BERLİN- Almanya dünyanın en refah ülkelerinden biri. Kişi başına milli gelirin yılda 50 bin doları aştığı ülke, kadın hakları açısından da örnek kabul edilen önemli kazanımlara sahip. Ancak, "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, diğer adıyla "İstanbul Sözleşmesi"ni imzalayan Almanya’nın, aile içi ve özellikle kadınlara yönelik şiddet konusunda şaşırtıcı olumsuzlukta bir bilançosu bulunuyor.
Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Aile Bakanı Lisa Paus tarafından bugün açıklanan "Aile İçi Şiddet Durumu Raporu", 118 sayfalık kalın bir kataloğu anımsatıyor.
Alman medyası tarafından "korkunç sayıların kitabı" olarak isimlendirilen rapora göre, Almanya'da aile içi şiddet vakaları rekor kırdı. 2022’de kayıtlara geçen olay sayısı bir önceki yıla kıyasla yüzde 8,5’luk artış gösterdi ve toplam 240 bin 547'ye ulaştı.
Çok sayıda mağdurun gelebilecek tepkiden çekinerek yaşadıkları şiddet sonrasında şikayetçi olmadıkları, bu nedenle kayıtlara geçmeyen, karanlıkta kalan vakaların açıklanan mağdur sayısından çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
Şiddet kullananların yüzde 76,3‘le büyük çoğunluğunu erkekler oluştururken, kadınların karışıtığı şiddet olayları yüzde 23,7 oldu. Şiddet olaylarında tecavüz, cinsel saldırı ve cinsel zorlama ve taciz vaka sayısı geçen yıl yüzde 20’ye varan oranda artarken, ilk sırayı yüzde 59,3’le kasıtlı basit yaralama olayları aldı. Vakaların yüzde 11,7'si tehlikeli yaralama olarak tespit edilirken, yüzde 24,2'si tehdit ve taciz, yüzde 2,5'i ise tecavüz ve cinsel saldırılar şeklinde kayıtlara geçti.
Aile bakanı Paus’un açıkladığı sayılara göre, aile içi şiddet olaylarında göçmenlerin oranı yüzde 31,1, doğrudan kadınlara yönelik şiddet olaylarında ise yüzde 31,3 olarak tespit edildi. 2022’de şiddet ve cinsel saldırı gibi olaylar sonrasında birlikte ya da ayrı yaşadığı erkek partneri tarafından öldürülen kadın sayısı ise 152 oldu. Bu her üç günde birden daha sık olmak üzere bir kadının şiddet sonrası yaşamını yitirmesi anlamına geliyor. 2021'de aile içi şiddet sonucunda 113 kadının birlikte yaşadıkları ya da eski eşleri tarafından öldürüldüğü ifade edilmişti.
"Kadına şiddet toplumsal bir mesele"
Ev içi, özellikle kadınlara yönelik şiddettin özel bir mesele değil, toplumsal bir mesele olduğunun altını çizen İçişleri Bakanı hiçbir kadının şiddet uygulayanları ihbar etmekten utanmaması gerektiğini vurguladı.
Şiddet gören kadınların yalnız olmadığını, kadınlara destek ve danışmanlık hizmeti veren çok sayıda kurum bulunduğuna değinen Faeser, kadına yönelik psikolojik ve fiziksel şiddet uygulayan erkeklerin ağır suç işlediğini hatırlatarak, bu olayların kovuşturulması ve yasalar kapsamında en sert şekilde cezalandırılmasının gerektiğinin altını çizdi.
Faeser "Şiddet uygulayan erkekler, bir daha radardan kaybolmamalı. İlk şiddet saldırısından sonra evden atılmaları gerekir" şeklinde görüş belirtti.
Forum