Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye "kısıtlayıcı tedbirler" çerçevesinde yaptırım kararı alması, Avrupa'da Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin taleplerinin masada kalmasına yol açtı. "Diyalog ve pozitif ajanda ön planda olsun" diyen Almanya'nın çizgisi kazanırken, "ekonomik sektörel yaptırımı" savunan Fransa ve "silah ambargosu" gibi daha ağır yaptırımları isteyen Yunanistan'ın talepleri kabul görmedi. Şimdi gözler, bu kararın ardından, Türkiye ile tek başına sert bir tartışmaya giren Fransa başta olmak üzere, AB ülkelerinin nasıl bir yol izleyeceğine çevrildi.
Türkiye için kritik kararların alınması beklenen zirve toplantısının gece bölümünde 3 saat süren tartışmalar boyunca Doğu Akdeniz ve Türkiye'ye yaptırımlar konusu ele alındı. AB'nin 2030 yılındaki çevre hedeflerini belirleyen Yeşil Anlaşma gibi diğer önemli dosyalar nedeniyle Türkiye tartışması zaman zaman kesildi.
Akşam yemeğinde yapılan tartışmalarda, Almanya, İtalya, İspanya ve Malta, yeni yaptırımlar uygulamadan önce diyalog yolunda bir adımın daha tercih edilmesi gerektiğini savundu. Ancak, Danimarka, Avusturya, Hollanda, Lüksemburg, İrlanda gibi kuzey ülkeleri de, "Türkiye'nin diyalog elini tutmadığı gibi bu süreçte, Karabağ ve Libya'daki eylemlerini ve sözlü provokasyonlarını sürdürdüğünü" belirterek, bir an önce adım atılması gerektiğini savundular.
Sonunda, AB liderleri yaptırım ilkesini kabul etti, ancak tartışmalar burada bitmedi. Ne tür yaptırımlarla Ankara hükümeti üzerinde baskı kurulacağı üzerinde konuşmalar uzadı. Tartışmaların sonunda Türkiye'nin "Kıbrıs açıklarında sürdürdüğü illegal sondaj faaliyetlerine karşılık, daha önce 2 kişi için öngörülen bireysel yaptırım listesinin genişletilmesine" karar verildi.
"Verilebilecek en düşük ceza"
Fransız sağ eğilimli Le Figaro gazetesi, "Türkiye'ye verilebilecek en düşük ceza verildi" başlığıyla AB zirvesini analiz ederken, "Ankara’nın provokasyonları düşünüldüğünde, AB biraz daha sert vurabilirdi" yorumunu yaptı. Figaro'ya konuşan Türkiye uzmanı Marc Pierini, "Bu kadar çok hasar olduğunda bu kadar az sonuç almanız oldukça üzücü. Ancak AB'nin işleyişi böyle, tavizlerle çalışır" dedi. Pierini, AB'nin bu kararla Türkiye'ye iki mesaj gönderdiğini belirterek, "Yaptırımlar kabul edildi ama o kadar hafif ki etkisini azalttı" yorumunu yaptı.
Le Monde gazetesi ise, "Bölünen AB Türkiye'ye zayıf yaptırım kararı alabildi" başlığıyla, pek çok AB üyesinin daha iddialı yaptırım taleplerinin bazı ülkeler tarafından engellendiğini, ancak 2021 yılı Mart ayında yeni yaptırımların kararlaştırılabileceğini belirtti.
AB şimdi ne yapacak?
Şimdi aylardır Türkiye'ye uygulanması düşünülen yaptırımlar üzerinde çalışan AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, listeyi belirleyecek ve Dışişleri Bakanları toplantısının onayına sunacak. Önümüzdeki bir kaç haftada bu isimler belli olacak. Borrell'in Temmuz ayından bu yana liste belirlemek için görevlendirildiğini düşünüldüğünde, bu listenin hazır olduğunu tahmin etmek mümkün. Ancak geçtiğimiz zirvede Borrell'e ek bir görev daha verildi. Mart ayında Portekiz dönem başkanlığında yapılacak zirveye, Türkiye ile AB arasındaki ekonomik, ticari ve politik ilişkileri belirleyecek bir rapor hazırlamak.
Fransa geri adım atacak mı?
Şimdi akıllara gelen bir başka önemli soru da şu: "Türkiye ile doğrudan çatışma içine giren Fransa, bu kararın ardından nasıl bir tavır alacak?". Macron, zirvenin ardından "Bundan bir kaç ay önce yalnızdık. Şimdi oy birliği ile yaptırım kararı aldık" diyerek bunu Fransa'nın başarısı olarak sundu.
VOA Türkçe'ye konuşan Fransa Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü IRIS Başkan Yardımcısı, Türkiye uzmanı Didier Billion ise, "Yaptırım konusunda, AB kendi içinde bölündü ve Macron'un sert yaptırım çizgisi herkes tarafından kabul görmedi. Görünen o ki, Merkel'in savunduğu çizgi kabul gördü" dedi.
Fransa-Türkiye arasında yaşanan krizin başından bu yana Türkiye'nin yanı sıra Fransa hükümetinin de adımlarını eleştiren Billion, "Son zirvede, 'Türkiye düzeltsin davranışlarını yoksa, bir dahaki zirveye ağır ceza geliyor' demişlerdi. Şimdi yine aynı şeyi söylediler. Ağır bir yaptırım olmaması iyi bir haber. Herkes, sudan başını dik çıkardı. Ama şimdi top AB'de, Türkiye'ye çözüm için somut öneriler götürülmeli. Gelinen nokta Erdoğan'ın da sorumluluğunu alması için önemli bir fırsat olabilir" diye konuştu.
Billion, "Türkiye ve Fransa bundan ne ders çıkarmalı ve nasıl adım atmalı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Gelinen noktada, Türkiye'nin 'Hah! gördük AB'nin ne yapabileceğini, biz böyle devam edelim' demesi politik bir hata olur. AB kendi açısından somut bölgesel çözüm önerileri ile Türkiye'ye gitmeli. Böylece Erdoğan'a da sorumluluk yüklenir. Eğer ilerlenmek istiyorsa, her iki taraf da böyle bir yolu seçmeli. Fransa'ya gelince, Macron da aynı şekilde devam edip, Türkiye'ye karşı bağırıp çağırır, her türlü suçlamalara devam edebilir. Ancak bu tavır iki ülke arasındaki ilişkileri 1 milimetre daha ilerletemez. Şimdi somut öneriler getirmek, her zamankinden daha önemli. Taktik açıdan Fransa ve Macron için sorun şu: Erdoğan Türkiyesi hakkında o kadar ileri gitti ki, neredeyse tek başına kararlar aldı, şimdi geri adım atamıyor. Sanırım şimdi Macron AB'yi ön planda tutmayı, AB'nin gerisinde kalmayı tercih edecek. Çünkü inisiyatif alırsa, kendisine karşı konuşma riski var. İşte tam da bu nedenle sorunların çözümü için somut öneriler etrafından toplanma zamanı."
Mart zirvesindeki plan
AB liderleri, Borrell'den, Türkiye ile "ekonomik, politik ve ticari ilişkileri içeren bir rapor" hazırlamasını isterken, neyi hedefledi? Tükiye'ye yeniden yaptırım konusu gündemde mi? Silah ambargosu, ekonomik sektörel yaptırımlar ya da Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir biçime sokulması gibi talepler yeniden gündeme gelecek mi?
"Savunmamız için ABD'ye güvenemeyiz, Avrupa savunmasını kurmalıyız" diyen Avrupa Birliği (AB), Türkiye hakkında bir karar alabilmek için, 20 Ocak'ta resmen görevi devralacak olan Joe Biden hükümetini bekliyor.
AB, Yunanistan'ın talep ettiği "silah ambargosu" kararını alamıyor. Her ülkenin kendi egemenlik sınırlarında alınabilecek bir karar. Ancak Merkel'in de belirttiği gibi bu konunun tartışılacağı platform, ABD'nin yeni yönetiminin de katılacağı NATO'nun Şubat zirvesi olacak.
Ancak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in AB liderlerinin Türkiye konusunu tartıştığı gün, "Türkiye'nin NATO'nun önemli bir müttefiki ve Batı ailesinin bir parçası olduğunu unutmayın" mesajı vererek, AB liderlerine, "dengeli bir karar almaları" mesajını gönderdi.
Ekonomik yaptırımlara gelince, Fransa, Türkiye'ye "kişisel değil sektörel ekonomik yaptırımlar" uygulanmasını istiyor. Macron, Mart ayı zirvesinde bu konunun gündeme gelebileceğini, bireysel değil sektörel yaptırımın tartışılacağını söyledi.
Bütün bu adımların netleşmesi içinse, ABD'nin seçilmiş başkanı Joe Biden'ın Türkiye politikası ve Mart ayına kadar Türkiye'nin atacağı adımlar belirleyici olacak.