Erişilebilirlik

Fransa’da çarşaf yasağı yargıya taşındı


Fransa'da okulların açılmasından bir hafta önce bir genelge yayınlarak, tüm okullarda genç kızların okula çarşafla gelmesinin yasaklandığı açıklanmıştı
Fransa'da okulların açılmasından bir hafta önce bir genelge yayınlarak, tüm okullarda genç kızların okula çarşafla gelmesinin yasaklandığı açıklanmıştı

PARİS - Fransa’da yeni eğitim öğretim yılı, çarşaf yasağı nedeniyle artan polemiklerin gölgesinde ve yüksek gerilimle başladı.

Fransa Eğitim Bakanı Gabriel Attal tarafından açıklanan yasağa rağmen ülke genelinde 298 kız öğrenci okula çarşaf giyerek gitti ve bunlardan 67’si çarşafını çıkarmayı reddetti. Çarşafını çıkarmayı reddeden öğrenciler evlerine gönderildi.

Müslüman Haklarını Savunma Derneği, yasağın iptali için Danıştay’a başvurdu. Danıştay’da “acil öncelikle” görülen duruşma, bakanlık ve dernek temsilcilerinin karşılıklı söz düellosuna sahne oldu.

Fransa'da okulların açılmasından bir hafta önce, “eğitim kurumlarında dini sembollerin taşınmasını yasaklayan” 2004 Yasası’na dayanarak, bir genelge ile tüm okullarda genç kızların okula çarşafla gelmesinin yasaklandığı açıklanmıştı.

Duyurunun ardından gözler bu hafta açılan okullarda, çarşaf giyen genç kızların yasağa uyup uymayacağı sorusuna çevrildi. Fransa genelinde yaklaşık 12 milyon öğrencinin eğitime başladığı Pazartesi günü, yalnızca 298 öğrenci okula "abaya" adı verilen çarşafla geldi.

"Çarşaflarını çıkarmayan öğrenciler evlerine gönderildi"

Salı günü okullarda rapor edilen vakalara ilişkin bilançoyu açıklayan Milli Eğitim Bakanı Gabriel Attal, “Talimatlara rağmen 298 öğrenci abaya giyerek okula geldi. Bu öğrencilere yasanın hatırlatıldığı bir diyalog aşaması uygulandı. Bu diyaloğun ardından büyük bir çoğunluk kurala uydu. Yalnızca 67 genç kız okula geldiğinde çarşafı çıkarmayı reddetti. Bu öğrenciler evlerine gönderildi. Önümüzdeki günlerde tekrar gelecekler ve kurala uyup uymadıklarını göreceğiz” diye konuştu.

Bakan Attal, daha çok büyük kasaba ve şehirler civarında çarşafı çıkarmanın reddedildiğini ve bu vakaların 100’den daha az okulda meydana geldiğini de belirtti.

Attal hafta boyunca, yeniden ısrarla çarşafla okula gelmek isteyen öğrencilere ise yasanın açıklanmaya devam edeceğini söyledi. Fransız Bakan, bakanlığa bağlı yaklaşık 60 bin okuldan yalnızca 513'ünün “çarşaf sorunundan potansiyel olarak etkilendiğini” kaydetti.

Attal, “Bütün eğitim görevlileri olayları açıklamak için seferber olmaya devam edecek. Bu tür durumların ortaya çıktığını bildiğimiz kuruluşlara, rektörlüklerden eğitimli personel ve cumhuriyet değerleri konusunda uzman ekipleri gönderdik” dedi.

“Eğitim, özel yaşam ve çocuk haklarına aykırı”

Açıklandığı günden bu yana Fransa’da politik ve medyatik bir polemiği ateşleyen çarşaf yasağı, şimdi de yargıya taşındı.

Müslüman Haklarını Savunma Derneği (Association de Action Droit des Musulmans - ADM) Danıştay’a başvurarak yasağın iptal edilmesini istedi. Dernek, davanın “acil durum” prosedürü işletilerek, hızla ele alınmasını talep etti. Talebi kabul eden Danıştay, dün tarafları dinledi.

Dernek tarafından Danıştay’a yapılan başvuruda, yasağın "çoğunlukla Müslüman olduğu varsayılan çocukları hedef aldığı ve dolayısıyla okulda etnik profil oluşturma riski yarattığı için çocuk haklarını ihlal ettiğini öne sürüyor. Kısıtlama, sosyal, kültürel ve eğitimsel düzeydeki temel haklarını baltalama riski de taşıyor” denildi.

Davaya konu olan genelgenin "belirsiz ve geniş bir şekilde formüle edildiği, söz konusu kıyafetlerin tanımına izin veren bir göstergenin bulunmadığını ve "muhtemelen" diye tanımlanan yasağın, bol giysiler giymek isteyen öğrencileri de hedef alabileceği” de eklendi.

Danıştay’da iki görüşün çarpıştığı, hararetli bir söz düellosuna sahne olan duruşmada, derneğin avukatı Vincent Brengarth, Danıştay’ın yanı sıra, insan hakları örgütlerine de başvurduklarını belirterek, “Karar eğitim hakkı ve özel hayata saldırı niteliği taşımaktadır. Bir kesimin dışlanması ve bir kesime özel yasak uygulanarak, anayasaya aykırılık da içermektedir. Yasak, teknik olarak Müslüman dinine mensup insanlar üzerinde baskı yaratıyor. Bu bir ayrımcılık karinesidir. İptal edilmesini umut ediyoruz” dedi.

Dernek Başkanı Sihem Zine ise kararla, “genç kızların eğitim hayatının karartıldığını ve psikolojik destek verilmesi gerektiğini” dile getirerek, “Arapça’da abaya elbise demektir. Yani bu kararla elbise giymeyi yasaklıyorsunuz. Milli Eğitim bu yasakla yalnızca genç kızları hedef alarak cinsiyetçi davranıyor. Ayrıca, okul müdürlerini ırkçı davranmaya, Arap olan ya da yabancı isimle öğrenim yapan öğrencilere ayrımcılık yapmaya zorluyorsunuz” diye konuştu.

Bakanlık: “Kimsenin eğitim hakkını almıyoruz”

Eğitim Bakanlığı avukatları ise bu iddiaların yersiz olduğunu, “hiçbir öğrencinin dersten men edilmediğini, öğrenci ve velilerle diyalog süreci yaşandığını, derse girmeyen öğrencilerin okul yönetimleri tarafından kabul edildiğini ve ders notlarının öğrenciye iletildiğini, diyalog sürecinin ise başarıyla sonuçlandığını ve büyük çoğunluğun kurallara uymayı seçtiğini” dile getirerek çarşaf yasağını savundu.

Bakanlık avukatları, yasa tekniği açısından da hiçbir zaman Yargıtay ve Danıştay içtihatlarında “kıyafet yasağının bu özgürlüklere aykırı olduğunu” gösteren bir karar olmadığını ekledi.

Bakanlık, başvuru sahiplerinin, “çarşaf dini bir sembol değildir” iddiasına da karşı çıkarak, “Çarşafın İslam tarafından emredildiğini hiçbir zaman söylemedik. Ancak okullarda görünür dini sembolleri yasaklayan 2004 yasası var. Neyin dini obje olduğuna din adamları karar veremez. Bu kararı vermek idarenin sorumluluğundadır. Bu görevi dini otoritelere bırakırsak laikliğe aykırı davranmış oluruz. 2022 yılında artan vaka ve şikayetler üzerine çarşafın, başlı başına, görülür görülmez bir dini akla getiren işaretlerden biri olduğuna inanıyoruz" dedi.

Yasağın “ciddi ve onarılması zor” sonuçlar doğuracağı iddiasıyla acilen ele alınması talebine de yanıt veren bakanlık temsilcileri, “Bu tam bir çelişkidir. Eğer çarşaf, diğerleri gibi bir giysiyse, yasaklanması neden temel özgürlükleri tehdit etsin? Pek çok iç düzenlemede bu tür yasaklar yer alıyor” ifadelerini kullandı.

İki ayrı görüşün çarpıştığı duruşmanın ardından Danıştay kararını 48 saat içinde vereceğini duyurdu. Kararın Perşembe günü öğleden sonra açıklanması bekleniyor.

Forum

XS
SM
MD
LG