Moldova'da Avrupa Birliği'ne katılma konusunda Pazar günü yapılan referandumda, şu ana kadar sayılan yüzde 98,5 oranındaki oyun ortaya koyduğu sonuçlara göre halkın yüzde 50,17’si AB’ye katılıma “evet” dedi.
Cumhurbaşkanı Maia Sandu, oylamanın “benzeri görülmemiş dış müdahalelerle gölgelendiğini” söyledi. Bıçak sırtı devam eden ve kesinleşmemiş bu sonuç, Sandu'nun Rusya ve Batı arasında sıkışan bu küçük eski Sovyet cumhuriyetinin başında dört yıl boyunca izlediği AB yanlısı politikasının açık bir onayı olmaktan çok uzak.
Referandumla eş zamanlı olarak yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sandu oyların yüzde 42'sini alırken, en büyük rakibi eski Başsavcı Alexandr Stoianoglo yüzde 26 oy alarak, 3 Kasım'da iki aday arasında yapılacak ikinci tur mücadelenin zorlu geçeceğini ortaya koydu.
Seçimlere müdahale edildiğine ilişkin bir dizi iddianın ardından yapılan oylama, güneydoğu Avrupa ülkesinin Avrupa Birliği'ne katılma ve Moskova'nın yörüngesinden tamamen çıkma kararlılığının sınanması olarak görülüyordu.
Referandumdan çıkan sonuç, AB entegrasyonunu savunduğu için Sandu'yu ikinci tura girerken daha zayıf bir konuma yerleştiriyor.
Uzun bir süreç olan resmi katılım müzakerelerine Haziran’da başlayan Moldova, Sandu yönetiminde 2030’a kadar birliğe katılmayı hedefliyor. Sandu'nun Moskova ile ilişkileri, Ukrayna işgalini kınaması ve enerji tedarikini Rusya'dan uzaklaştırması nedeniyle kötüleşti.
Sandu’nun rakibi Stoianoglo, iktidara gelmesi halinde AB, Rusya, ABD ve Çin ile ilişkileri içeren “dengeli” bir dış politika geliştireceğini söyledi. Referandumu boykot eden Stoianoglo, bunu Sandu'nun seçimlerde oylarını arttırmak için bir hile olarak nitelendirdi.
Cumhurbaşkanı Sandu: “Suç gruplarının oy satın almaya çalıştığına dair açık kanıtlar var”
Bugün erken saatlerde Moldova vatandaşlarına seslenen Sandu, “ulusal çıkarlarımıza düşman yabancı güçlerle” birlikte çalışan suç gruplarının 300 bin oyu satın almaya çalıştığına dair “açık kanıtlar” olduğunu söyledi ve bunun “eşi benzeri görülmemiş ölçekte bir sahtekarlık” anlamına geldiğini iddia etti.
Sandu, “Suç grupları vatandaşlarımızı ve ulusumuzu belirsizlik ve istikrarsızlık içinde tutmak için en utanç verici araçları kullanarak on milyonlarca Euro, yalan ve propaganda ile ülkemize saldırdı” dedi.
Nihai sonuçlar beklenirken Sandu, Moldova'nın ayrıntıya girmeden “kesin kararlarla karşılık vereceğini” söyledi.
Oylama öncesinde yetkililer defalarca, Rusya'da yaşayan kaçak işadamı Ilan Shor'un oylamaya müdahale etmeye çalıştığını iddia eden açıklamalar yaptı.
Sandu hükümetini “Rus düşmanlığı” ile suçlayan Rusya, müdahale iddialarını reddederken, Shor da suç işlediğini inkar etti.
Polis, dolandırıcılık ve 1 milyar dolarlık hırsızlıkta rolü olduğu gerekçesiyle gıyabında hapis cezasına çarptırılan Shor'u, seçimlerde “hayır” oyu kullanmaları ve “kendi adaylarını” desteklemeleri için en az 130 bin seçmenden oluşan bir ağa para vermeye çalışmakla suçladı.
Shor, sosyal medyada, Moldovalılar’a başkalarını belirli bir şekilde oy kullanmaya ikna etmeleri için para ödemeyi açıkça teklif etti ve bunun, kazandığı paranın meşru bir kullanımı olduğunu söyledi.
Bugün erken saatlerde Moldovalılar’ın referanduma karşı oy kullandığını ilan eden Shor, Sandu'ya sadece ismi Maia ile hitap ederek “Bugün sizi tebrik ediyorum, savaşı kaybettiniz” dedi.
Oylama öncesinde yetkililer, dezenformasyon içerdiğini söyledikleri internet kaynaklarını kapattı, Rusya'da Moldovalılar’ı kitlesel ayaklanmalar için eğiten bir programı ortaya çıkardıklarını duyurdu ve Shor'un müttefiklerine karşı ceza davaları açtı.
Dün geç saatlerde gelen ilk sonuçlara göre, Moldovalılar’ın yaklaşık yüzde 57'si başlangıçta referandumda “hayır” oyu vermiş görünüyordu. Daha fazla oy pusulası sayıldıkça “evet” oyları giderek yükseldi ve sabahı erken saatlerde “hayır” oylarını geride bıraktı.
Siyasi analist Valeriu Pasha, “evet” oylarının önde çıkmasının tek nedeninin yurtdışında yaşayan ve büyük ölçüde AB entegrasyonunu destekleyen Moldova diasporasının alışılmadık derecede yüksek katılımı olduğunu söyledi.
Pasha “Onlarca puanın satın alınabildiği bu tür seçimlerde, ileriye dönük olarak işimiz çok zor olacak. Ancak dersler çıkarmalı ve bu olguyla mücadele etmeyi öğrenmeliyiz” dedi.
Kremlin: “Moldova'daki seçimlerin özgür değildi, sonuçlar birçok soruyu beraberinde getiriyor”
Bir AB sözcüsü Pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Moldova'nın AB'ye katılma referandumunun Rusya veya vekillerinin “benzeri görülmemiş müdahalesi” ile gerçekleştiğini söyledi.
Sözcü, “Moldova bu oylama öncesinde Rusya ve vekilleri tarafından gerçekten benzeri görülmemiş bir sindirme ve dış müdahale ile karşı karşıya kaldı” dedi.
Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov ise Moldova'daki seçimlerin özgür olmadığını ve sonuçların Cumhurbaşkanı Maia Sandu ve Avrupa Birliği lehine “açıklanması zor” bir oy artışı gösterdiğini söyledi.
Peskov, “Sandu lehine ve AB yönelimini destekleyen referandum katılımcıları lehine oylarda mekanik olarak açıklanması zor bir artış oranı görünüyor” dedi.
Moldova'nın seçim kampanyasını 'özgür olmayan' bir kampanya olarak nitelendiren Peskov, muhalefetin kampanya yapma fırsatından mahrum bırakıldığından ve yetkililer tarafından baskıya maruz bırakıldığından şikayet ederek, “Zulüm gördüler, hapishanelere atıldılar, sorgulandılar, ülkeye girişlerine izin verilmedi, medya kapatıldı, internet kaynakları engellendi” dedi.
“Eğer Sandu bazı suç grupları nedeniyle oy alamadığını söylüyorsa, kanıt sunmalıdır” diyen Peskov, “Bayan Sandu'nun kendi çizgisine muhalif olan bu kadar çok sayıda sesi açıklaması iyi olurdu. Bunlar da suç çeteleri mi? Yoksa kendisini desteklemeyen Moldova vatandaşlarının suç çeteleriyle ilişkili olduğunu mu kastediyor? Burada birçok nüans var” şeklinde konuştu.
Forum