Türkiye’nin NAVTEX yoluyla Oruç Reis gemisinin Akdeniz’de Türk kıta sahanlığının güneybatı bölgesinde sismik araştırmalara başlayacağını duyurmasının ardından Akdeniz'de sular yeniden ısındı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği'nin Akdeniz'deki egemenlik haklarını ihlal eden tüm girişimler için yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.
Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiades’yle Elysee Sarayı'nda bir araya gelen Macron, Libya'da taraflara silah veren ülkelerin de engellenmesi için "yaptırım yolunu seçmek gerektiğini" söyledi.
Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiades, Paris'te Elysee Sarayı'nda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü. Görüşme öncesi iki cumhurbaşkanı, Elysee girişinde bir basın açıklaması yaptı.
Anastasiades'in Paris'te olmasının büyük önem taşıdığını belirten Macron, "Doğu Akdeniz'in Avrupa'nın güvenliği ve enerji politikaları açısından büyük önem taşıdığını" vurguladı.
Doğu Akdeniz'in Rusya ve Türkiye gibi güçlerin mücadelesine sahne olduğunu vurgulayan Macron, Avrupa'nın bölgede yeterince ağırlığını koymadığını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı, "Bir üye ülkenin kara sularının ihlal ya da tehdit edilmesi kabul edilemez. Akdeniz'deki güvenliğimizi başka aktörlerin ellerine bırakmak büyük bir hata olacaktır. Bu, Avrupa için bir seçenek değil ve her durumda Fransa bunun olmasına izin vermez. Türkiye'nin egemenliğini ihlal ettiği Yunanistan ve Kıbrıs'a tam dayanışma duygularımızı bir kez daha söylemek isterim. Bir üye ülkenin kara sularının ihlal edilmesi bizim tarafımızdan kabul edilemez. Fransa'nın desteğine güvenebilirsiniz. Avrupa da bunu kararlı bir tutumla dile getirmelidir" ifadelerini kullandı.
Libya'da da yaptırım yolu
Libya'da da aynı şekilde bağımsızlıkların ihlali durumunun söz konusu olduğunu belirten Macron, Libya'da "kim olursa olsun, yabancı ülkelerin silah yardımı yapmasına izin verilmemesi gerektiğini" dile getirdi.
Macron, "Irini operasyonu AB'nin bu konuda aldığı önlemlerden birisi. Ama inandırıcılık kazanması için daha da genişletilmeli. Yabancı güçlerin silah yardımı karşısında bizim yaptırım yolunu seçmemiz lazım. Bu ateşkesin sağlanması ve gerçek bir politik çözüm yoluna gidilmesi için şart. Bu konuda da Fransa bastırmaya devam edecek" diye konuştu.
MED 7 Zirvesi
Macron, Akdeniz'e kıyısı olan Fransa, İspanya, Portekiz, İtalya, Yunanistan, Malta ve Kıbrıs'tan oluşan "Med7" ülkelerinin, Ağustos sonu ya da Eylül ayı başında toplanarak bu konuyu görüşeceğini duyurdu.
Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Nikos Anastasiades de Avrupa Birliği'nde Doğu Akdeniz konusunda halen bir boşluk yaşanmasından şikayet ederek, "Ancak Cumhurbaşkanı Macron'un girişimleri, Akdeniz'in Türkiye'nin veya başka bir ülkenin kontroluna geçmemesi için bir umut ışığıdır" dedi.
Daha önce de Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İtalya Başbakanı Guiseppe Conte ile Brüksel zirvesi sırasında ortak açıklama yapan Macron, Türkiye'ye Akdeniz ve Libya'da egemenlik haklarını ihlal eden ülkelere AB'nin yaptırım uygulamaktan çekinmeyeceğini, ancak bu konuda karar almak için AB Dışilişkiler Yüksek Komiseri Josep Borrell'in raporunu bekleyeceklerini açıklamıştı.
Ankara'dan Macron'un sözlerine sert tepki
Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan Fransa Cumhurbaşkanı'nın Yunanistan Başbakanı ile yaptığı basın toplantısındaki açıklamalarına sert tepki geldi.
Sözcü Hami Aksoy, Fransa'nın Doğu Akdeniz bağlamında yaşanan gelişmeler bağlamında yaptığı her açıklamada, ''tarafsızlığını ve istikrara katkıda bulunma şansını biraz daha kaybettiğini'' savundu.
Libya krizi bağlamında da, ''Fransa’dan, BM kararları çerçevesinde uluslararası camia tarafından tanınan meşru Hükümet ile bir yıldan fazla süredir başkenti ele geçirerek meşru Hükümeti devirmeye çalışan saldırgan arasında bir ayrım yapabilmesi beklenmektedir'' ifadeleri kullanıldı.
Türkiye'ye yaptırım tehdidinin hiçbir sonucunun olmayacağının belirtildiği açıklamada, Fransa'nın Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'deki politikaları eleştirildi. ''Fransa artık kendini dev aynasında görmekten vazgeçmeli, sağduyulu ve rasyonel politikalar izlemelidir. Libya’da darbecileri, Suriye’de teröristleri, Doğu Akdeniz'de ise "buranın tek sahibi benim" anlayışıyla hareket edenleri desteklemeyi bırakmalıdır'' denildi.
