalı bir düzene yönelik beyan ettikleri taahhütlerini desteklemeleri için riskleri arttırmaktadır" dedi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard da İsrail'in karara derhal uyması gerektiğini ifade ederek, "Riskler daha yüksek olamazdı. Mahkemenin geçici tedbirleri, Gazze'deki Filistinliler'in hayatının risk altında olduğunu göstermektedir" dedi.
Mısır: “Derhal ateşkes bekliyoruz”
Mısır da kararı memnunlukla karşıladı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Mısır'ın "Uluslararası Adalet Divanı'nın benzer davalarda verdiği kararlarda olduğu gibi Gazze'de derhal ateşkes talep etmesinin dört gözle beklendiği" belirtilerek karara saygı duyulması ve uygulanması gerektiği vurgulandı.
İran'dan gelen tepkideyse İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahyan, "Bugün, sahte İsrail rejiminin yetkilileri Filistinliler'e karşı soykırım ve benzeri görülmemiş savaş suçları işledikleri için derhal adalet önüne çıkarılmalıdır" ifadesini kullandı.
Katar ve Suudi Arabistan'dan da kararı destekledikleri mesajları geldi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail aleyhine davayı açan Güney Afrika'ya "istediği her şeyi vermediğini" söyleyen insan hakları avukatı Reed Brody ise yine de kararın "Pretoria'nın davayı açma kararının doğru olduğunu gösterdiğini ve İsrail politikasının güçlü bir biçimde suçlanması anlamına geldiğini" vurguladı.
Brody, "En önemlisi, İsrail hükümeti ne derse desin, bu bağlayıcı karar İsrail'e doğrudan ve müttefikleri aracılığıyla Gazze halkına yönelik toplu cezalandırmaya son vermesi ve insani yardıma izin vermesi için baskı yapacaktır" dedi.
Forum