TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebiyle üç ay süreyle 10 ilde olağanüstü hal (OHAL) uygulanmasını içeren Cumhurbaşkanlığı Kararı AKP-MHP’nin oy çokluğuyla kabul edildi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, yönettiği oturumda öncelikle AKP Adıyaman Milletvekili Yakup Taş ve ailesini de anımsatarak, tüm Türkiye’nin tarifsiz bir acı yaşadığını ifade etti. Daha sonra oturum deprem nedeniyle ölenler anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla açıldı. Şentop, milletvekillerinden arzu edenleri hayatı kaybedenler için birer Fatiha duası okuma çağrısı da yaptı. Görüşmeler sırasında Şentop, AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın kardeşi ve ablasını kaybettiğini hatırlatarak, başsağlığı diledi.
Bunun ardından Meclis Genel Kurulu’nda Türkiye’nin deprem nedeniyle kayıplar yaşayan 10 kentte OHAL uygulanmasıyla ilgili Erdoğan imzalı Cumhurbaşkanlığı kararı okundu. Böylece “Anayasa’nın 119’uncu maddesi ile 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre; Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde 8 Şubat 2023 Çarşamba günü saat 01.00’dan itibaren üç ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmesine ilişkin 8 Şubat tarihli ve 6785 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” görüşmelerine geçildi.
İlk sözü Cumhurbaşkanlığı adına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay aldı ve Anadolu coğrafyasında 1668 yılındaki ve 1930’daki Erzincan depremlerinden sonra üçüncü büyük depremin yaşandığını ifade etti.
“Depremler ülkemizin en önemli aktif fay ‘zone’larından biri olan Doğu Anadolu fay ‘zone’unun iki ayrı kolu üzerinde meydana gelmiştir. Bu depremler sonucunda yer kabuğu yaklaşık 400 kilometrelik bir hat boyunca kırılmış ve 3-4 metre yer değiştirmiştir. Bu etki, sahada demir yolu rayları, kara yolu ve benzeri birçok yapıda belirgin şekilde gözlemlenmektedir” diyen Oktay şunları kaydetti:
“Ne yazık ki üzülerek ifade ettiğimiz can kayıpları boyutunda baktığımızda, şu ana kadar kimliğini belirlediğimiz 14 bin 351 can kaybı mevcut. Yaralı olarak enkazlardan çıkarılanlar da buna dahil 63 bin 794 vatandaşımız kurtarılmıştır. Yıkılan bina sayısı 6444’tür, il bazında detaylarına girmiyorum eğer yine sorular olursa detaylarına girebilirim. Burada, arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde, sahada, şu an itibarıyla 24 bin 727 arama kurtarma personeli fiilen müdahale çalışmalarına, enkaz kurtarma çalışmalarına devam etmektedir. Yine bunların içerisinde 5 bin 125 kişi yurtdışından gelen Türkiye’de afetle mücadele çerçevesinde yardım teklifinde bulunan ülkelerden katılan arama kurtarma ekipleridir. Toplamda sahaya baktığımızda arama kurtarma ekiplerinin dışında yine çok sayıda gönüllülerimiz, yerel yönetimlerimiz, sağlık personelimiz, güvenlik personelimiz, yine emniyet güçlerimiz, Silahlı Kuvvetler personelimiz de sahada bizzat faaliyet göstermektedir. An itibarıyla baktığımızda 113 bin 318 kişi fiilen afet bölgesinde çalışmalarını sürdürmektedir, görevlendirilmiştir. Toplam itibarıyla şu an sahada 10 bin 363 iş makinesi görev yapmaktadır.”
İlgili Haberler Olağanüstü Hal İlanı Ne Anlama Geliyor?Oktay sözlerini şöyle sürdürdü: “Hava araçları bizim için önemliydi. Şu an itibarıyla hava araçlarına baktığımızda, 81 uçak ve 79 helikopterle fiilen, havayı çok yoğun şekilde değerlendiriyoruz. Sadece uçakların sorti sayısı 1122, helikopterler gece ve gündüz faaliyet içerisinde zaten ve yine, İskenderun Körfezi dahil o bölgede tahliye de buna dahil, iş makinelerinin sevki de dahil, yine orada bulunan yangının söndürülmesi de dahil birçok alanda, 22 adet de gemiyi fiilen kullanıyoruz. Yine, beslenme faaliyetlerini ilk andan itibaren devreye sokmaya çalıştık ama özellikle dünden itibaren de girmediğimiz ve bugün itibarıyla yine girmediğimiz il ve ilçe kalmamıştır, şu anda köylere yoğun şekilde müdahaleye çalışıyoruz. Yine, yol şartlarından, tipiden kaynaklı ulaşılamayan yerler olursa helikopterleri de özellikle bunun için yoğun olarak kullanmaya başladık yine havadan da battaniyenin özellikle ulaştırılmasıyla alakalı, 1,5 milyondan fazla battaniye afet bölgesine ulaştırılmış durumda. Çadır, yine bunlar önemli afetlerde; 100 bini aşkın çadır bölgelere ulaştırılmış durumda.”
Oktay OHAL yetkisiyle kriz yönetimi olabileceğini savundu
“Olağanüstü durumlar olağanüstü tedbirlerin alınmasını gerektirir. Olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın, hastalık ve kamu düzenini tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan OHAL uygulamasında amaç yaraların en hızlı şekilde sarılmasıdır” diyen Oktay, demokratik hukuk devletlerinde olağanüstü durumlar için olağanüstü yönetim uygulanabildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Acil ve hayati ihtiyaç malzemelerinin karşılanması, afet bölgesinde yıkılma riski olan binaların bulunduğu alanlara girişin sınırlandırılması, tehlike arz eden binaların yıkılması, zaruri ihtiyaçların dağıtımının düzenlenmesi gibi zorunlu işler olağanüstü hal yönetimiyle kolaylıkla ve hızlıca sağlanabilecektir. Mülki idare amirleri tedavi, kurtarma, yedirme giydirme ve barındırma gibi işlerde bu gibi işlerin gerektirdiği acil satın almaları ve kiralamayı doğrudan yapabileceklerdir. Konaklama tesislerinin olağanüstü hal gereklerine göre kullanılabilmesi OHAL kapsamında mümkün olabilecektir. Krizin boyutları, afetin boyutları göz önünde bulundurularak depremin yıkıcı etkisi, ağır kış şartları ve doğrudan etkilenen il sayısı ve nüfusa göre üç aylık süre belirlenmiştir. Tek hedef, afet yönetimi sürecinde, en çabuk ve en etkili şekilde, her anlamda, insanımızın, afetzedemizin yardımına koşabilmektir. Yaraları en hızlı şekilde sarmak ve şehirlerimizi yeniden ihya etmek için olağanüstü hal durumunun hayati bir karar olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Sonrasında siyasi parti grupları adına sırayla konuşmalara geçildi.
AKP:" Temel hak ve hürriyetler sınırlandırılmayacak"
AKP adına Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, CHP, İyi Parti ve HDP’nin OHAL’in Erdoğan imzasıyla özgürlükleri kısıtlayıcı kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarmak için kullanılacağı görüşünü reddetti.
Tunç, “OHAL kararı vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini sınırlandırmak için alınmamıştır. OHAL kararı vatandaşlarımızın, depremden etkilenen vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini bir an önce kullanabilmeleri için alınmaktadır. OHAL süresince çıkarılacak olan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri TBMM’de üç ay içerisinde görüşülecektir. Bu, 2017 Anayasa değişikliğiyle yeni getirilen bir hükümdür Anayasa’mıza ve üç ay içerisinde görüşülmeyen OHAL’e ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yürürlükten kalkacaktır. Dolayısıyla böyle bir anayasal güvence varken bu yöndeki eleştirileri de kabul etmemiz mümkün değildir” dedi.
İlgili Haberler Muhalefet Erdoğan'ın Sözlerine TepkiliMuhalefet cephesindeki “askeri güçler ilk 24 saatte devreye alınmadı” yönündeki eleştirilere karşı Tunç, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, kara unsurlarındaki binlerce personelinin yanı sıra Deniz Kuvvetlerimiz'in 10 gemisi, Hava Kuvvetlerimiz'in 54 yüksek kapasiteli kargo uçağı dahil tüm imkanlarıyla arama kurtarma, tahliye ve yardım malzemelerinin nakli çalışmalarında yer almaktadır. Emniyet teşkilatımız tüm unsurlarıyla sahadadır; Jandarmamız 32 bin uzman personelinin yanısıra 34 helikopteriyle; Sahil Güvenlik Komutanlığımız gemi ve botlarıyla afet bölgesinin her yerinde görev yapmaktadır. Güvenlik korucularımız da bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadırlar. Toplamda 22 gemi, 81 uçak ve 79 helikopter bölgede faaliyetlerini sürdürmektedir. Depremin geniş bir alana yayılan etkilerinin daha hızlı ve detaylı tespiti için insansız hava araçlarımız da devreye alınmıştır” yantını verdi.
Tunç, CHP adına Bülent Tezcan ve Muharrem Erkek’in belediyelerce yapılacak yardım çalışmalarına engellemeler bulunulduğu yönündeki tepkisine karşı ise “Engelleniyoruz sözlerini kabul edemeyiz, hiçbir engel bulunmamaktadır. AFAD’ın koordinasyonunda bütün belediyelerimiz -parti ayrımı gözetmeksizin- tüm araç ve gereçlerini AFAD’a tahsis etmişler ve ihtiyaç halinde, ihtiyaç olan noktalarda görevlendirilmektedir. ‘Engelleniyoruz’ sözlerine aziz milletimiz itibar etmemektedir” dedi
MHP: "OHAL milli güvenliğimizi teminat altına alacak"
MHP adına Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, milli güvenlik zaafiyeti oluşmaması için OHAL’e ihtiyaç olduğunu savunarak, “Olağanüstü halin bölgesel olarak gerekliliği tartışılmaz bir şekilde karşımızdayken vatandaşımızın can, mal emniyetiyle milli güvenliğimizi temin ve garanti altına almaya matuf olan bu kritik karara karşı çıkmak doğru bir tavır olarak görülemez” sözleriyle muhalefeti eleştirdi.
Bülbül, “Yaşanan felaketlerde devletimizin bu yıkımın altında kalacağını bekleyenler, el ovuşturanlar, sosyal mecralarda yalan haber yapıp dezenformasyon yapanlar devlet bu yıkımın altında kalırsa üstte kimin veya kimlerin kalmasını beklemektedirler? Biliyor ve inanıyoruz ki ameller ancak niyetlere göredir, herkesin niyeti neyse eline geçecek de odur. Kimin mücadelesinin Allah'ın rızası ve milletin selameti için olduğunu en iyi bilen de Cenab-ı Allah’tır. Bizler aziz milletimizin yaralarını sarmanın, yaşadığımız toplumsal travmayı hep birlikte atlatmanın insani, vicdani, tarihi, milli bir görev olduğuna inanmaktayız. Bu hususta yapılan ve yapılacak olan her türlü çalışmaya koşulsuz olarak destek vermeye devam edeceğimizi bir defa daha tekrar ediyoruz” ifadelerini kullandı.