Uluslararası Polis Teşkilatı (Interpol) yeni liderlerini seçmek için bu hafta İstanbul'da toplanıyor. İnsan hakları grupları ise toplantı öncesinde Interpol'ün güçlü küresel polis ağının otoriter hükümetlerin eline geçebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Genel kurulu Salı günü Türkiye'de toplanacak olan ve merkezi Fransa’da bulunan polis teşkilatının üst düzey görevleri için, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerin temsilcileri yarışıyor.
Interpol, siyasi amaçlar için kullanılmayı reddettiğini söylüyor. Ancak muhalifler, bu adayların uyuşturucu kaçakçılarını, insan kaçakçılarını, savaş suçu zanlılarını ve sözde aşırılık yanlılarını yakalamak yerine kazanırlarsa, ülkelerinin Interpol'ün küresel erişimini sürgündeki muhalifleri ve hatta kendi ülkelerindeki siyasi muhalifleri yakalamak için kullanacağını iddia ediyor.
Eleştirilerin hedefinde özellikle iki isim var. BAE İçişleri Bakanlığı Genel Müfettişi Tümgeneral Ahmed Nasır El Reisi ve Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı’nda görevli bir yetkili olan Hu Binchen.
El Reisi, Interpol'ün dört yıllık bir dönem için başkanlığına seçilmek isterken, Hu, teşkilatın yürütme komitesine aday.
Oylamanın Perşembe günü yapılması bekleniyor. Interpol'ün başkanı ve yürütme komitesi, teşkilatın genel stratejisini, politika ve yönünü belirliyor. Ayrıca, günlük operasyonları yürüten ve teşkilatın halka açık yüzü olan genel sekreterliği de denetliyorlar. Genel sekreterlik koltuğunda Alman yetkili Juergen Stock bulunuyor.
El Reisi işkence yapmakla suçlanıyor ve Interpol'ün genel merkezinin bulunduğu Fransa ve seçimlerin yapılacağı Türkiye dahil olmak üzere beş ülkede hakkında suç duyurusu var.
Hu ise küresel polis teşkilatını sürgündeki muhalifleri yakalamak ve vatandaşlarını kaybettirmek için kullandığından şüphelenilen Çin hükümeti tarafından destekleniyor. Hu'yu atamak, muhtemelen kendisi için dahil yeni tehlikeler getirebilir.
Çinli Meng Hongwei, 2016 yılında Interpol başkanlığına seçildi, ancak iki yıl sonra Çin'e dönüş yolculuğunda ortadan kayboldu. Şu anda yolsuzluktan 13 yıl 6 ay hapis cezası çekiyor. Eşi Grace Meng, Associated Press haber ajansına verdiği bir röportajda suçlamaların uydurma ve siyasi güdümlü olduğunu söylemişti. Meng, halen Fransa'da çocuklarıyla polis koruması altında yaşamını sürdürüyor.
Halihazırda Interpol Yürütme Komitesi Üyesi olan El Reisi, Cumartesi günü bir LinkedIn gönderisinde BAE'nin "yurtiçinde ve yurtdışında insan haklarının korunmasına" öncelik verdiğini iddia etti.
Ancak Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da insan haklarını savunan MENA Rights Group'un kısa süre önceki bir raporunda BAE güvenlik sisteminin rutin hak ihlalleri, avukatların, gazetecilerin ve aktivistlerin zorla kaybedildiği, işkence gördüğü, keyfi olarak gözaltına alındığı ve barışçıl bir şekilde temel hak ve özgürlükleri istedikleri için korkutulduğu şeklinde sıralanıyor.
El Reisi hakkındaki şikayetler neler?
Casusluk suçlamasıyla 2018'de yaklaşık yedi ay BAE'de hapsedilen İngiliz doktora öğrencisi Matthew Hedges’ın, Paris'teki bir basın toplantısında işkenceyi ve avukat erişimi olmadan aylarca hücre hapsinde tutulduğunu anlatırken zorlandığı anlar görüntülenmişti.
Hedges yaşadıklarını, "Zihinsel durumumu değiştirmek için bana bir ilaç kokteyli verildi. Şu anda hala bu ilaca bağımlıyım. Diğer odalardan gelen çığlıkları duyardım ve yerde işkence, fiziksel işkence, dayak olduğuna dair kanıtlar vardı” sözleriyle anlatmıştı.
Hedges, BAE lideri Şeyh Halife Bin Zayed El Nahyan tarafından affedildi, ancak emirlik yetkilileri, iddialarını destekleyecek kesin bir kanıt sunmadan Hedges'ın İngiliz istihbarat teşkilatı MI6 için casusluk yaptığı konusunda hala ısrar ediyor. Hedges, ailesi ve İngiliz diplomatlar suçlamaları defalarca reddetti.
Bunları yabancı ülke vatandaşlarına yapmak isteyen bir ülkenin polis teşkilatında çalışan birinin, Interpol'deki en yüksek mevkilerden birine sahip olma hakkı olmaması gerektiğini söyleyen Matthew Hedges, "Başıma gelenlerden sorumlu olan El Reisi'yi seçmek, adalete bir tokat ve hukukun üstünlüğünü korumaya inanan diğer polis güçleri için bir utanç olur" dedi.
Hedges ve 2019 Asya Kupası futbol turnuvası sırasında BAE güvenlik görevlilerinden işkence gördüğünü söyleyen bir futbol taraftarı olan İngiliz Ali Issa Ahmad, El Reisi ve İngiltere’deki diğer güvenlik yetkililerine dava açtılar.
Ahmed, Abu Dabi'de Irak ile Katar arasında oynanan bir maçta sivil giyimli BAE güvenlik görevlilerinin saldırısına uğradığını söyledi. Ahmed, Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasındaki sert diplomatik anlaşmazlığın yaşandığı bir dönemde Katar bayrağı olan bir hayran tişörtü giyiyordu.
Güvenlik güçlerinin sahilde kendisine saldırdığını, arabaya attığını, kelepçelediğini ve kafasına plastik bir torba geçirdiğini savunan Ahmed, tişörtünden amblemi keserken çakı kullanarak göğsüne Katar bayrağının ana hatlarını oyduklarını öne sürdü.
Ahmed iki hafta hapis cezasına çarptırıldı ve ancak "polisin zamanını boşa harcamak" suçlamasını kabul ettikten sonra serbest bırakıldı. Polis ise Ahmed’in Şarika'daki bir polis karakoluna teslim olduğunda zaten yaralı olduğunu iddia etti.
İki İngiliz Hedges ve Ahmed, Norveç, İsveç ve Fransa'da da suç duyurusunda bulundu. Fransız savcılar davayı takip etmeye karar verirse El Reisi, Fransa'ya veya Fransız topraklarına girmesi halinde, başka bir ülkede işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili olarak tutuklanabilir ve sorgulanabilir.
Kırmızı bülten kötüye kullanılabilir mi?
Evrensel yargı yetkisi ilkesi kapsamında yapılan bir başka suç duyurusu da Fransa'da inceleme sürecinde. Suçlama, BAE’nin önde gelen insan hakları savunucusu ve blog yazarı Ahmed Mansoor'a işkence yapıldığı iddiasıyla Haziran ayında açılan El Reisi aleyhine yapıldı. Sosyal medyada BAE ve liderlerinin statü ve prestijlerini aşağılamaktan suçlu bulunan Mansoor, 10 yıllık hapis cezasını çekiyor.
Interpol kırmızı bülteninin kötüye kullanılması olasılığı da muhalifler için büyük bir endişe kaynağı. Kırmızı bülten, bir kişinin küresel "en çok arananlar" listesine konması ve şüphelinin seyahat ettiği her yerde tutuklanabilmesi anlamına geliyor.
Interpol, herhangi bir ülkenin kırmızı bülten talebinin, "teşkilatın siyasi, askeri, dini veya ırksal nitelikte herhangi bir müdahale veya faaliyette bulunmasının kesinlikle yasak olduğu" anayasasına uygunluğunun doğrulanmasında ısrar ediyor. Ancak muhalifler, Interpol'ün geçmişte üye hükümetler tarafından siyasi amaçlar için kullanıldığını ve bunun yeni liderlik altında daha da kötüleşebileceğini savunuyor.
Tümgeneral Ahmed Nasır El Reisi, BAE’de devlet başkanlığı görevi için düzenli bir kampanya yürütüyor, milletvekilleri ve hükümet yetkilileriyle tanışmak için dünyayı dolaşıyor. El Reisi, İngiltere ve ABD'den aldığı akademik ünvanları ve yılların polislik faaliyetleri deneyimi ile övünüyor.
Abu Dabi'de hükümete bağlı bir gazete için kaleme aldığı bir görüş yazısında El Reisi, BAE'nin teknoloji odaklı polislik alanında lider ve uluslararası toplumda bir köprü oluşturucu rolünden yararlanarak, Interpol'ü "modernleştirmek ve dönüştürmek" istediğini söyledi.
BAE ve özellikle şehir devleti Dubai, uzun süredir hem suçlular hem de haydut ülkeler için büyük bir kara para aklama merkezi olarak tanımlanıyor. Ancak son aylarda BAE polisi, Dubai’de yaşayan şüpheli uluslararası uyuşturucu satıcılarını ve gangsterleri hedef alan bir dizi baskın düzenledi. Dubai sakinleri ayrıca, muhtemelen oturma vizelerinin tamamının istihdama bağlı olmasının bir etkisi olarak, kayda geçen sokak suçu ve taciz seviyelerinin düşük olduğuna dikkat çekiyor.