Türkiye’de Corona virüsü salgını nedeniyle ölenlerin sayısı son üç gündür 60’ın üzerine çıkmış durumda. 1800’e yaklaşan yeni vaka sayısı da sürekli artış eğiliminde. Sayılar, Türkiye’nin, sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulandığı Mayıs ayı başına döndüğünü gösteriyor.
Corona salgınına karşı en riskli görevi üstelenen sağlık çalışanlarındaki kayıplar da devam ediyor. 12 Eylül’de yalnızca bir gün içinde dört sağlık çalışanın ölmesi üzerine Türk Tabipleri Birliği, il tabip odalarına çağrıda bulunarak salgında ölen sağlık çalışanları için bugün hastanelerde saygı duruşunda bulunulmasını istedi. Bu çağrıya Türkiye’nin birçok kentindeki özel hastanelerden aile sağlık merkezine kadar çok sayıda sağlık kurumu karşılık verdi. Kimisi kurdele takan kimisi takmayan sağlık çalışanları yaşamlarını kaybeden meslektaşlarının anısına saygı duruşunda bulundular.
Your browser doesn’t support HTML5
TTB 2. Başkanı: ‘‘Hekimler ve tüm sağlıkçıların üzerindeki yük de tükenmişlik duygusu da artıyor’’
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali Çerkezoğlu, birliğin Corona pandemisinin etkisini gösterdiği ilk günden itibaren toplumu korumanın yolunun öncelikle sağlık çalışanlarının sağlığını korumaktan geçtiğini söylediklerini ancak bu uyarılarının dikkate alınmadığını ifade etti.
Çerkezoğlu, ‘‘Aslında şu oluyor. Salgın yedinci ayında ve neredeyse ilk döneminden daha kötü bir tabloyla karşı karşıyayız ve bu iş yükünü büyük ölçüde biz hekimler ve tüm sağlıkçılar taşıyoruz. Çok ağır bir baskı altında yaşıyoruz. Hekimler ve sağlık çalışanları bu uzamış yükün arttığını ve sürecin iyi yönetilmediği görüyor. Omuzlarındaki yükün daha da artacağını fark etmek tükenmişlik duygusunu maalesef arttırıyor ya da güçlendiriyor. Birçok meslektaşımız ardı ardına vefat etti. Ona dair de bir öfke var. Biz de salgın boyunca yitirdiğimiz sağlıkçıların anısına saygı göstermek ve bunun beraberinde sahada COVID-19’a karşı canla başla mücadele eden yüzbinlerce hekim ve sağlık çalışanının bu büyük çabasına dikkat çekmek için bu eylemi gerçekleştirdik. Aslında biz salgının en başında uyarılarımızı yapmıştık. Sağlık çalışanlarının sınırsız bir enerjisi yok. Evet kuşkusuz büyük bir emek verildi, veriliyor ama sınırsız olamaz. O günlerdeki ana mottomuz da şuydu; salgında hekim ve sağlık çalışanlarını koruyamazsanız toplumu hiç koruyamazsınız. Görüyoruz ki özel bir çaba mevcut değil, hiç de olmadı’’ dedi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı, emeklilik yaşı gelmesine rağmen düşük emekli maaşı nedeniyle hekimlik görevine devam eden birçok doktorun son dönemde emeklilik kararı aldığını bununla ilgili hazırlanmakta olan bir raporu da gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.
İlgili Haberler "Dünyada Her 7 Sağlık Çalışanından Biri Virüse Yakalandı"Bahçeli: ‘‘Türk Tabipleri Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalı’’
Türk Tabipleri Birliği’nin dün açıkladığı eylem, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tepkisini çekti. Bahçeli, ‘asılsız şaibeleri körüklediği’ iddiasında bulunduğu TTB’ye artık tahammül gösterilmemesini ve bu kurumun kapatılmasını istedi.
MHP lideri, ‘‘Türk Tabipleri Birliği isimli ihanet oluşumu sözde artan vakalara, hayatını kaybeden insanlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza dikkat çekmek maksadıyla tüm sağlık kurumlarında siyah kurdele takacakmış! Bu teşebbüs zehirli ve zillet bir komplodur. Siyah kurdele takınca ne olacak? KOVİD-19 hastalığından tedavi gören insanlarımıza ne diyecekler? Bu kapsamda vefat eden kardeşlerimizin ailelerine ne anlatacaklar? Birlikten ziyade illete dönen tabipliğin yüz karaları nereye ulaşmayı hedefliyorlar? Türk Tabipleri Birliği Korona kadar tehlikelidir, tehdit saçmaktadır. Üstelik, hükümete yönelik ‘Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz’ eylemi haince bir tertiptir. Sadece adında Türk bulunan Tabipleri Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır’’ dedi.
TTB: ‘‘Bu topraklarda binlerce yıldır iyi hekimlik yaptık, yapıyoruz ve yapacağız’’
Bahçeli’nin bu açıklaması üzerine sosyal medya platformlarında #İyikiTTBvar etiketiyle yaklaşık 100 bin hekimin üye olduğu örgüte sahip çıkıldı.
Türk Tabipleri Birliği de “İyi ki TTB var ama daha da önemlisi; iyi ki bu ülkede iyi hekimlik değerlerinin, halkın sağlık hakkının ve mesleki etik dayanışmanın önemini bilen milyonlar var. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates’ten, Bergamalı Galenos’tan bu yana bu topraklardayız. Bu topraklarda binlerce yıldır iyi hekimlik yaptık, yapıyoruz ve yapacağız’’ değerlendirmesinde bulundu.
İlgili Haberler Türk Tabipleri Birliği’ne ABD’deki Meslektaşlarından DestekÇerkezoğlu: ‘‘Polemiğe girmek istemiyoruz, biz parti değiliz’’
VOA Türkçe’nin konuştuğu Ali Çerkezoğlu da kurum olarak böyle bir polemiğin içine girmek istemediklerini kendilerinin Türk sağlık sisteminin daha iyi işlemesi için katkıda bulunmaya çalıştıklarını dile getirdi.
TTB 2. Başkanı, ‘‘MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamaları hakkında polemiğe girmek istemiyoruz. Bu konuda Merkez Konsey olarak bir ilke kararı aldık. Çünkü biz meslek örgütüyüz, bir parti değiliz. İçinden geçtiğimiz ortam demokratik tartışmalara uygun değil. Korktuğumuz yok ama bir prensip kararımız var. Ancak binlerce sağlık kurumunda onbinlerce sağlık çalışanı gereken tepkiyi bugün vermiş oldu’’ diye konuştu.
‘‘Vaka sayıları artıyor, kaygı verici bir dönemdeyiz’’
Polemiğin değil hakikatin konuşulması gerektiğini vurgulayan Çerkezoğlu yaklaşan soğuk havalar öncesinde Corona vakalarının yeniden hızlı biçimde yükseliyor olmasının kaygı verici olduğunun altını çizdi.
TTB 2. Başkanı, “21 Eylül’de okulların birinci sınıfları ve sekizinci sınıfları yüz yüze eğitime başlayacak gibi görünüyor. Havalar soğuyacak insanlar açık mekanlardan kapalı mekanlara girecek. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı vakası 1700’lerin üzerine çıkmış vaziyette. Kimileri bunun daha yüksek olduğunu söylüyor. 1700 değil de 2700 de olabilir. Ama öyle değil de 1700 olsa da bu bile başlı başına yeterince kaygı verici bir sayı. Öbür tartışmaya dair kesin bir şey söylemek mümkün değil. Hekim arkadaşlarımızın gözlemi vaka sayısının daha yüksek olduğu yönünde. Ama kesin bir şey diyemeyiz çünkü resmi rakamı gören tek merci Sağlık Bakanlığı. Bakın sıradan bir hastalıktan bahsetmiyoruz. Karşımızdaki hastalık, bir kişinin kaç kişiye bulaştırdığının bilinmediği bir salgın hastalık. Gerçekten kaygı verici bir dönemdeyiz’’ diye konuştu.
İlgili Haberler Sağlık Çalışanlarından ‘Tükeniyoruz’ Eylemi“Kamu yönetimi bu sınavdan geçememiştir”
İzmir Tabip Odası da Türk Tabipleri Birliği’nin 14-18 Eylül tarihleri arasında düzenlediği “Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz” etkinliği kapsamında bir basın toplantısı düzenledi. Basın metnini okuyan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Kaynak şunları söyledi: “Şu anda ülkemizde altıncı ayını doldurmakta olan pandemi, başlangıcından beri en ağır dönemine girmiş ve giderek daha ağır bir tahribatla seyretmekte ve yayılmaktadır. Bu anlamda, ülkemizin kamu yönetimi altıncı ay itibarı ile pandemi mücadelesini terketmiş görünümü ile ağır bir başarısızlık göstermiş ve bu sınavdan geçememiştir. Kurulmuş bilimsel kurullar hem eksik oluşturulmuş hem de etkisiz ve göstermelik kalmıştır. Sağlık alanındaki birikimli pek çok sivil toplum yapılanması ve kurum, pandemi kurullarının dışında tutulmuştur. Dikkate alınmamıştır. Bilim kurullarının bilimsel düşünceleri, siyasi kararların gölgesinde dikkate alınmadan kaybolmuştur.”
Süleyman Kaynak talepleri sıralarken başta TTB ve Tabip Odaları olmak üzere tüm sağlık çalışanları örgütlerinin katılımıyla “Covid-19 işbirliği ve ortak çalışma meclisi” oluşturulmasını ve hıfzıssıhha kurullarının usulüne uygun kapsam ve çalışma prensipleriyle aktive edilmelerini istedi. Meclisin derhal özel gündemle toplanarak “salgın yasası” düzenlemesi yapmasını ve eldeki verilerin kamuoyu ile paylaşılmasını talep etti. Sağlık çalışanları için Covid-19’un meslek hastalığı olarak tanınmasını talep etti. Çalışma sürelerinin altı saate indirilmesi, yeterli kişisel koruyucu ekipman sağlanması taleplerini dile getirdi.
“Veriler uyuşmuyor”
İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı da Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerle kendilerine ulaşan verilerin birbiriyle uyuşmadığını belirtti: “İzmir’de ulaşabildiğimiz sayılar var. Günlük 450-550 Covid pozitif çıkan sonuçlar var. Oysa akşam 1500-1600 gibi vakalar açıklanıyor. Bunun yaklaşık yüzde 25-30’unun İzmir’den gitmesi olabilir mi? İzmir, adı ilk beşte, ilk onda sayılmayan bir il. İlk onda olmayan bir ilin yüzde 25’i sağlayabilmesini mümkün görüyorsanız, bu sayılar uyumlu diyebilirsiniz”.
Basın toplantısına katılan TTB Merkez Konsey Üyesi Mübeccel İlhan ise Devlet Bahçeli’nin açıklamalarıyla ilgili soruya, “Toplum olarak hepimiz nefesimizi toplum sağlığını korumak üzere tüketelim. Bugün yapılacak tek şey budur” cevabını verdi.