Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın doğusunda Moskova’nın desteklediği ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını kabul etti. Bu hamlenin Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceği kaygısıyla Batı ile arasında tırmanan gerilimi daha da arttırması bekleniyor.
Çatışmalar 2014’te başladı
Ukrayna’nın Moskova yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, 2014 yılının Şubat ayında kitle protestolarıyla devrilince, Rusya Ukrayna’nın Karadeniz kıyısındaki Kırım Yarımadası’nı ilhak etti. Daha sonra Rusya Ukrayna’nın doğusunda ağırlıklı olarak Rusça konuşulan Donbas bölgesindeki ayrılıkçı harekete destek verdi.
2014 yılının Nisan ayında Rusya tarafından desteklenen isyancılar Donetsk ve Luhansk bölgelerinde hükümet binalarının kontrolunu ele geçirdi ve bu bölgelerde birer ‘‘halk cumhuriyeti’’ kurulduğunu ilan ederek Ukrayna birlikleri ve gönüllü taburlarla savaştı.
Aynı yılın Mayıs ayında ayrılıkçı bölgelerde bağımsızlık ilan etmek ve Rusya’nın parçası olmak için halk oylaması yapıldı. Moskova kararı kabul etmedi ve bölgeleri Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını önlemek için kullandı.
Ukrayna ve Batı, Rusya’yı isyancılara asker ve silah desteği sağlamakla suçladı. Moskova ise bunu reddederek burada savaşan Ruslar’ın gönüllülerden oluştuğunu söyledi.
Tankların, ağır topçu atışının ve savaş uçaklarının kullanıldığı sert çatışmalar sırasında 17 Temmuz 2014’te Malezya Havayolları’na ait bir yolcu uçağı vurularak düştü, uçaktaki 298 kişi hayatını kaybetti. Uluslararası soruşturma, uçağın Ukrayna’da isyancılar tarafından kontrol edilen topraklardan isyancılara Rusya tarafından sağlanan bir füzenin isabet etmesi ile düşürüldüğü sonucuna vardı. Moskova hala bu olaya karıştığı iddialarını reddediyor.
Müzakereler ve Minsk anlaşmaları
Ukrayna birliklerinin 2014 yılının Ağustos ayındaki ağır yenilgisinin ardından Kiev’den temsilciler, isyancılar ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Belarus’un başkenti Minsk’te bir ateşkes imzaladı.
Belgede AGİT gözetiminde bir ateşkes sağlanması, yabancı savaşçıların hepsinin geri çekilmesi, tutukluların takas edilmesi, isyancılar için af çıkartılması ve ayrılıkçı bölgelere sınırlı özerklik verilmesi öngörülüyordu.
Ancak anlaşma hızla ihlal edildi ve geniş çaplı çatışmalar yeniden başladı. Bunun sonucunda 2015 yılının Ocak ve Şubat aylarında Ukrayna birlikleri Debaltseve’de bir kez daha büyük bir bozguna uğradı.
İlgili Haberler ABD Yönetiminden Putin’in Kararına TepkiFransa ve Almanya, Minsk’te 2015’in Şubat ayında Ukrayna, ayrılıkçılar ve Rusya temsilcilerinin katılımıyla yeni bir ateşkes anlaşmasına arabuluculuk etti. Anlaşma yeni bir ateşkesi, ağır silahların çekilmesini ve siyasi çözüm için harekete geçilmesini kapsıyordu. Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya liderleri anlaşmayı desteklediklerine dair bir açıklamaya da imza attılar.
2015 anlaşmasıyla gelen özel statü
2015 barış anlaşması Ukrayna’yı ayrılıkçı bölgelere özel statü vermek zorunda bıraktı, bölgelerin kendi polis birliklerini oluşturmasına ve yerel savcılarla hakimlerin atanmasında söz sahibi olmasına izin verdi.
Ayrıca, Ukrayna'nın isyancı bölgelerde Rusya ile olan yaklaşık 200 kilometrelik sınır üzerindeki kontrolunu ancak bu bölgeler özerk olduktan ve AGİT gözetiminde yerel seçimler yaptıktan sonra yeniden sağlayabileceği öngörüldü. Yerel seçimlerin sonucunda Moskova yanlısı isyancıların iktidarı koruyacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu.
Birçok Ukraynalı bunu ulusal çıkarlara ihanet olarak değerlendirdi ve uygulama askıya alındı. Minsk belgesi tam kapsamlı çatışmayı sonlandırmaya yardım etti ancak gerilim sürdü ve çatışmalar patlak vermeyi sürdürdü.
İlgili Haberler Ankara: ''Rusya'nın Kararı Kabul Edilemez''Minsk anlaşması askıya alınınca, Moskova’nın ayrılıkçı bölgeleri Ukrayna politikasına doğrudan etki etmek için kullanma umudu suya düştü ancak ‘donmuş ihtilaf’ Kiev’in kaynaklarını tüketti ve Ukrayna’nın anayasasında yer alan NATO’ya katılma hedefini engelledi.
Moskova ise bölgelerin yaklaşık 3 milyon 600 bin kişilik nüfusunun neredeyse beşte birine denk gelen 720 binden fazla kişiye Rus pasaportu çıkarttı. Ayrılıkçı bölgelere destek için ekonomik ve mali destek sağladı; ancak bu destek savaşın verdiği zararı telafi etmeye ve ekonomiyi canlandırmaya yetmedi. Çatışmadan önce Donbas bölgesi Ukrayna’nın gayrisafi milli hasılasının yüzde 16’sını oluşturuyordu.
Barış anlaşmasını canlandırma çabaları
Ukrayna çevresinde Rus askerlerinin konuşlandırılması ile yükselen gerilimi azaltma çabasıyla Fransa ve Almanya 2015 tarihli anlaşmaya uyulması için yeni bir girişim başlattı.
Anlaşmanın uygulanması için Berlin ve Paris’ten gelen çağrılar karşısında Ukraynalı yetkililer eleştirilerini arttırdı ve anlaşmanın ülkenin sonu olabileceği uyarısında bulundu. Rusya, Ukrayna, Fransa ve Almanya’nın temsilcileri arasında Paris ve Berlin’de iki tur halinde yapılan görüşmelerde ilerleme sağlanamadı.
Rusya Parlamentosu’nun alt kanadı Duma, geçen hafta Putin’e Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgelerini tanıma çağrısı yaptı.
Putin ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıdı
Putin’in ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanımasının Minsk anlaşmasına gölge düşüreceği ve batıyla arasındaki gerilimi arttıracağı sanılıyor. Putin’in ayrılıkçı bölgelerle dostluk anlaşmaları imzalanacağını belirtmesi Rusya’nın bu bölgelere açıkça asker ve silah desteği yapabileceği anlamına geliyor.
Putin’in hamlesi Donetsk ve Luhansk’ta temas hattında günlerdir devam eden topçu atışının ardından geldi. Ukrayna ve Batı, Moskova’yı işgal için bahane üretmek amacıyla gerilimi arttırmakla suçluyordu. Rusya ise Ukrayna’nın isyancıların elindeki toprakları güç kullanarak geri almaya çalıştığını öne sürüyordu. Kiev bu iddiayı kesin bir dille reddediyor.
İlgili Haberler Rusya Ukrayna’nın Ayrılıkçı Bölgelerini Tanıdı18 Şubat’ta ayrılıkçı liderler yayınladıkları bir video ile Ukrayna’nın saldırgan eylemleri karşısında sivillerin bölgeden tahliye edilmeye başlandığını açıkladı. Ancak video içindeki dijital veri, görüntünün bölgede durumun görece sakin olduğu iki gün önce kaydedildiğini ortaya koydu ve bölgeleri Ukrayna’dan kopartmak için yapılan kasıtlı bir plan olduğu izlenimine yol açtı.
İsyancıların liderleri Pazartesi günü yayınladıkları yeni videolarda ise Putin’e bölgelerin bağımsızlığını tanıma çağrısı yaptı. Rus lider çağrının ardından Güvenlik Konseyi’ni topladı ve televizyonda canlı yayınlanan bir törenle bölgelerin bağımsızlığını tanıma kararını imzaladı.