Odatv davası kapsamında tutuklu yargılanan Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır ve Coşkun Musluk tahliye edildi.
Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramaların ardından Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu 13 sanık hakkında açılan davanın 11. duruşması bugün görüldü.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilen Şener ve Şık, 375 gün hapis yattı. NTV Televizyonu’na açıklama yapan Ahmet Şık’ın avukatı Akın Atalay tahliye kararının sevindirici olduğunu, ancak gazetecilerin ömründen bir yılın gittiğine dikkati çekti.
Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin tutuklanması, uzun süre hapis tutulması Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda ciddi kuşkuların oluşmasına neden olduğu gibi hem yurtiçinde hem yurtdışında büyük tepki görüyor.
Şık: 'Komployu Kuranlar Cezaevine Girecek'
Cezaevinden tahliye edilen Ahmet Şık gazetecilere kısa bir açıklama yaptı ve düşünce ve ifade özgürlüğü ihlallerine dikkati çekti.
Şık, Türkiye’de halen yüz gazeteci, 600 öğrenci ve KCK davası kapsamında altı bin kişinin hapis yattığını vurguladı.
Kendisinin de hapse atılmasıyla sonuçlanan komplonun açığa kavuşturulması çağrısında bulunan Şık, “Bu komployu kuranlar cezaevine girecek,” dedi. Şık, açıklamasında Fetullah Gülen cemaatine bağlı yetkilileri komplo kurmakla suçladı ve şöyle konuştu: “Bu komployu kuran, yürüten, polisler, savcı ve hakimler bu cezaevine girecek. Onlar buraya girdiğinde bu ülkeye adalet gelecek. O cemaat bağlantılı, o çete bağlantılı adamlar buraya girecek. Çok net söylüyorum. Bu işin sorumluları cemaat bağlantılı... Burada cemaatçi olan herkesi suçlamıyorum. Ama cemaatçi olup da çete gibi çalışan emniyetteki, yargı, bürokratik örgütlenme içindeki adamlardır bunun asli sorumluları. Ama siyaseten sorumlusu da AKP hükümetidir, bunlara sesini çıkarmadığı için.”
Gazeteci Nedim Şener de cezaevinden serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, suikast sonucu öldürülen Hrant Dink için adalet çağrısında bulundu. Şener, Dink davası sonuçlanmadığı takdirde Türkiye’de basın özgürlüğünden söz edilemeyeceğini belirtti.
AGİT Kutladı
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dünya Mijatoviç, aralarında ödüllü gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu dört gazetecinin tahliye kararını kutladığını bildirdi.
Mijatoviç, “Bu gazeteciler serbest kaldıkları için çok mutluyum. Sadece onlar değil, aileleri ve sevdikleri adına, hem Türkiye içinde, hem de dışında bu davayı izleyen herkes adına mutluyum,” dedi.
Mahkemenin Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliyesini, “suç niteliğinin değişme olasılığına” ve tutuklu bulundukları süreye dayandırdığının altını çizen AGİT temsilcisi, “Umarım bu dava hemen sonuçlanır ve suçlamalar düşürülür,” dedi.
“Demokrasi hür ifade hakkı olmadan işleyemez,” diyen Mijatoviç, “Umarım diğer gazeteci davalarından da olumlu haberler alırız,” şeklinde konuştu.
Dünya Mijatoviç, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ı geçen yıl Aralık ayında Silivri Cezaevi’nde ziyaret etmişti. Temsilciliği’nin cezaevindeki tüm gazetecilerin durumunu sürekli izlediğini söyleyen Mijatoviç, yakın bir zamana kadar Türkiye’de cezaevinde yatan gazetecilerin güncel listesini yayınlayacaklarını bildirdi. AGİT Temsilcisi, medya reformları konusunda Türkiye’ye yardıma hazır olduklarını da sözlerine ekledi.
Tahliyeler Memnuniyet Yarattı, Tüm Gazeteciler Serbest Bırakılmalı
Gazetecileri Koruma Komitesi, Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un tahliye edilmesini memnuniyetle karşıladıklarını, ancak Türkiye’de halen çok sayıda basın mensubunun hapis yattığını açıkladı.
Örgütün internet sitesinde yayınlanan açıklamada, “Ahmet Şık, Nedim Şener, Sait Çakır ve Coşkun Musluk’un davaları devam ederken serbest bırakılması bizi rahatlattı ancak Türkiye’de halen duruşmalarını bekleyen onlarca gazeteci ve basın çalışanının hapis yatması kaygılandırıyor,” ifadelerini yer verildi. Gazetecileri Koruma Komitesi Avrupa ve Orta Asya Program Koordinatörü Ninsa Ognianova, “hükümet, bu jestin ötesine giderek Türkiye’nin muğlak ceza ve terörle mücadele kanunları altında hapsedilen gazetecileri serbest bırakmalıdır. Kanunların uluslararası standartlara uyması esastır,” dedi.