Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenleri “kayyum rektör” olarak niteledikleri Profesör Melih Bulu’nun göreve atandıktan altı buçuk ay sonra yine gece yarısı yayınlanan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alınmasını şarkılar söyleyerek ve kampüste baklava dağıtarak kutladı.
Peki bu karar sonrası Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin üniversite içinde ve dışındaki eylemleri son bulacak mı? 193 gündür rektörlüğe sırt çevirerek rektörün istifasını isteyen akademisyenler, barışçıl protestolarından vazgeçecekler mi?
Rektör değişimi sonrası gazetecilerin kampüs içine sokulmama kararı değişmediğinden kamuoyunun merak ettiği bu soruları ancak Güney Kampüs’e giriş kapısına gelen akademisyen ve öğrencilere sorabildik.
Dr. Candan: “Kurumsal olarak özerk, akademik olarak özgür, şeffaf ve demokratik üniversite mücadelemiz devam ediyor”
Akademisyenlerin tüm bu protesto süreci boyunca video ve fotoğraflarını kendi sosyal medya hesabından yayınlayan Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi Can Candan kendileri için sevinçli bir gün olduğunu ama eyleme son vermeyi düşünmediklerini söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Dr. Candan, “Melih Bulu’nun altı buçuk ay sonra aynen göreve getirildiği gibi görevden alınması olumlu bir gelişme. Akademisyenler, öğrenciler, mezunlar, çalışanlar yani tüm bileşenler olarak gösterdiğimiz direniş, itirazımızın sürekli ve barışçıl olmasının bu kararın alınmasında önemli olduğunu düşünüyoruz. Bizim için bu tabii ki bir kazanımdır. Ama mücadele burada bitmiyor. Biz ilkelerimizin arkasında duruyoruz. Mücadeleye devam ediyoruz çünkü kurumsal olarak özerk, akademik olarak özgür aynı zamanda şeffaf demokratik bir kamu üniversitesi mücadelemiz devam ediyor” dedi.
Rektörlük vekaleten Naci İnci’de, YÖK 2 Ağustos’a kadar rektörlük için başvuruları kabul edecek.
Boğaziçi Üniversitesi’ne dışarıdan atama ile gelen İstinye ve Haliç üniversitelerinin eski rektörü Profesör Melih Bulu görevden alındıktan sonra sabık rektörün Rektör Yardımcısı olarak atadığı Fizik Bölümü öğretim üyesi Naci İnci’nin rektörlüğe vekalet edeceği açıklandı.
Aynı saatlerde Yüksek Öğretim Kurumu da Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğe aday olmak isteyen profesörlerin 2 Ağustos tarihine kadar başvuruda bulunmaları yönünde bir duyuruda bulundu.
“Naci İnci’nin vekaleten rektörlüğe atanması bizim için kabul edilebilir değil”
Can Candan ne İnci’nin atanmasını ne de yine atamayla bir rektör belirlenmesini kabul edeceklerini söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi, “Başından beri bizim ilkelerimiz, kılavuzumuz ve pusulamız oldu. Boğaziçi Üniversitesi ve diğer tüm kamu üniversiteleri aşağıdan yukarı doğru yönetilmesi gereken kurumlardır. Kamu yararı ve kaliteli yüksek öğrenim için bunlar zaten gerekli şeylerdir. Kendi rektörümü kendi kurumumuz içinden seçmemiz gerekiyor. Naci İnci, Melih Bulu döneminde rektör yardımcılığını kabul etmiş birisi. Biz her açıklamamızda Melih Bulu’nun istifasını talep ettiğimiz gibi Naci İnci’nin de istifasını zaten talep ediyorduk. Dolayısıyla Naci İnci’nin de bu ataması bizim için kabul edilebilir bir şey değil. Sorunlar bu kadar da değil. Genel Sekreter pozisyondaki kişiye baktığınız zaman birkaç ay önce atanmış, Boğaziçi dışından birisi. Şimdi böyle birisinin Boğaziçi Üniversitesi’ne dair kararlar alma alabilmesi zaten yanlış bir şey. Sizleri biz kampüsümüzde ağırlamak istiyoruz ama kampüsün dışındayız. Çünkü genel sekreterliğin basının içeri alınmaması da dahil kararı olduğu bana söylendi. Sizin haber alma hakkınızsa bizim de haber verme hakkımız ihlal ediliyor. Özgürlüklerimizin kısıtlanması kabul edilebilir gibi değil” dedi.
Akşamüstü polis barikatının kalktığı Güney Kampüs önüne gelerek basın açıklaması yapan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de “bizler piyonu değil şahı istiyoruz” dedikten sonra İstanbulluları Cuma günü 17’de Kadıköy Rıhtım meydanında yapacakları “tüm kayyumlar gidecek” eylemini davet ettiler.
“Düne kadar bu yıl ‘buradan kaçmalıyım’ diye ders çalıştım”
İngilizce Öğretmenliği Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Ekin Tanrıverdi de aylar süren eylem sürecinden sonra Profesör Bulu’nun görevden alınmasının moral ve mental olarak kendilerine iyi geldiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Tanrıverdi, “Gerçekten dile kolay ama o 193 gün yıllar almış gibi geldi bize. Hocalar öğretmenler biz öğrenciler ve en başından beri kayyumlara ‘hayır’ dedik. Sonuçta kim gelirse gelsin okulumuzdan biri bile kayyum olarak atansa kabul etmeyeceğiz. Evet, güzel bir his Melih Bulu’nun gitmesi ama tamamen bitti diyemeyiz asla. Daha yapılacak çok şey var. Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ kulübü kapatıldı. Arkadaşlarım 47 gün hücrede yattı, şiddete uğradık, kendi evlerimizde gözaltına alındık. Bizi yıldırmak istediler ama yılmadık. Düne kadar bu yıl ‘buradan kaçmalıyım’ diye ders çalıştım. Ülkemden gitmek zorunda olduğumu hissettim. Gerçekten çok kötü bir his. Ama bugün sanki koşarak kaçmama gerek yok, sanki biraz daha iyi mi olacak her şey moduna girdim” dedi.
“Karşımızda hiç geri adım atmamak üzere kendini kurmuş bir adam var ve Melih Bulu’yu görevden almak bir geri adım”
Psikoloji Bölümü’nden yüksek lisans öğrencisi olan Doruk Tunaoğlu ise okulda büyük bir sevinç olsa da rektör seçimlerinin okul içinde yapılması için ne tür bir yol izlenmesi gerektiğini yönünde konuşmaların da yapılmakta olduğuna işaret etti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Tunaoğlu, “Bu önemli bir kazanımdır ama büyük veya her şeyin bittiği bir kazanım değil.193 gündür basın içeri giremiyor. Bir gecede açılmış ve ne olacağı belli olmayan iki fakülte var. Cinsel Tacizi Önleme Komisyonumuz işlevsizleştirilmiş durumda. Başında neredeyse’ kadın düşmanı’ diyebileceğimiz biri var. LGBT çok sudan sebeplerle kapatıldı ve hedef gösterildi. Biz üniversitenin tüm bileşenlerinin katılacağı bir seçim olana kadar direnmeye devam edeceğiz diyoruz. Bir kayyumun gitmesi sürecin bittiği anlamına gelmiyor. Kimse rehavete çökmüş durumda değil. Ama mutluyuz güzel bir haberle uyandık. Türkiye siyasetine baktığımızda karşımızda hiç geri adım atmamak üzere kendini kurmuş bir adam var. Melih Bulu’yu görevden almak bir geri adım. Büyük bir geri adım orası tartışılır ama bir geri adım olduğu kesin” dedi.
“Polislerin acilen burayı terk etmesini ve soruşturmaların kaldırılmasını istiyoruz”
Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Burcu Bolat da Melih Bulu’nun görevden alınmasının bir başlangıç olduğunu eylemlerine son vermek için birçok taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği görüşünde.
Bolat, “Birçok öğrenci arkadaşımızın halihazırda soruşturmaları var. Hem Cumhuriyet Başsavcılığı’nda hem de okulda disiplin soruşturmaları var. Bu soruşturmalarını acilen kaldırılmasını istiyoruz. Arkadaşlarımızın yurtdışı yasakları var her hafta imzaya gitmeleri gerekiyor, bunların kaldırılmasını istiyoruz. Kendimizi kampüslerimize tekrar güvende hissedebilmek istiyoruz. Polis burayı acilen terk etmeli. 4 Ocak’tan beri gözaltı araçları bekliyor; barikatlar kurulu, bunların kaldırılmasını istiyoruz. İki yeni fakülte kuruldu. Kayyum fakültelerin kapatılmalarını istiyoruz, bu şekilde fakülte kurulması kabul edilemez. Ayrıca bize bu süreçte çok destek olan Feyzi Erçin hocamızın yaz okulunda ders verilmesini istiyoruz” dedi.
“Bu bir kazanım ama kazanma durumu değil, direniş sürecek”
İngiliz Edebiyatı Bölümü’nde üçüncü sınıfta okuyan Uğur Ünal da zamanın Profesör Bulu’yu değil kendilerini doğruladığının altını çiziyor.
Ünal, “Kendisinin demeçleri de vardı bu eylemler altı ay sürer sonra sönümlenir diye. Altı ay kısmı doğruydu ama sönümlenen direniş değil kendisi oldu. Biz ‘mezunların da dahil olduğu bir seçim sistemi ile rektör belirlenmeli’ diyoruz. Bu tamamlana kadar da bu direniş sürecek bitmeyecek. Bu sadece bir aşamanın bitmesi bu sürecin bitmesi falan değil süreç sadece yeni bir boyut kazandı. Şu an vekaleten Naci İnci rektörlük sürdürüyor. Ama o da bir kayyum teknik olarak. O da uzaktan birisinin ‘bu olsun’ dediği birisi. Ona karşı da tabii ki direniş sürecek. Başka bir kişi atanırsa ona karşı sürecek asla sürmeyecek. İçerideki hava coşkulu ama kesinlikle ‘tamam kazandık eve gidiyoruz’ havasında değiliz. Sonuçta bu bir kazanım ama kazanma durumu değil. Bunun herkes farkında bu sevindirici” diye konuştu.