İzmir’de ekoloji mücadelesi veren kuruluşlar ve bireyler çevre sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Kültürpark’ta bir araya geldi. İzmir Düşünce Topluluğu’nun öncülüğünde düzenlenen foruma, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de katıldı. Herkese açık olan forumda ekoloji örgütlerinin temsilcilerinin yanı sıra, aktivistler, yazarlar, akademisyenler, bazı ilçe belediye başkanları, milletvekilleri ve bağımsız bireyler de görüş ve önerilerini dile getirdi.
“Bir belediye başkanının en önemli görevi kentin doğasına sahip çıkmak”
Forumun başlangıcında ekolojik krizi ve İzmir’deki çevre sorunlarını anlatan bir video gösterildi. Açılış konuşmasını yapan Soyer, ekoloji ile ekonomi arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekerek, “Ekoloji bozuldukça, biz doğadan uzaklaştıkça ekonomimiz de bozuluyor. Doğadan uzaklaştıkça felaketin boyutunu katlıyoruz. Bir felakete doğru gidiyoruz” dedi. Bir belediye başkanının en önemli görevinin kentin doğasına sahip çıkmak olduğunu vurgulayan Soyer, “İklim değişikliği dünyanın büyük problemi. İklim değişikliği ile mücadele emir komutayla, yasalarla olmuyor. Yerel yönetimlerin, vatandaşların katılımıyla oluyor. Buradan yola çıkarak İzmir’de ekoloji ve doğa duyarlılığını arttırmak için neler yapabileceğimizi konuşacağız. Umarım, bu forum ilk adım olur, devamı gelir ve buradan somut kararlar çıkar” diye konuştu. Belediye bünyesinde İklim Değişikliği Daire Başkanlığı kurulduğunu hatırlatan Soyer, “Bu toplantıdan çıkacak önerilerin hepsi büyükşehir belediyesine iletilecek Bu forumda gündeme gelecek önerileri hayata geçirmek için elimizden geleni yapacağız” dedi.
İzmir’in çevre sorunları
Daha sonra İzmir’deki İklim Grevi’ni düzenleyen “Fridays For Future” grubundan Elif Deniz Çelikcan ve Deniz Küçükler iklim acil durumu ilan edilmesi çağrısında bulundu. “İklim adaleti, hemen şimdi” talebini dile getiren gençler, iklim aktivizminin işe yaramadığı görüşünün yanlış olduğunu belirtti ve iklim grevine devam edeceklerini vurguladı.
Konuşmaların dörder dakikayla sınırlandığı forumda, İzmir’in farklı ilçelerinden gelen ve çevre sorununun farklı boyutlarıyla mücadele eden konuşmacılar somut taleplerini de dile getirdi. Tartışılan konular arasında Karaburun’daki Rüzgar Enerji Santralleri, balık çiftlikleri, taş ocakları, İzmir’in içme suyunun yüzde 40’ını karşılayan Efemçukuru’ndaki altın madeninin bölgedeki baraja olumsuz etkileri, ağır sanayi bölgesi olan Aliağa’daki işletmelerin çevreye verdiği zarar, İzmir Körfezi’nin kirliliği, Gediz ve Küçük Menderes’in kirlenmesi, İzmir’in katı atık sorunu ön plana çıktı.
Forumda dile getirilen öneriler
Forumda dile getirilen bazı öneriler şunlardı:
“Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gereksizdir” yönündeki kararların iptali için yürütülen hukuki mücadele sonunda alınan mahkeme kararları uygulanmıyor. Yargı maliyetlerinin yüksekliği caydırıcı oluyor. Bu nedenle dayanışmayı ve koordinasyonu artırmak gerekiyor.
İzmir, bir örnek oluştursun ve iklim acil durumu ilan etsin. Temiz enerji sistemlerine geçmek için somut adımlar atsın.
Aliağa ve Foça’daki sanayi tesislerinin verdiği zararlar kritik eşiği aştı. Bu sorunları araştırmak için bir komisyon kurulması önerisinin Belediye Meclisi’nde kabul edilmesi önemli. Ancak yeni kirletici tesislere izin verilmemeli. Var olanlar ise rehabilite edilmeli.
Efemçukuru’ndaki altın madeni kapatılsın.
Karabağlar’da boşaltılan askeri arazi ranta kurban gitmesin. Yeşil alan olma özelliğini sürdürsün.
Çevre sorunlarıyla ilgili bir bilgi bankası oluşturulsun.
Kaz Dağları için İzmir’den başlayan bir yürüyüş organize edilsin.
Şehrin peyzaj tasarımında çok su isteyen çimden vazgeçilsin.
Belediyeye ait panolar, çevre sorunları konusunda bilgiyi yaymak için kullanılsın.
Hobi bahçeleri tarım alanlarına zarar veriyor. Bunlara izin verilmesin. Tarım hobi değildir.
Forumda dile getirilen görüş ve öneriler kısa bir süre içinde rapor haline getirilecek. Forumu düzenleyen İzmir Düşünce Topluluğu yetkilileri farklı çevreci örgüt, platform ve aktivistler arasında bir iletişim ağı kurulmasının hedeflendiğini söylediler.