Moldova'nın Batı yanlısı Cumhurbaşkanı Maia Sandu, Pazar günü yapılan ve kıyasıya mücadeleye sahne olan ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerinden gelip çıktı. Sandu, geleneksel olarak Rusya yanlısı Sosyalist Parti tarafından desteklenen rakibi Alexandr Stoianoglo'yu yenerek zafer kazandı.
Merkez Seçim Komisyonu, Rusya tarafından reddedilen sürekli müdahale iddialarıyla gölgelenen bir seçim ve kampanyanın sonunda, oyların yüzde 98'inin sayılmasıyla Sandu'nun yüzde 54,35 ile Stoianoglo'nun önünde olduğunu bildirdi.
Destekçileri, ülkenin Moskova'nın yörüngesinden çıkma ve Avrupa Birliği'ne katılma çabalarını hızlandıran 52 yaşındaki eski Dünya Bankası danışmanı Sandu'nun zaferini, kararlı bir şekilde izlediği Batı yanlısı çizginin onayı olarak görülüyor.
Ancak Stoianoglo'nun ülkenin geniş kesimlerine hakim olması, Sandu'nun partisinin önümüzdeki yaz yapılacak ve hükümetin yapısını belirleyecek kilit parlamento seçimlerinde zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Stoianoglo seçim kampanyasında AB entegrasyonunu desteklediğini ama aynı zamanda ulusal çıkarlar için Rusya ile ilişkileri geliştirmek istediğini söyledi. Sandu ise rakibini Kremlin'in çıkarları için çalışan bir “Truva atı” olarak tanımladı.
İlgili Haberler Moldova'da “Avrupa Birliği’ne katılım” referandumunda kıl payı “evet” çıktı1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana Rusya yanlısı ve Batı yanlısı çizgiler arasında gidip gelen yoksul bir tarım ülkesi olan Moldova'nın geleceği, Rusya'nın 2022'de komşu Ukrayna'yı işgal etmeye başlamasından bu yana gündemde.
Üyelik isteyen bir diğer eski Sovyet ülkesi Gürcistan'ın, Batı'da giderek daha fazla Rusya yanlısı olarak görülen bir iktidar partisini yeniden seçmesinden bir hafta sonra yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi, Avrupa Birliği tarafından yakından izlendi.
“Moldova, zafer senin! Onurlu bir gelecek için yaptığımız seçimde kimse kaybetmedi,” diyen Sandu, uzlaşmacı bir zafer konuşması yaparak kendisine karşı oy kullananların endişelerini gidermek zorunda olduğunu söyledi.
Sandu, “Hem beni destekleyenlerin hem de Stoianoglo'ya oy verenlerin sesini duydum. Hepinizin başkanı olacağıma söz veriyorum” dedi.
Moldova, 2010 yılında yurtdışında yaşayan vatandaşlarının da oy kullanmasına izin vermişti. Dünkü seçimlerde yurtdışında yaşayan rekor sayıda Moldova vatandaşı oy kullandı.
Moldova sınırları içindeki sonuçlar Sandu'nun yüzde 51,2'lik oy oranına karşılık yüzde 48,8 farkla seçimi Stoianoglo'ya karşı kaybettiğini gösterdi. Buna karşın Sandu, halen sayılmakta olan diaspora oylarının yüzde 80'inden fazlasını kazanma yolunda görünüyordu.
Moldova üzerine çalışan Ukraynalı siyaset uzmanı Ruslan Rokhov, “Diasporada katılımın artması meyvesini verdi. Güç dengesini değiştirdi” dedi.
Rusya seçimlere müdahale etmekle suçlandı
Sandu'nun ulusal güvenlik danışmanı Stanislav Secrieru Pazar günü Rusya'yı seçimlere büyük ölçüde müdahale etmekle suçladı.
Bu suçlama, Rusya'da yaşayan ve suç işlediğini reddeden kaçak oligark Ilan Shor'a da yöneltilen bir dizi suçlamanın sonuncusuydu.
Secrieru, Pazar günü sosyal medya platformu X'te, “Rusya'nın seçim sürecimize büyük bir müdahalesi olduğunu görüyoruz, sonucu çarpıtma potansiyeli yüksek bir çaba” diye yazdı.
Müdahale iddialarını defalarca reddeden Moskova'dan henüz bir yanıt gelmedi.
Secrieru, seçmenlerin oy verme merkezlerine götürüldüğüne, siber saldırılara ve Avrupa'daki oy verme merkezlerinde bildirilen sahte bomba ihbarlarına ilişkin raporlara atıfta bulundu.
Polis, Ilan Shor'un ilk turda ve aynı gün yapılan AB hedeflerine ilişkin referandumda uyguladığını söylediği geniş çaplı oy satın alma planının tekrarlanmasını önlemeye çalıştı.
Sandu, müdahalenin 20 Ekim'deki ilk turu etkilediğini ve Shor'un 300 bin kişinin, yani nüfusun yüzde 10'undan fazlasının oyunu satın almaya çalıştığını söyledi.
Referandum AB yanlısı kampın yüzde 50,35 gibi düşük bir oy oranıyla kazanmasını sağladı.
Stoianoglo'nun Doğu-Batı dengesini gözeten söylemi, Sandu'nun Kremlin'le ilişkilerin bozulduğu, Rus diplomatları sınırdışı ettiği ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini kınadığı dört yıllık iktidarıyla tezat oluşturuyor. Moskova, Sandu hükümetini “Rusya korkusuyla dolu” olarak nitelendiriyor.
Sandu, Pazar günkü oylamayı 2030'a kadar AB'de parlak bir gelecek ya da belirsizlik ve istikrarsızlık arasında bir seçim olarak tanımlamıştı.
Bunun doğru olmadığını ve Sandu'nun sıradan Moldovalılar'ın çıkarlarını gözetmekte başarısız olduğunusöyleyen Stoianoglo, Sandu'yu Rumence konuşan bir çoğunluğa ve Rusça konuşan büyük bir azınlığa sahip ülkede bölücü siyaset yapmakla suçladı.
Stoianoglo, Sandu'nun ekonomi yönetimine karşı protesto oylarından yararlandı.
Moldova, COVID salgını ve büyük bir mülteci akınına yol açan, Rusya’nın gaz tedarikini keskin bir şekilde azaltmasıyla yüksek enflasyona neden olan Ukrayna işgalinin etkileriyle mücadele etti.
Batı'dan destek ve kutlama mesajları
Avrupa Birliği Pazartesi günü Sandu'yu Moldova'da ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı kutladı.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa Komisyonu tarafından yapılan ortak açıklamada, “Rusya'nın oy satın alma planları ve dezenformasyon dahil benzeri görülmemiş müdahalesine rağmen Moldovalı yetkilileri seçimlerin başarılı bir şekilde yürütülmesinden dolayı takdir ediyoruz” denildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Sandu'yu tebrik ederek bunun “demokrasi için bir zafer” olduğunu söyledi.
Macron, X paylaşımında, “Maia Sandu'yu Moldova'yı yönetmek üzere yeniden seçilmesinden dolayı kutluyorum. Demokrasi, dışarıdan gelen müdahale ve manevralara karşı zafer kazandı. Fransa, ülkenin Avrupa yolunda Moldova'nın yanında durmaya devam edecek” dedi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da X üzerinden, “Sandu, Moldova Cumhuriyeti'ni zor zamanlardan güvenli bir şekilde geçirdi ve ülkeyi Avrupa rotasına soktu. Moldova'nın yanındayız” paylaşımını yaptı.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski de X'te “Moldovalılar net bir seçim yaptı, ekonomik büyüme ve sosyal istikrara giden yolu seçtiler” dedi.