Gezi davasında dün verilen mahkumiyet kararlarından sonra Türkiye'nin farklı kentlerinde protesto eylemleri düzenlendi. Taksim Dayanışma’nın çağrısıyla Beyoğlu’nda biraraya gelen binlerce kişiden 51’i gözaltına alındı.
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin (TMMOB) Taksim’deki merkezi önünde okunan basın açıklamasından sonra sloganlarla Galatasaray Meydanı’na giden bir grubun yürüyüşüne polis izin vermeyince arbede çıktı.
Çeşitli noktalarda gözaltına alınan 51 gösterici arasında, yaşananları fotoğraflayan gazeteci Umut Taştan da var.
Çağdaş Hukukçular Derneği’nden yapılan açıklamada gözaltındaki kişilere destek vermek için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giden iki avukatın polislerin saldırısına uğradığı iddia edildi.
Esin Köymen: ‘‘Bu hukuksuzluk, bu adaletsizlik, bu düşmanlık sona erinceye kadar arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız’’
Taksim Dayanışma’nın çağrısıyla TMMOB önünde buluşan binlerce kişiye basın açıklamasını Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen okudu.
Köymen, ‘‘Tek adam rejiminin ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin, kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülke haline geldik. Objektif ve tarafsız yargılama yapan bir adalet sistemi kuruluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu hukuksuzluk, bu keyfilik, bu adaletsizlik, bu vicdansızlık, bu düşmanlık sona erinceye kadar, arkadaşlarımız serbest bırakılıncaya kadar dünya hükümdar tarihine kara leke olarak girecek bu davalardan beraat edinceye kadar mücadeleye devam edecek, arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağız’’ dedi.
Açıklamaya CHP TBMM Grup Başkanı Özgür Özel, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı.
‘‘Bu hepimizin sorunu, hepimizin davası’’
Eylem sırasında sık sık ‘‘bu daha başlangıç mücadeleye devam’’, ‘‘her yer Taksim her yer direniş’’ sloganları atılırken gösterilerin birçoğu Gezi olayları sırasında ölenlerin resimlerini taşıdılar.
TMMOB’un önündeki eylemcilerinden Koray Türkay, ‘‘Bu gayet beklenen siyasi karardı. İktidarın bugün yaratmaya çalıştığı korku imparatorluğu, muhalefete vermeye çalıştığı çekidüzen ve sindirme politikaları devam ediyor. Şimdi burada irade savaşının pratiğini ortaya koyuyor bu halk. İktidar müebbet hapisler yağdırarak şunu söylüyor: 'Sokağa çıkarsanız, hak talebinde bulunursanız, sokaklarda sesinizi yükseltirseniz biz sizi zindanlara atacağız, var mısınız?' diyor. Bu halk da ‘varız’ diyor’’ yorumunda bulunurken bir başka eylemci Deniz Göçer, ‘‘O müebbet onlara verilmedi. O müebbet bana da verildi. Bu his insanın içini çok çok acıtan bir his. Bunu sindirebilmek de kolay değil. O gün buradaydım, bugün de buradayım. Bu hepimizin sorunu, hepimizin davası. Ben kimseye öfkeli değilim, kimseye öfkeli olmayacağım. Beni ailem böyle yetiştirmedi. Ben sadece şunu soruyorum. Benden neden nefret ediyorsun?’’ dedi.
‘‘Yukarıdan gelen emirle yargı bağımsızlığı bir kez daha ayaklar altına alınmıştır’’
DİSK, KESK, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası, Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası, Gezi Parkı Davası’nda dün verilen kararları, Ankara Ulus’ta protesto etti. Protesto gösterisine CHP milletvekilleri Ali Şeker ve Orhan Sarıbal ile HDP milletvekili Kemal Bülbül de katıldı.
Kitle örgütlerinin hazırladığı ortak açıklamayı TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz okudu.
Korama, ‘‘Yukarıdan gelen emirle verilen tutuklama kararı, yargı bağımsızlığını bir kez daha ayaklar altına almıştır. Asıl cezalandırılması gerekenler, Gezi Direnişinde, gencecik çocuklarımızın katilleridir. Gençlerimizin sakat kalmasına yol açanlardır. Ölümcül polis şiddetinin talimatını verenlerdir. Gezi Parkı’na sahip çıkmak cezalandırılamaz. Parka sahip çıkanlara yönelen polis şiddetine tepki göstermek suç değildir. Gezi, bu ülke tarihinin en demokratik, en barışçıl, en yaratıcı, en katılımcı, en kapsayıcı, en kitlesel hareketidir. Hep birlikte konuşup karar vermenin, fikri ve hayatı paylaşmanın, yaşama her boyutu ile sahip çıkmanın duvar yazısı olmuş halidir. Ölümcül polis şiddetine karşı her şehirde yankılanan barışçıl ve haklı tepkinin ve direnişin adıdır’’ dedi.
Eylem sırasında; “AKP’den hesabı emekçiler soracak”, “her yer Gezi her yer direniş”, “hükümet istifa”, “gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” gibi sloganlar atıldı.
Gezi Davası kararı İzmir’de de protesto edildi
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak Gezi Davası’nda verilen kararı protesto etti. Eyleme HDP, TİP, Halkevleri, DİSK, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, sol partiler ve sivil toplum kuruluşları destek verdi. “Hepimiz Gezi’deydik #GeziyiSavunuyoruz” yazılı pankartın arkasında biraraya gelen katılımcılar “Biz Geziciyiz, siz gidici”, “AKP ve emir erleri hesap verecek”, “Berkin Elvan burada”, “Faşizme karşı omuz omuza” yazılı dövizler taşıdı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.
Sarı, “AKP iktidarı, iktidarını mutlaklaştırmak, ülkeyi daha büyük bir karanlığa sürüklemek, yağma ve talanı sürdürmek için yargı eliyle, ceza davalarıyla ülke tarihinin en haklı, en onurlu direnişlerinden biri olan, hemen tüm illerde milyonlarca yurttaşın katıldığı Gezi direnişini karalamak ve mahkum etmek istedi. Bu haklı ve onurlu direnişi paylaştığımız arkadaşlarımız için verilen kararlar hukuksuz ve dayanaksızdır. Bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımız da Gezi kadar aktır, yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
‘‘Gezi direnişine yönelik siyasi bir kinle ve talimatla alındığını biliyoruz’’
Sarı şunları söyledi: “Bugün uğrunda mücadele verdiğimiz her değerin AKP iktidarı tarafından yok edilmek istendiğini, bu kararın iktidarın kabusu haline gelen Gezi direnişine yönelik siyasi bir kinle ve talimatla alındığını biliyoruz. Ancak biliyoruz ki bu karar aynı zamanda demokrasi, eşitlik, özgürlük, laiklik, barış isteyen milyonlarca insana tam da seçim sathına girildiği bir dönemde verilen bir gözdağıdır aynı zamanda.”
“Gezi direnişinin kimsenin talimatıyla olmadığını” kaydeden Sarı, “Gezi direnişi, emekten, eşitlikten, özgürlükten, laiklikten, barıştan, demokrasiden yana olanların bu tahayyülü deneyimlediği kendiliğinden bir halk hareketiydi. Gezi’de polislerin ve sivil faşistlerin şiddetiyle yaşamını yitiren tüm arkadaşlarımıza borcumuz bu karanlığa son vermek” ifadelerini kullandı.
‘Mahkeme cezayı demokrasi ve özgürlük isteyen herkese verdi’
Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenleri olan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve kent sakinleri de Gezi davası kararlarını protesto etmek için Yeşilsu Parkı’nda toplanarak basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasının ardından VOA Türkçe’ye konuşan Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri bileşenlerinden BİR-TEKSEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, kararda verilen cezanın sadece Kavala ve arkadaşlarına değil, demokrasi mücadelesi veren herkese verildiğine dikkat çekti.
Türkmen, “Aslında Gezi’nin şahsında bu ülkede demokrasi isteyen, özgürlük isteyen doğasına, toprağına, suyuna ve kendi yaşamına sahip çıkanlara, işi, ekmeği için mücadele eden işçilere, sendikalara, bu ülkedeki baskıcı politikalara karşı özgürlük ve barış için mücadele eden Kürtler'e, adalet ve eşitlik için mücadele eden bütün halk güçlerine karşı bir gözdağıydı bu karar. O yüzden bu sadece orada yargılanan isimlere verilmiş bir ceza değil. Bu demokrasi ve özgürlük isteyen herkese verilmiş bir ceza. Bu yüzden biz de Türkiye’nin birçok noktasında olduğu gibi Antep’te de Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu hukuksuz karara tepkimizi ifade etmek ve tutuklanan bütün arkadaşlarımızın özgür kalacağı gerçekten özgür ve demokratik bir Türkiye için sonuna kadar mücadele edeceğimizi ilan etmek için toplandık burada’’ diye konuştu.