Erişilebilirlik

"Kongre Biden'ın Kilit Önceliklerinde Uzlaşabilir''


Joe Biden'ın başkanlık koltuğuna oturmasının ve yeni yönetimin işbaşı yapmasının üzerinden yaklaşık bir hafta geçti. Washington, bu süre zarfında en çok ABD Kongresi'nde yaşanan işlev bozukluğuna, Başkan Biden'ın imzaladığı kararnamelere ve eski Başkan Trump'ın Senato'da 8 Şubat'ta başlayacak olan azil davasına odaklandı. Bu üç mesele, Washington'da pek çok konuda partilerüstü uzlaşmaya varmayı neredeyse imkansız hale getirecek nitelikte.

Ancak uzmanlar, Kongre’deki Demokratlar ve Cumhuriyetçiler'in, Başkan Biden'ın geçen haftaki yemin töreninde yaptığı konuşmada altını çizdiği önceliklerin en az birkaçı üzerinde uzlaşma sağlayabileceği görüşünde.

Corona virüsü yardım paketi

Biden yönetimi, dev ekonomik teşvik harcamaları ve Corona aşısını en kısa zamanda olabildiğince çok sayıda Amerikalı'ya ulaştırmak için federal altyapıda büyük yatırımlar yapılması dahil farklı programları içeren 1 trilyon 900 milyar dolarlık paketin Kongre tarafından onaylanmasını umuyor.

Kongre'deki Cumhuriyetçiler, yüksek maliyeti nedeniyle Biden'ın önerisinin 'ölü doğduğunu' söylemekte gecikmedi. Ancak kimi gözlemciler, Cumhuriyetçiler'in bu ilk tepkisinin ve öneriyi kabul etmedeki isteksizliğinin, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun gerçekliği karşısında değişebileceği görüşünde.

Urban-Brookings Vergi Politikası Merkezi'nden uzman Howard Gleckman, "Onaylanma şansının hiç olmadığı söylense bile paket kapsamında kabul edilme olasılığı yüksek birçok madde var" dedi. Gleckman, Corona virüsü aşılama programlarına engel olmak isteyecek Kongre üyesi sayısının son derece az olacağını, teşvik paketinin büyüklüğü konusunda tartışma yaşansa da kitlesel aşılama çalışmalarına ilişkin önerinin tamamen reddedilmesinin zor olduğunu kaydetti.

Gleckman, vergi politikası konusundaysa yardım paketinde ya da sonrasında çıkarılacak başka bir yasada yer alabilecek bazı tasarıların her iki parti tarafından da desteklenebileceği görüşünde. Çocuk sahiplerinin aldığı vergi indiriminin genişletilmesi ve Kazanılmış Gelir Vergisi Kredisi'nin çocuğu olmayan çalışanları da kapsaması, her iki partinin de desteklediği maddeler.

Biden'ın yerli malı imalatını teşvik etmek amacıyla hazırladığı Amerikan Malı vergi indirimi önerisi de Gleckman'a göre iki partiden de destek alacak planlar arasında.

Göçmenlik politikası

Başkan Biden, ticaret politikasında olduğu gibi göçmenlik politikasında da son birkaç yıldır sert şekilde yön değiştiren bir Cumhuriyetçi Parti ile karşı karşıya. Cumhuriyetçiler, ekonomik talebi körükleyen bir etken ve düşük maliyetli bir işgücü kaynağı olarak gördükleri göçmenliği yıllardır destekliyordu.

Ancak bu tutum, Trump'tan önce bile değişmeye başlamıştı. Cumhuriyetçi Parti, Trump dönemindeyse göçmenliğe karşı çok daha sert bir tavır takınmaya başladı.

Washington'daki Göç Politikaları Enstitüsü'nden Sarah Pierce’a göreyse Trump döneminde sessiz kalmayı tercih eden bazı göçmenlik yanlısı Cumhuriyetçi Partili Kongre üyeleri var ve bu isimler Biden'ın göçmenlik politikasında yapılmasını önerdiği değişikliklere sıcak bakabilir.

Örneğin Biden, belirli niteliklere sahip yabancı çalışanların ABD’ye getirilmesi sürecini hızlandırıp bu programların kapsamını genişletmeyi öneriyor. İş çevreleriyle bağlantıları olan bazı Cumhuriyetçiler, bu öneriyi destekleyebilir.

Göçmenlik konusuna mesafeli duran bazı Cumhuriyetçiler ise İç Güvenlik Bakanlığı'nın ABD'de çalışma ve ikamet etme olanağı sağlayan Yeşil Kart sayısının, ekonomik şartlara göre her yıl değiştirmesine olanak tanıyacak tasarıya destek verebilir.

Sarah Pierce, "Göç Politikaları Enstitüsü bunun yapılmasını yıllardır destekliyor çünkü ülkeye gelecek göçmen sayısının yasayla sabitlenmesi mantığa sığmıyor. Bu sayı esnek olmalı ve ABD içindeki piyasa şartlarına bağlı düzenlenmeli" diyor.

Biden'ın bir başka önerisi ise geçici işçilerin maaşlarını yükseltmek. Bu öneri, göçmenlerin ABD vatandaşlarının maaşlarını düşürdüğü inancıyla misafir işçi programlarına karşı çıkanlara cazip gelebilir.

Ancak göçmenlik reformunda partilerüstü anlaşma sağlama olasılığının da bazı sınırları var. Biden'ın en iddialı planı olan milyonlarca kaçak göçmene sekiz yıl içinde ABD vatandaşlığı hakkı tanınması önerisi, hem Barack Obama hem de George W. Bush dönemlerinde girişilen ancak Kongre'de yenilgiye uğrayan çabaları akıllara getiriyor.

İklim değişikliği

Temsilciler Meclisi ve Senato'daki Cumhuriyetçiler, birkaç istisnanın dışında, Biden'ın ve Demokrat Parti içindeki çoğunluğun iklim değişikliğiyle mücadele alanında desteklediği büyük girişimlere karşı çıkıyor. Örneğin Biden'ın başkanlık koltuğundaki ilk gününde ABD'nin Paris İklim Sözleşmesi'ne yeniden katılması için kararname imzalaması, Kongre'deki bazı Cumhuriyetçiler'in tepkisine yol açtı.

İklim ve Güvenlik Merkezi'nin başkan yardımcısı Erin Sikorsky, Cumhuriyetçi Parti'nin iklim değişikliyle mücadeleye yönelik itirazlarının, ulusal güvenlik çıkarlarıyla çatışması durumunda, her zaman arka plana atıldığını söylüyor.

Sikorsky, "Temsilciler Meclisi ve Senato'nun son dört yıl içinde her yıl Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nı kullanarak pragmatik iklim güvenliği yasaları çıkardığını gördük. Yani bu konuda Biden yönetimi Kongre içinde partilerüstü uzlaşma sağlayabilir" şeklinde konuşuyor.

Ancak Sikorsky, söz konusu yasaların ileriye yönelik, önlem amaçlı olmaktan çok genellikle tepkisel olduğuna dikkat çekiyor. Buna örnek olarak da askeri üsleri aşırı hava şartlarına karşı daha dirençli hale getirmeyi ve iklim bilimcilerin istihbarat örgütleriyle etkileşim içine girmesini sağlayacak programlara fon ayrılmasını gösteriyor.

Ticaret politikası

Ticarete ilişkin tartışmalar da son dört yılda büyük değişikliklerden geçti. Cumhuriyetçi Parti, Trump'ın başkanlığında ticaret konusundaki tutumuna yeniden şekil verdi. Trump liderliğinde ilave gümrük vergileri ve korumacılık politikası öne çıkarıldı. Ancak tam da bu yaklaşım ticareti, iki parti arasında en çok işbirliği sağlanabilecek alanlardan biri haline getirebilir.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Gary Hufbauer, "Ticaret, fiili politika açısından bakıldığında, Biden yönetiminin Trump yönetimine yakın adımlar atabileceği belki de tek alan" diyor.

Hufbauer, Biden yönetimi içinde hakim olan görüşün, "ticaretin amacı, karşılaştırmalı üstünlük ilkesine sadık kalmak ve iki yönlü alım-satımı büyütmek değil, işgücünü, çevre ve insan haklarını geliştirmek ve gerektiğinde istihdamı korumaktır’’ olduğunun altını çiziyor.

Başkan Biden, ABD Ticaret Temsilcisi olarak, Çince bilen ticaret hukuku uzmanı Katherine Tai'yi atadı. Tai, Çin hükümetinin ticaret politikalarına karşı duruş sergilemesiyle biliniyor. Tai'nin Çin'e karşı sertlik yanlısı politikalara destek vermesi, Kongre'de her iki partinin de takdirini kazanmasını sağlamıştı. Bazı göstergeler, birçok ticaret uzmanı gibi Biden yönetiminin de uluslararası ticarette güç merkezinin artık Dünya Ticaret Örgütü değil, bir dizi karşılıklı ticaret anlaşmaları olduğuna inandığını ortaya koyuyor.

Büyük Okyanus bölgesinde dev bir serbest ticaret bölgesi oluşturan Kapsamlı ve İlerici Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması (CPTPP) çerçevesinde ABD'nin nasıl bir konum alacağı ise hala yanıt bekleyen bir soru. Trump, büyük çoğunluğu Obama döneminde müzakere edilen anlaşmadan ABD’yi çıkarmış; çok sayıda Demokrat Partili, Trump'a destek vermişti.

Ancak şimdi hem İngiltere hem Çin, CPTPP'ye katılma planları yapıyor. ABD’nin iki büyük ticaret ortağının, özellikle de Çin'in anlaşmaya dahil olması, Biden ekibinin, masada Çin etkisini dengeleyici bir rol üstlenmenin uygun olup-olmadığını sorgulamasına yol açabilir.

XS
SM
MD
LG